Başbuğ Alparslan Türkeş zorlu yılların güçlü kahramanı, ülkümüzün önderi,geleceğin kurtarıcısı ,bu ülke uğruna mücadele verip de bu ülkeden sürgün edilen vatan sevdalısı, büyük davanın büyük önderi.
Hayatının her anında ülkü için yaşamış, her şeyiyle ülküye kendisini adamış o zamanların bütün zorluklarına karşı direnmiş, taşıdığımız bayrağın en yükseklerde dalgalanması tüm Türk dünyasının huzuru için bu davaya yürekten bağlanmış ve biz gençlere de bu hususta nasihat vermiştir. Başbuğumuzun her sözü geleceğe ışık olmuştur, sadece zamanını değil şuan için de olduğumuz zamanı da görmüş bizlere yol göstermiştir. “Hepiniz birer Türk Bayrağı 'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.” Diyerek ülkücü gençliğe düşen görevin önemini anlatmış, bizlerin bu görevi yaparken ne kadar hassas olmamız gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü bu bayrağı taşımak yetmeyecek bu bayrağı daha da yükseklere çıkartacağız. Bizim ülkümüz göklerin en yükseklerine layıktır. Onu hak ettiği yere yükseltmek ülkücü gençler- başbuğunun neferleri- için büyük bir görevdir. Bu görevde bireylikten uzaklaşıp artık bir yürek olma yoluna gidip birlikte mücadele etmeliyiz. Başbuğunun neferleri zorluklara onun gösterdiği yolda her şeyden vazgeçip yürümeli gerektiğinde koşmalıdır. Bu davada sen ben yoktur, biz vardır, ocak vardır,tüm ülkücü gençlik vardır, ülkü neferleri vardır. Bu yüzdendir ki davamızda bir olmalı diri olmalıyız.
Başbuğunun neferleri yılmamalı,yorulmamalı ve de hiçbir zorlukta yıkılmamalıdır. Bizleri yıkmak isteyenlere karşı dayanıklı olmalıyız. Bunun içindir ki birbirimize kenetlenmeliyiz. Bizler sıradan insanlar değiliz.başbuğumuzun da dediği gibi: “Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.”
Ülkücü gençlik olarak başbuğunun neferlerine yakışır şekilde olmalıyız. Davayla bütün olmalıyız.Bizlerin bu davaya ihtiyacı var, bizler davasız dalı olmayan yaprak misali savruluruz.Kendimizi aşıp bizi, ülkümüzü , Türklüğümüzü ve de Turan sevdamızı davamızla buluruz. Gerçek ülkücü hiçbir zaman kendini davanın dışında bulamaz. Davadan kopamaz, davasız yapamaz. Ülkücünün damarlarında akan kandır ülküsü onsuz yaşayamaz, beynidir ocak onsuz düşünemez , sinir sistemleridir teşkilat onsuz hareket edemez …
Başbuğumuz ; “BİZ VATANINI, MİLLETİNİ, BAYRAĞINI HERŞEYDEN ÇOK SEVEN DELİLER TOPLUĞUYUZ.AMA BU DELİLİĞİMİZDEN ÇOK MEMNUNUZ.” Bizler kendini akıllı sanan çoğu kişiden daha akıllıyız. Çünkü biz bir ülkü için yaşıyoruz.
Hani hep deriz ya;” ASIL OLAN; YAŞADIKÇA, YAŞADIĞINI DEĞİL, İDEAL UĞRUNDA YAŞADIKÇA, NASIL YAŞADIĞINI BİLMEKTİR…”