vurursunuz.”, “Umulur ki düşünürsünüz” ve “umulur ki hatırlar bulunursunuz” gibi sözlerle bizleri tefekkür etmeye yöneltmektedir.
[ İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutandır”
İslam dininde insanlara zorlama yoktur. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetleri, “Umulur ki akıl ölçüsüne vurursunuz.”, “Umulur ki düşünürsünüz” ve “umulur ki hatırlar bulunursunuz” gibi sözlerle bizleri tefekkür etmeye yöneltmektedir. Sevgili peygamberimiz(s.a.v)’in mübarek öğütlerinden birinde bizlere:
“ Ya bilen ol, ya öğrenici ol, ya dinleyici ol, ya da bunları seven ol, ve böylece bugününü ve geleceğini emniyet altına al, bunların dışında kalma sakın. Sonra yokluk ve sefilliğe düşersin”
Buyurmaktadır. Bu yüzden var olmamızın yegane şartıdır düşünce. Çünkü her şey düşüncede arz edilir daha sonrada eyleme geçilir. Geleceğe yeni ufuklar açmanın, olmak istediğimiz yerde olmanın planıdır bir de.
İdealist insanlar, her zaman düşünecek ve hedefleyecek birçok şeyin var olduğu bilinci ile yaşama gerekçelerini yaşatma gereksinimlerini belirlemişlerdir. Toprağa atılan tohum misali tek gayeleri filizlenip ağaç olmak, meyve vermek, çınar olup ayakta ölmektir. ALLAH c.c “kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemem” demiş olmasına rağmen ortada bırakılan nice değerleri sırtlananların, karınca misali hiçbir şey olamasalar da yolunda öldüklerini kim görmezlikten gelebilir ki…
“Nasıl düşünüyorsan o’sundur ve düşündüğün ile anılacaksındır.” Üzerinde durmadan geçeceğimiz bu vecize aslında yüreğimize altın harflerle yazılan kahramanların kulağımıza fısıldadıkları sırdır.
Tarihin büyük olan insanlara tanıklık ettiğini ve onları unutturmadığını biliyoruz. Dünyanın büyük düşünürleri arasında ecdadımızdan önemli şahsiyetler olduğu görüyoruz. İlk topu, ilk mikrobu bizim ecdadımız keşfetmişti. İlk dünya haritasını Piri Reis çizmişti. Gemiyi karadan yürütme fikrine sahip olan kutlu komutan tek bir şeyi yaptı: Önce büyük düşünerek sonra ise tevekkül ederek istediğini kaderinden aldı.
Hem Yaradan'ın hem de 'En Sevgili'nin emrine uymak, Fatih’in kazınmasıdır destanlara. Ama
Fetihlerden daha büyük bir fethe vakit yoktur. Vakit, “En hayırlınız insanlara faydası dokunandır” sözüne nail olma anıdır.
Bizden istenende bu değil midir? Büyük arayışlar ve büyük buluşlar elde etme zamanı gelmedi mi?
Büyük sonuca giden yola fikri arayışlarımız ile varmamız gerekecek. Ülkücü olma yolundaki ilk adımımızı “BÜYÜK DÜŞÜNMEKTEN KORKMAYARAK” ve “DÜŞÜNDÜĞÜNÜ KORKMADAN SÖYLEYEREK” atmış olacağız kimilerince.
Bugüne kadar okuduğumuz kitaplar, yaptığımız işler, dinlediğimiz ağabeylerimiz bilinen oldu. Bilinmeyenleri aramak için iştirak olacağız.
Kuşlar gibi karnımızı nerede doyuracağımızı bilmeyebiliriz. Ama aramaya karar verdiğimizde nimetleri ayağımızın altında serili olarak bulacağız inşALLAH.
Yokluklarımızı, ödemelerimizi, borçlarımızı düşünerek içimize kapanacağımıza “Turan” yolunda kabuğumuzu birlikte kıralım. Bilin ki, önemli olan imkanlara sahip olmak değil, hangi imkanlara alnımızın teriyle kavuşacağımızdır. Ne yapabildiğimiz değil ne “YAPABİLECEĞİMİZE” odaklanmaktır.
Durumumuzu elimizdeki imkânlara göre değerlendirirsek büyük değişimlere yol açamayız.
Düşüncelerimiz bizi tutsak etmezse hiçbir engelle karşılaşmayız. Tevekkül edenlerden olduysak kim bizi engelleyebilir ki? Hz. MUHAMMED (asm) İslam’ı tebliğ için kırk dostu ile yola çıktığında Eb-u Cehil ve Eb-u Lehep ordusuna galip gelmemiş miydi?
“MUHAMMED-ül Emin” olmak… İnkar edenlerin, inanmayanların kafalarında “ya doğru söylüyorsa” şüphesini gebe bırakmak…
Seçilmiş insan olduğumuz an bizi tenzih etmeyenlerin ya da yollarını bizimle kesiştirmeyecekleri söyleyenlerin “onlar dürüst insandır beraber olmasak da” düşüncesini mıhlayabilmek büyük insan olma yolunda ilerlemektir.
…..
Büyük hedefler bulmak için yarın geç olabilir. Dikilen fidanın büyüyüp ağaç
olması sonrada meyve vermesi gerektiği için acele ediyorum. Ayrıca büyük olma mahiyetimizin altında birilerini küçük görme, küçük olduklarını savunma şartı aramıyoruz. Kimsenin yerini alma gayreti değildir azmimiz. Çünkü kader kimsenin durumunu başkalarının durumuna göre belirlemez.
Küçük hedefler için harcayacağımız çaba büyük hedefler için harcayacağımız çabadan az değildir. Büyük işleri kaldıramayacağımızı sanıyorsak yanılıyoruzdur… Yaratıcının ayrıcalıklı kulu yoktur.
Şems doğdu bizim için. Dayanışma gücü ruhun coşkusu ile yoğruldu.
Somun olsa da fikirler aç olanlar doyacaktır yine de. Hamlık bittiyse artık eritelim demiri yanan korda ve çıkalım tarih sahnemizdeki rolü oynamak üzere cihana.
Bil ki;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın, Kırk yiğidin yüreğinde ki HÜRRİYET şiarısın,
“La ilahe illALLAH MUHAMMEDun Resulullah’’ lafzını bütün âleme tebliğ etmek için kırkıncı Müslümansın.
Beklenen kırkıncılar bulundu… Selam olsun…
avar