UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ...YASİN SURESİ Türkçe meali.....

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
ÜLKÜSERAP02
Yetkili Asena
Yetkili Asena
ÜLKÜSERAP02


Kadın
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 882
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/04/89
Yaş Yaş : 35
Nerden Nerden : Adıyaman/Besni
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 09/02/09

...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Empty
MesajKonu: ...YASİN SURESİ Türkçe meali.....   ...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Icon_minitimePaz 20 Ara. 2009 - 22:02

36/YASİN SURESİ




Bismillahirrahmanirrahim



1: Yâ Sîn.

2: Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) Kur’ân’a andolsun.

3: Muhakkak ki sen, gerçekten gönderilen resûllerdensin.

4: .Sıratı Mustakîm üzerinde(sin).

5: Azîz ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir.

6: Babaları uyarılmamış bir kavmi, uyarman içindir. Çünkü onlar gâfillerdir.

7: Andolsun ki (Allah’ın) söz (ü) onların çoğunun üzerine hak oldu. Artık onlar âmenû olmazlar (Allah’a ulaşmayı dilemezler).

8: Muhakkak ki Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar halkalar (zincirler) kıldık (geçirdik). Bu sebeple onlar, başları yukarı kaldırılmış olanlardır.

9: Ve onların önlerine ve arkalarına set kılarak (çekerek) böylece onları perdeledik. Artık onlar göremezler.

10: Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için eşittir. Onlar âmenû olmazlar (Allah’a ulaşmayı dilemezler).

11: Sen sadece zikre tâbî olanı ve gaybte Rahmân’a huşû duyanı uyarırsın. Öyleyse onu mağfiret ile (günahların sevaba çevrilmesiyle) ve “kerim ecir” ile müjdele.

12: Muhakkak ki Biz, ölüleri diriltiriz. Ve takdim ettiklerini ve onların eserlerini yazarız. Ve herşeyi İmam-ı Mübin’de (apaçık bir rehberde) saydık (tespit ettik).

13: Onlara, o şehrin halkını misal ver. Onlara resûller gelmişti.

14: Onlara iki (resûl) göndermiştik. Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine (onları) üçüncü (resûl) ile azîz kıldık (destekledik). O zaman onlar: “Muhakkak ki biz, size gönderilmiş resûlleriz.” dediler.

15: Dediler ki: “Siz, bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz. Ve Rahmân bir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”

16: (Resûller) dediler ki: “Bizim, gerçekten size gönderilmiş resûller olduğumuzu Rabbimiz biliyor.”

17: Ve bizim üzerimizde açıkça tebliğden (bildirmekten) başka bir şey (sorumluluk) yoktur.

18: “Muhakkak ki biz sizinle uğursuzluğa uğradık. Eğer siz gerçekten vazgeçmezseniz (son vermezseniz), sizi mutlaka taşlayacağız. Ve mutlaka bizden size elîm bir azap dokunacak.” dediler.

19: “Uğursuzluğunuz sizinle beraberdir (kendinizdendir). Size zikir hatırlatılınca mı (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz müsrif (haddi aşan) bir kavimsiniz.” dediler.

20: Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. “Ey kavmim, (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!” dedi.

21: (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (bu) kişilere tâbî olun. Ve onlar, hidayete ermiş olanlardır.

22: Ve ben, niçin beni Yaratan’a kul olmayayım ki; siz, O’na döndürüleceksiniz.

23: Ben, O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân bana bir zarar dilerse, onların şefaati bana bir (şey) fayda vermez (sağlamaz). Ve onlar beni kurtaramazlar.

24: Eğer öyle olsaydı (putlara tapsaydım) muhakkak ki ben, mutlaka apaçık dalâlette olurdum.

25: Muhakkak ki ben, sizin Rabbinize îmân ettim. Öyleyse beni işitin.

26: (Ona), “Cennete gir!” denildi. “Keşke kavmim bilseydi.” dedi.

27: Bu sebeple, Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve ikram edilenlerden kıldığını (bilselerdi).

28: Onun arkasından, onun kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indiriciler de olmadık.

29: (Onların cezası) sadece bir sayha (şiddetli ses dalgası) oldu. O zaman onlar sönenler oldular.

30: O kullara yazıklar olsun! Onlara hiçbir resûl gelmedi ki, onunla alay etmiş olmasınlar (hepsiyle alay ettiler).

31: Ondan önceki nice nesillerden (kimleri) helâk ettiğimizi, onların (helâk edilenlerin) kendilerine dönmediklerini görmediler mi?

32: Ve ancak herkes toplandığı zaman (onlar da) huzurumuzda hazır bulundurulacak olanlardır.

33: Ve ölü toprak onlara bir âyettir (mucizedir). Onu dirilttik ve ondan habbeler (taneler) çıkarttık. Böylece ondan yerler.

34: Ve orada, hurma ve üzüm bahçeleri kıldık (yaptık). Ve orada, pınarlar fışkırttık.

35: Onun ürünlerinden (meyvelerinden) ve elleriyle yaptıklarından yesinler diye. Hâlâ şükretmezler mi?

36: Arzın yetiştirdiği herşeyden, onların nefslerinden ve bilmedikleri şeylerden çiftler (eşler) yaratan, O (Allah), Sübhan’dır (herşeyden münezzeh).

37: Ve gece onlar için bir âyettir (ibrettir). Ondan gündüzü sıyırırız (çekip alırız). O zaman onlar karanlıkta kalanlardır.

38: Ve Güneş, onun için istikrarlı kılınan (yörüngesinde) akar gider. İşte bu azîz ve alîm olan (en iyi bilen) Allah’ın takdiridir.

39: Ve Ay, kurumuş hurma salkımı dalı gibi bir şekil (bedir şeklinden hilâl) haline dönünceye kadar ona menziller takdir ettik.

40: Güneş’in Ay’a yetişmesi ve gecenin gündüzü geçmesi mümkün olamaz. Ve hepsi feleklerinde (yörüngelerinde) yüzerler (seyrederler).

41: Onların zürriyetlerini (nesillerini) dolu gemilerde taşımamız onlar için bir âyettir.

42: Ve onlar için, onun gibi (gemiler gibi) üzerine binecekleri şeyler yarattık.

43: Ve dilersek onları boğarız, o zaman onlara yardım edilmez ve onlar kurtarılmaz.

44: Bizden bir rahmet ve belli bir zamana kadar metalanmaları (faydalanmaları) hariç.

45: Ve onlara: “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden sakının. Umulur ki böylece rahmet olunursunuz.” denilmişti.

46: Rab’lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki, ondan yüz çevirenler olmasınlar.

47: Onlara “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden infâk edin (verin).” denildiği zaman kâfirler, âmenû olanlara: “Allah’ın dileseydi, doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz.” dediler.

48: “Ve eğer siz doğru söyleyenlerseniz, bu vaad ne zaman?” derler.

49: Onlar tartışırken, onları alacak (yakalayacak) olan tek bir sayhadan (şiddetli ses dalgasından) başka bir şey gözlemiyorlar (beklemiyorlar).
50: Artık vasiyet etmeye güçleri yetmez. Ve ailelerine dönemezler.

51: Ve sur’a üfürülmüştür. İşte o zaman onlar, mezarlarından Rab’lerine koşarlar (uçarlar, yükselirler).

52: “Eyvahlar olsun bize, mezarlarımızdan bizi kim beas etti (kaldırdı)? Bu, Rahmân’ın vaadettiği şeydir. Ve resûller doğru söylemişler.” dediler.

53: Sadece tek bir sayha (şiddetli ses dalgası)! İşte o zaman onlar, hepsi huzurumuzda hazır bulunanlardır.
54: İşte o gün (hiç)bir kimseye, (hiç)bir şeyle zulmedilmez. Ve amellerinizden başka bir şey ile cezalandırılmazsınız.

55: Muhakkak ki cennet ehli, o gün zevkli bir meşguliyet içinde olanlardır.

56: Onlar ve eşleri, gölgeliklerde tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır.

57: Orada onlar için meyveler ve istedikleri (her)şey vardır.

58: Rahîm olan Rab’ten “selâm” sözü vardır.

59: Ey mücrimler (suçlular)! Bugün ayrılın.

60: Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki; o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.

61: Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.

62: Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz?

63: Size vaadedilmiş olan cehennem (işte) budur.

64: İnkâr etmeniz sebebiyle bugün ona (cehenneme) yaslanın (girin).

65: Bugün onların ağızlarını mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.

66: Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?

67: Ve eğer dileseydik, elbette onları mekânlarında (bulundukları yerde) değiştirirdik. O zaman ileri gitmeye ve geri dönmeye güçleri yetmezdi.

68: Kimin ömrünü uzatırsak, onun yaratılışını tersine çeviririz (kuvvetini gideririz). Hâlâ akıl etmez misiniz?

69: Biz O’na (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O (O’na indirilen), sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.
70: (Kur’ân’ın indirilmesi), hayy olanları inzar etmek (uyarmak) ve (azap) sözünün kâfirlerin üzerine hak olması içindir.

71: Ellerimizle (kudretimizle) onlar için hayvanları nasıl halkettiğimizi görmediler mi? Onlar, böylece onlara (hayvanlara) malik olurlar.

72: Biz onları (hayvanları), onlara zelil (itaatkâr) yaptık. Böylece onlardan, kendilerinin binekleri oldu (onlara binerler) ve onlardan (etlerinden) yerler.

73: Ve onlarda, kendileri için (birçok) menfaatler (yararlar) ve içecek şeyler (süt) vardır. Hâlâ şükretmezler mi?
74: Ve yardım olunacaklarını ümit ederek, Allah’tan başka ilâhlar edindiler.

75: (O ilâhlar), onlara yardım etmeye muktedir değildirler. Ve kendileri, onlar (o ilâhlar) için, (onlara yardıma) hazır askerlerdir.

76: Artık onların sözleri seni mahzun etmesin. Muhakkak ki Biz, sakladıklarını da açıkladıklarını da biliriz.

77: İnsan, onu bir nutfeden nasıl yarattığımızı görmedi mi? Sonra da Bize (karşı) apaçık hasım (düşman) oldu.

78: Kendi yaratılışını unutup Bize misal getirdi: “Kemiklerimiz çürüyüp dağılmış haldeyken kim onlara can verecek?” dedi.

79: De ki: “Onu ilk defa inşa eden (Yaratan), ona hayat verecek. Ve O, bütün yaratışları en iyi bilendir.”

80: Yeşil ağaçtan sizin için ateş (oksijen) kılan (çıkaran), O’dur. Böylece siz, ondan yakarsınız.

81: Gökleri ve yerleri yaratan, onların bir eşini daha yaratmaya kaadir değil midir? Evet O, (yegâne) Yaratıcı ve en iyi Bilen’dir.

82: O (Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: “Ol!” demektir. O, hemen olur.

83: İşte O, Sübhan’dır. Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O’nun elindedir. Ve O’na döndürüleceksiniz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KIZIL ELMA
Yetkili Asena
Yetkili Asena
KIZIL ELMA


Kadın
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1196
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 04/03/86
Yaş Yaş : 38
Nerden Nerden : ANTALYA
İsim İsim : FATMA
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 06/02/09

...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Empty
MesajKonu: Geri: ...YASİN SURESİ Türkçe meali.....   ...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Icon_minitimePtsi 21 Ara. 2009 - 11:17

Yasîn-i şerîfin fazîleti

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

-Enes (ra)' dan rivayet edilmiştir: dedi ki; Rasulullah (sav) buyurdu: "Herşeyin bir kalbi vardır ve Kur'an'ın kalbi de Yasin'dir. Her kim Sure-i Yasin'i okursa Allah ona bu sureyi okuması sebebiyle Kur'an'ı on kere okumuş kadar sevap ihsan eder."

“Her gece Yasîn sûresine devam edip, bu hâl üzere iken vefât eden kimse şehid olur.)

(Kur'ân-ı kerîmdeki bir sûre, okuyana şefaat eder, dinliyenin affına sebep olur, âhırette korktuğundan emin olur. Bu Yâsin sûresidir.”

“Ölüm hastası yanında Yâsin-i şerîf okununca, her harfi için bir melek gelip rûhun kolay çıkmasına duâ eder. Yıkanırken yanında bulunurlar. Cenazesi ile birlikte giderler. Namazında, defninde bulununlar ve hep duâ ederler.”

“Şeytanlar, Yasîn sûresinden ve bir de Haşr sûresinin son kısmı ile Mu'avvizeteyn sûrelerinden kaçarlar.”

“Kabristana giren kimse, Yasîn sûresini okusa, o gün meyyitlerin azâbları hafifler. Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevâb verilir.”

“Yanında Yasîn-i şerîf okunan hasta, suya kanmış olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer.”

“Müslüman bir hasta yanında Yasîn-i şerîf okunursa, Rıdvân ismindeki melek Cennet şerbeti getirir. Suya kanmış olarak rûh teslim eder. Doymuş olarak kabre girer. Suya ihtiyacı olmaz.”

“Yasîn okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Çıplak okursa, giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa ferahlar. Misafir okursa, seferde yardım görür. Kayıp bulunur. Hasta okursa şifâ bulur. Ölü üzerine okunursa azabı hafifler. Susayan okursa, suya kavuşur.”

“Bir kimse ana-babasının veya birinin kabrini her Cuma ziyaret eder ve orada Yasîn okursa Allahü teâlâ ona, Yasîn'in her harfi miktarınca mağfiret eder.”

“Kur'ân-ı kerîmin kalbi Yasîn'dir. Muhakkak ki o dertlere şifâdır. Allahı ve âhıret yurdunu dileyerek bir kimse Yasîn'i okursa, Allah kendisini mutlaka bağışlar.”

“Her gece Yasîn sûresini okuyan kimse, muhakkak sûrette şehid olarak ölür.”

“Cuma geceleri Yasîn sûresini okuyan kimse, Allahü teâlânın magfiretine kavuşmuş halde sabahlar.”


RABBİM cümlemize KUR'AN'I KERİM'İN ahlakıyla ahlaklanmayı bize bildirilen emir ve yasaklarına uymayı ve hayatımızda uygulamaya geçirmeyi nasip etsin inşALLAH...
...YASİN SURESİ Türkçe meali..... 75151lh7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
huseyin
YavruKurt
YavruKurt



Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 01/01/65
Yaş Yaş : 59
Nerden Nerden : almanya-berlin
İş-Meslek İş-Meslek : elektik
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 29/12/09

...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Empty
MesajKonu: Geri: ...YASİN SURESİ Türkçe meali.....   ...YASİN SURESİ Türkçe meali..... Icon_minitimeSalı 29 Ara. 2009 - 14:46

ALLAH SIZDEN RAZI OLSUN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
...YASİN SURESİ Türkçe meali.....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Fatiha Suresi Meali ve Tefsiri
» Yasin Suresi 6. Ayeti Nasıl Anlamalıyız
» *******Yasin Suresinin fazileti*****
» Yasin-i Şerif ve Seminere Davetlisiniz
» Bozulan Türkçe

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Dinimiz İslamiyet :: Kur'an-ı Kerim-
Buraya geçin: