UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
ESKI TÜRKLERDE KADIN Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ESKI TÜRKLERDE KADIN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AsenA_03
BozKurt
BozKurt
AsenA_03


Kadın
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 632
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 20/11/88
Yaş Yaş : 35
Nerden Nerden : ERGeNeKoN
İş-Meslek İş-Meslek : DaVa MiLiTaNI
İsim İsim : cCc_KIZIL_ELMA_cCc
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 03/11/09

ESKI TÜRKLERDE KADIN Empty
MesajKonu: ESKI TÜRKLERDE KADIN   ESKI TÜRKLERDE KADIN Icon_minitimeSalı 3 Kas. 2009 - 20:41

ESKİ TÜRKLERDE KADIN

Sarp dağlarda doğmuş , geniş topraklarda var olmuş , çok çeşitli medeniyetlerle birlikte yaşamış , civar komşularıyla olumlu ve sıkı ilişkiler kurmuş eski Türklerde , aile hayatı ile onun temeli kadın ; sosyal eşitliğe ve dini üstünlüğe sahipti.
İslâmiyet’ten önceki Türk toplumunda kabul gören inanç , Şamanizm’di. Yüksek Türk kültürünün mahsulü olan bu inançta ; tabiatın korunması , insanların doğanın koruyucusu ve parçası olduğu dinsel ayinlerle anlatılırdı.
Suyun , toprağın , ateşin , havanın , doğanın olan her öğenin dini bir kimliği ve adı vardı. Bütün canlıları ve tabiatı yaratan tek üstün gücün adı Ülgen’di. Ondan sonra Umay Ana gelirdi. Yedinci yüzyılda yazılmış Orhun kitabelerinde , Bilge Kağan ikinci Göktürk imparatorluğunun kuruluşunu anlatırken , annesinden söz eder.
Annesi İl Bilge Hatun’u ; sevgi, şefkat , iyilik ilahesi Umay’a benzetir. Eski Türklerde , Anayla oğul arasındaki kuvvetli ilişki ve bağlılık , destanlara konu olmuştur......

Dirse Han oğlu Boğaç Han destanı , ana - oğul sevgisinin işlendiği güzel bir örnektir. Dirse Han , kırk yalancının iftira ve telkinlerine inanarak , oğlu Boğaç’ın kötü ve hain çocuk olduğuna kanaat eder. Beraber çıktıkları ilk avda oğlunu okla yaralar. Boğaç Han’ın annesi Burla Hatun , kocasının avdan tek başına döndüğünü görünce , oğlunun başına bir iş geldiğini anlayıp yollara düşer.
Oğlunu yarı baygın bulan Burla Hatun’un yüreğine ateş düşer. Oğlunu öper sarar ve başında gözyaşı döker. Anasını gören Boğaç , yarasını unutur , dillenir. Konuşmaya başlar. Anası , Boğaç’ın sözlerine kulak kesilir. Boğaç Han annesine : ‘Babamın attığı okla yaralanınca yanıma Hızır geldi. Yaramı sardı , sıvazladı ve sana bu yaradan ölüm yok.
Ananın sütü ile dağ çiçeği senin merhemindir dedi’ der. Burla Hatun , yaralı oğlunu ana şefkatiyle tedavi eder. Dede Korkut hikayelerinde işlenen analık ve kadınlık temaları , hep kahraman kadınlarla süslüdür. Analık duygusu , sadakat , kahramanlık , misafirperverlik , toprak sevgisi , din sevgisi ; Dede Korkut destanındaki kadınların ortak özelliğidir.
. İslâm dininin Orta Asya’ya girmesiyle , büyük kitlelerle bu dini kabul eden Türkler , İslâm’ı severek , isteyerek , kolayca benimsediler. Hak dinin emir ve öğretileri ile daha da güçlendiler. İslâm sonrası sözlü edebiyatımızda din öğesi çarpıcılıkla işlenmiş , kahramanlıkların kaynağı olarak gösterilmiştir.
.....Kan Turalı , babasına evlenmek istediğini söyler. Evleneceği kızın , kendisi gibi kahraman olmasını istediğini anlatır. Trabzon tekfurunun Selcen ismindeki kızı , tam Kan Turalıya göredir. Selcen kızı istemeye gittiklerinde , kızın babası bir şart koşar. Kan Turalı , Selcenle evlenebilmek için üç tane azgın canavarı öldürmelidir.
Bunun üzerine canavar avına çıkan Kan Turalı , üç azgın yaratığı öldürür ve Selcenle nişanlanır. Birlikte gezmeye çıktıkları günlerin birinde , yolda önleri kafir ordusuyla kesilir. Kan Turalı ve Selcen Hatun , kafirlere karşı savaşır ve büyük başarı kazanırlar. Eski Türk kadını , destanlarda ; kılıç tutan , savaşan ,yenilmez olarak anlatılır.
Bozkır cemiyetinde yaşayan kadınlarda , erkekler kadar düşman saldırısına açıktır. Yapılan bir düşman saldırısında , kendilerini müdafaa etmek için erkek gibi kılıç kullanmayı bilmek zorundaydılar. Göçebe olarak yaşayan Türklerin kadınları , savaşa girecek kadar güçlü ve dövüşkendiler.
Eşler arasındaki ilişkide , eski Türklerde eşitlik temeline dayalıydı. Büyük Hun İmparatoru Attila’nın huzuruna çıkacak olan Doğu Roma elçileri , ilk önce Attila’nın karısı Arıkan Hatun tarafından kabul edilirdi. Bu kabul , dönemin medeniyetleri tarafından yadırganmış , tuhaf karşılanmıştı. Yunan tarihçi Priskos’un anlattığı bu kabul , Hun imparatoru Attilla’nın karısının , en az kendisi kadar siyasi nüfuz sahibi olduğunu gösteriyor. Buyruklar mutlaka ‘ Han ile Hatun buyuruyor ki..’.diye başlardı.
Hatunun adının geçmediği buyrukların geçerliliğini olmazdı. Türk töresinde , kadının bütün hakları erkekle eşit olarak tanzim edilmiş , sosyal yaşam ortak kurulmuştu. Ailenin üç çocuğu olmuşsa , büyük çocuk erkek , diğer ikisi kızsa , ağabey atına atlar başka diyara göçerdi. Miras kız kardeşleri arasında eşit bölünsün diye , ağabey hakkından feragat ederdi. Kız çocukları asla horlanmaz ,erkek çocuk gibi yetiştirilirdi. Sevilir , ailenin neşesi gibi görülürdü.
Aile hayatı içinde kadınlar , eşlerinden büyük saygı görür, bazı diğer toplumlarda olduğu gibi dışlanmazdı. Tek eşlilik şerefti. Çok eşlilik ayıplanırdı. Eski Türklerde çocuk doğurmak kadının ilk vazifelerindendi. Hal böyleyken , kadının çocuk doğurma yetisi olmadığı durumlarda bile , horlanmaz , ezilmez , boşanmazdı.
Boşanmak , eski Türkler arasında ender rastlanır bir durumdu ve toplum içinde kabul görmez , ayıplanırdı. Törelerine sımsıkı bağlı olan eski Türkler , aile hayatlarını kutsal mâbed gibi görürlerdi.
İslâm öncesi ve sonrası olarak iki bölümde sınıflandırılan Türk tarihinde , İslâm sonrasında da çoğu zaman kadın eşitliğinden ziyan vermemiştir. Selçuklular dönemindeki Türk kadınları , Arap tarihçilerin ve seyyahların kaleminden sıkça yazılmıştır. Arap kadınlarından farklı olarak gördükleri Türk kadınlarının ; ata binmesi , ok atması , yüzlerini örtmemesi , Türk zevkine göre güzelce örtünmeleri , Arap tarihçilerin dikkatini çekmiştir. Türk kadınlarının yöneticilik yapması , söz sahibi olması da , Arap kaynaklarında bulunan bilgilerdir.
İslâm sonrasının büyük kadınlarından biri Terken Hatundur. Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın karısı Terken Hatun , devletin her kademesinde yöneticiydi. İlim ve edebiyata önem veren Terken Hatun , Selçukluların siyasi hayatında söz sahipliği etmiştir. Türk yurtlarını gezen seyyahların notlarında , Türklerin kadınları hakkında yazılmış birçok tespitler vardır.
Mesela İbni Batuta ‘Seyahatnamesi’nde şöyle der : ‘Hatunlar sokağa büyük merasimle çıkar. Türk kadınları yüzlerini örtmezler’. İslâm sonrası Türklerin arasına giren İbni Batuta , İbni Fadlan gibi seyyahlar , Türk kadınlarını çok serbest bulmuş ve şaşırmışlardır. Erkeklerle bir oturan , sakınmayan çekinmeyen Türk kadınları ,Arap ve Fars kaynaklarında uzunca tasvir edilmiştir. Rahat oldukları kadar ağır ve vakur olan Türk kadınlarına yaklaşmanın mümkün olmadığı da yazılmıştır.
Türkler arasında , herkesin olduğu gibi kadınlarında din özgürlüğü sınırsızdı. Din seçiminde baskı yapılmazdı. İlhanlı hükümdarı Hulagü Han’ın karısı Dokuz kadın Hıristiyan’dı. Otağlarından birisi kiliseydi ve her sabah çan çaldırırdı. Seyyahlardan biri Hulagü Han’a ‘Dokuz Kadın’ın çaldığı çanlar sizi rahatsız etmiyor mu ?’ diye sormuş , Han’da : ‘Dokuz Kadın mutlu oluyor , o mutlu olunca bende mutlu oluyorum’ diye cevap vermiştir.
Karısına duyduğu hürmet tarihi kayıtlara geçen Hulagü’nün kızı Tütegeç Hatun’da , ilim sahibi , aydın , güçlü bir kadındı. İslam dininin öğretilmesi için , Erbil şehrinin yakınındaki Hufteyan’da ibadethaneler , camiler , medreseler , tekkeler yaptırmıştı.
Geçmişten günümüze asaletin , temizliğin , gücün , erdemin temsilcisi olmuş Türk kadınları , Türk milletinin teminatı olarak zamanının ,İl Bilge Hatunları , Burla Hatunları , Selcenleri , Arıkan Hatunları , Tütegeç Hatunları olacaklardır..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.turkiyem.org
 
ESKI TÜRKLERDE KADIN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» TÜRKLERDE AT KÜLTÜRÜ
» MHP'nin eski afişleri ...
» KADIN OLMAK..!
» TÜRK'LERDE KADIN..
» MHP'nin eski seçim afişleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Ülkücü Hareket :: Asenalar-
Buraya geçin: