Uyanın diyordu denizler kadar mavi gözleriyle...
O uyan dedikçe uykular bölündü.
Yokluklar diş bileyenlere inat,
birer abide gibi yükselip varlıklara taş çıkarttı.
Gün, bir uzun kayboluştu. Bugün yerini bulmuşsa bütün
o kaybolanlar, bedeller ödemek değildi yolu bulduran,
bu toprakları sevdiler onlar!
Şefkatlidir, bastımı bağrına,
ayırt etmez insan oluşundan gayrisini.
Titretir mavisi gözlerinizde belirince.
Bereketlidir, yüz çevirmez emektarına...
Asırlık çınar gibidir, “Toprak” deyip geçemezsiniz,
baktıkça küçülürsünüz yanında.
Her şey; unutkanlıkla başlar.
Sıcak yuvaların soğuk düşleri olmaz.
Tok olan bilmez aç olmak ne hissettirir insana.
Ülkümüz,ülkemiz içindir.
3,kıtayı birleştiren bu topraklar,
doğuyla batıyı harmanlayıp pek âlâ yaşamayı da bilir.
Ama özündekini, içindeki ateşi, yüreğindeki sevdayı, en hasından toprak kokusunu unutmamalıdır hiç.
Geçmişini yaşanmamış sayan, geleceğinden şüphe duymalıdır.
Duymadığını sananlar, derin uykulardadır!
Dünyayı titrettik bir zaman, inançlarımızı kuşandık karanlıklarda.
Tek kurşun kalmışsa namluda, top yekun yürüdük.
Şehitler bıraktık, şerefsiz yaşamaktansa, şerefle ölmeyi
yeğ tutan.
Emekledik, yürüdük, koştuk;
Ay yıldızlı geceler aydınlattırken yolumuzu.
YAZAN: Talan Ayşe Kanca