ALLAH insanları kendisine kulluk etsinler diye yarattığını söylemektedir. Var olmak yok olmaktan daha iyi ve güzeldir. ALLAH insana ahirette sonsuz bir varlık vermek istemekte bu yüzen de bu dünyada var edip imtihana tabi tutmaktadır. Kulluk etmek çok geniş anlam taşımaktadır. Bu ifade insanın ALLAH`a teslimiyet için yaratıldığını, insanın varlık sebebinin ALLAH için olduğunu ifade etmektedir. Yani Kulluk kelimesinin sadece namaz, oruç gibi ibadetler için kullanılması hatalıdır, bu kelime daha geniş anlamlar ifade etmektedir.Evrendeki düzeni incelediğimizde bunun tesadüfen oluşmasının mümkün olmadığını anlarız. Her şey ALLAH tarafından mükemmel bir şekilde yaratılmıştır, bu yüzden her şey ALLAH için var olmak zorundadır. Kulluk ifadesi bizim ALLAH için var olduğumuzu ifade eder. ALLAH bizi yaratırken bizim şimdilik bilemeyeceğimiz maksatları da var olabilir. Fakat mademki bizi ALLAH yaratmıştır biz ancak ALLAH`a bakan bir yönle var olmamız gerektiğini (kulluk için) biliyoruz. ALLAH`ın yaratışındaki tüm hikmetleri bilemesek de…
İnsanın yaratıldığı çok açıktır. Evrendeki tüm oluşumlar ve kendi varlığımız bunun delilidir. ALLAH tarafından yaratılmış olduğumuz fikrini anlamayanlar veya itiraz edenler olabilir. Fakat hiç kimsenin bu fikre karşı getirebileceği bir alternatif yoktur. Yani bu görüş anlaşılması zor gözükse de alternatifsizdir. Çünkü gerek bedenimiz gerekse evrendeki mikro oluşumlardan makro seviyedeki oluşumlara kadar tüm varlık alemi tesadüflerle açıklanamayacak kadar mükemmel ve eşsizdir.
Ben, insanları ve cinleri bana kulluk etmeleri için yarattım. Zariyat Suresi Ayet 56
ALLAH’ın tüm işleri hikmetlidir. Yoktan var etme gücü ve sanatı sadece ALLAH’a mahsustur. ALLAH’ın bizler yok iken bizi varlık alanına çıkarması engin lutfunun bir sonucudur. Sağlıklı bir zihin yapısına sahip olan kişilerin yok olmak istemedikleri hatta imkânları olsa sonsuza kadar var olmak istemeleri tartışılmasız bir gerçekliktir. İşte varlığı da var olma isteğini de yaratan ALLAH’tır. Durum böyleyken ALLAH var ve bizi yaratmıştır deyip sanki yokmuş ya da bizi yaratmamış gibi davranmak ciddi bir tezat oluşturmaktadır. Günümüz insanının en büyük problemi de budur. ALLAH’a inanan insanların sayısı ile inandığı halde inancının gereği olan şeyleri yapan insanların sayısındaki uçurum bu durumu izah etmeye yetmektedir. Kuran ayetleri net ve açık bir biçimde bir müslümanın nasıl davranması inanç ve davranış uyumunu nasıl sağlaması gerektiği ile ilgili pek çok yaklaşımlarda bulunmaktadır. ALLAH’ı yüceliğine yakışır bir biçimde bilip O’na yönelmek yapın dediklerini yapıp uzak durun dediklerinden de kaçınmak inanç davranış uyumunun ilk ayağını oluşturmaktadır. Kula düşen vazife neden yaratıldığını ya da niçin var olduğunu sorgulamak değil kendini var eden kudrete karşı ne yapabileceğini araştırmak ve varlığının gereğini yerine getirmeye çalışmaktır.
Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Azîz’dir O, Gafûr’dur. Mülk Suresi Ayet 2