Senelerdir, devletin varlığı, milletin birliği, vatanın bölünmezliği uğrunda, bu mukaddesleri yıkmak için uğraşanlarla yaptıkları mücadelede binlerce memleket evladı kara topraşa düstü, Şehit oldular. Hayatlarının baharında, en güzel günlerinde kimi arkasında anasını, babasını, kimi karısını, çocuğunu, nişanlısını gözü yaşlı bırakarak göçüp gittiler. Her biri içimizden bir parçayı kopartıp aldı götürdü.
Suçları neydi , günahları neydi? Bu suçu günahı onlara kim kesmişti? Bir tek suçları, bir tek günahları vardi: Türk milletini seviyorlardı. Türk olmanın gururuyla doluydular, Türk gibi düsünüyorlardı,
Yüce dinleri islam'in ahlak ve faziletini taşıyorlardı, Allah'a(c.c) inanıyorlardı. Devletlerini yaşatmak, ona uzanan ellerle mücadele etmek hayatlarının manasıydı. Milleti böldürtmemek, vatanlarını parçalatmamak yegane gayeleriydi... İşte suçları, işte günahlaru... "Ben komünistim-Marksist-Leninist'im. Türk ve İslam degilim" diyenler ve onların arkasındaki dış düşmanlar ise, onlara bu suçu kesenler, bu günahı biçenlerdir.
Onlar hayatları boyunca imkansızlıklarla mücadele ettiler, iftiraların, yalanların hedefi oldular, yılmadılar, mücadelelerini devam ettirdiler, ama hain ellerin sıktığı kızıl kurşunlar onları aramızdan aldı. Türk Milliyetçiliği mücadelesinin atacagı her adımda, ileride mutlaka ulaşacağımız zafer günlerinde Şehitlerimiz de bizimle olacaklardır. Çünkü Şehitler Ölmez...
Mukaddes dava yolunda toprağa düşmüş bütün Ülküdaşlarımızı yetiştiren analara, babalara, hocalara, arkada gözü yaşlı kardeşlere, eşlere, çocuklara Allah'tan(c.c) sonsuz sabırlar diliyorum. Cenab-ı Allah (c.c) bütün "' Şehitlerimizin mekanını cennet eylesin ve onlardan razı olsun!..
Başbuğ Alparslan Türkeş
"Babam dava gazisidir.Başbuğumun bu yazısı beni duygulandırdı.Sizlerinde okumasını istedim gönüldaşlarım.."