UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI) Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KÜRŞAD TÜRK
BozKurt
BozKurt
KÜRŞAD TÜRK


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 566
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 15/07/80
Yaş Yaş : 44
Nerden Nerden : TURAN CUMHURİYETİ
İş-Meslek İş-Meslek : ANTİKOMÜNİST,ANTİSİYONİST
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 17/06/09

Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI) Empty
MesajKonu: Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI)   Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI) Icon_minitimeÇarş. 17 Haz. 2009 - 13:41

Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası


UFUK TAVKUL

Karadeniz ile Hazar denizi arasında doğu-batı paralelinde uzanan ve yüksekliği orta kısımlarında beşbin metreyi aşan sıradağlar günümüzde Kafkaslar adıyla tanınmaktadır. Orta çağ İslâm gezginlerinin seyahatnamelerinde ve çeşitli eski Türk kaynaklarında Kafkasya ya da Kafkaslar adına rastlanmaz. Rus Çarı I. Petro döneminde Petersburg'da kurulan İmparatorluk Bilimler Akademisinin bilim adamları Kafkasya adını ilk defa kullanmışlardır. Kafkasya adına ancak 1856 yılından itibaren Türk kaynaklarında rastlanır. (Kırzıoğlu 1993 : XVII)
Bugün siyasî, coğrafi, etnik ya da kültürel sınırlar açısından ele alındığında, karşımıza birbirinden farklı sınırlara sahip birkaç Kafkasya tanımı çıkmaktadır. Coğrafyacılar Kafkasya'yı kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölmüşler. Bölgenin tarihi, etnik, sosyolojik yapısını derinlemesine bilmeyen siyaset bilimcileri de bu bölünmeyi kabul ederek Kuzey Kafkasya - Güney Kafkasya isimlerini literatüre sokmuşlardır. Bu tarife göre Kuzey Kafkasya denildiğinde, bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde kalan sözde özerk Adige, Karaçay-Çerkes, Kabardin-Balkar, Kuzey Osetya, Çeçenistan, İnguşetya ve Dağıstan Cumhuriyetleri akla gelmektedir. Güney Kafkasya ise Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan Cumhuriyetleri ile Abhaza, Acara, Dağlık Karabağ, Nahçıvan Özerk Cumhuriyetleri ve Güney Osetya bölgesinden oluşmaktadır.
Ancak masa başında uydurulmuş olan Kuzey Kafkasya- Güney Kafkasya isimleri o bölgenin tarihi, etnik, sosyolojik ve kültürel gerçeklerine uymaktadır. Bilimsel açıdan gerçekte tek bir Kafkasya vardır, o da bugün pek çok çevre tarafından Kuzey Kafkasya olarak adlandırılan bölgedir. Fakat bu sınırlandırma da eksik kalmaktadır, çünkü bugün siyasî açıdan Kafkasya'nın bir parçasıdır ve tarih itibariyle de Kafkasya'ya dahildir. Güney Kafkasya tabiri ise tamamen uydurmadır. Bu bölgenin İngilizlerin Transcaucasus, Osmanlı ve Arapların "Mavera-i Kafkasya" adları Güney Kafkasya değil, Kafkas Ötesi anlamındadır (Tavkul 1997: 11).
Dolayısıyla Kafkasya "Kafkans Hakları" adı verilen Adige, Abha- Abazin, Karadey, Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş ve Dağıstan halklarının yaşadığı etnik ve kültürel coğrafyanın adıdır. Kafkas halkları yüzyıllar boyunca aynı coğrafyada benzer tarihi, etnik ve sosyo-kültürel şartlar altında birbirinden etkilenmişler ve birbirleriyle karışarak akraba topluluklar haline gelirken ortak bir Kafkas kültürü etrafında birleşmişlerdir. Bu bakımdan, Kafkasya halkları toplumsal yapı ve kültür açısından Kafkas ötesi milletlerinden oldukça farklı özellikler taşımaktadırlar. Tarihi, etnik ve sosyo-kültürel sınırlar açısından ele aldığımızda bu bölgeyi Kuzey Kafkasya-Güney Kafkasya biçiminde değil, Kafkasya - Kafka ötesi biçiminde tanımlamak ve değerlendirmek doğru olacaktır.
Jeopolitik yönden Kafkasya'nın coğrafi konumu Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının arasına girmiş olan ve beş bin kilometre uzunluğunda bulunan Akdeniz, Ege Denizi-Marmara ve Boğazlar-Karadeniz ve Azak denizi gibi birbirine bağlı iç vasıtasıyla da Orta Asya'ya bağlanmış bir konumdadır. (Berkok 1958: 11)
Kafkasya'nın coğrafi konumu etnolojik oluşumları ve gelişmelere, tarihin akışına çok etkili olmuştur. Tarih boyunca önemini her devirde koruyan Kafkasya jeostratejik önemini günümüzde de devam ettirmektedir.
Kafkasya halklarının sosyo-kültürel yapıları Kafkasya'yı tarih boyunca dışardan etkileyen çeşitli kavim ve medeniyetlerle yakından ilişkilidir. Kafkasya'ya kuzeyden gelen Kimmer ve İskit gibi proto-Türk kavimleri ile Hun, Bulgar, Alan, Hazar, Kıpçak gibi Türk kavimleri, Karadeniz yoluyla batıdan gelen eski Yunan, Roma Bizans, Ceneviz ticaret kolonileri, Anadolu ve Ön Asya'dan gelen çeşitli medeniyetler Kafkas halklarının kültürleri ile birleşerek günümüzdeki Kafkas etnik ve toplumsal yapısını şekillendirmişler, Kafkas kültürünün meydana gelmesinde önemli rol oynamışlardır. (Tavkul 1997: 140)
Coğrafi faktörler Kafkasya'daki toplumsal oluşumları bir dereceye kadar etkilemiş ve sarp dağlar, derin vadiler ve geniş düzlüklerle bölünmüş geniş bir coğrafi sahada birbirlerinden farklı pek çok etnik grup ortaya çıkmıştır. Farklı diller konuşan bu etnik gruplar arasındaki ayrılık coğrafi şartların de etkisiyle gittikçe daha belirgin bir hal almış ve Kafkasya'da çeşitli dil ve lehçe grupları etrafında birleşmiş bir çok etnik grup ya da halk meydana gelmiştir. Sosyal, siyasî, ekonomik sebeplere dayalı toplumsal hareketlilik Kafkasya halkları arasında etnik yönden bir karışıma yol açarken kültürlerin de birbirine karışmasına ve zamanla birbirine benzer sosyo-kültürel yapıların oluşmasına sebep olmuştur.
Neticede Karadeniz'den Hazar denizine kadar Kafkasya'daki farklı ırklar ve etnik gruplar birbirleriyle kaynaşırken, ortak hayat felsefesi, benzer adet ve gelenekler ortak tarih ve bağımsızlık şuuru, ortak giyim-kuşam ve folklordan oluşan "Kafkas kültürü" etrafında birleşmişlerdir. (Tavkul 1997a: 167)
Abhaz, Adige, Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş ve Dağıstan halklarının etnik ve toplumsal yapılarının analizini yapmadan, Kafkasya'nın sosyolojik gerçeklerini idrak etmeden, Kafkas halklarını tanımak, aralarındaki etnik çatışmaların sebebini anlamak ve Kafkasya konusunda politikalar üretmek imkansızdır.
Rusya Federasyonunun güney kısmında yer alan Kafkasya coğrafi açıdan bir Avrupa ülkesidir. Kafkas sıradağları Kafkasya'yı Kafkas ötesinden ayırırken Avrupa sınırının da güneydoğu bölümünü oluşturmaktadır.
Karadeniz'den Hazar denizine doğru Kafkasya'da yer alan özerk cumhuriyetlerin etnik ve demografik yapılarını şöyle sıralayabilriz:
Adige Özerk Cumhuriyeti
7.600 km2'lik bir sahayı işgal eden Adige Özerk Cumhuriyetinin başkenti Maykop şehridir. Cumhuriyet nüfusunun % 70'ini Ruslar, %23'ünü Adigeler meydana getirir. Adigelerin 1989 yılındaki nüfusları 124 bin kişidir.
Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti
14.100 km2'lik bölgeyi kaplayan Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyetinin başkenti Çerkes şehridir. Cumhuriyet sınırları içinde Karaçaylılar, Kabardeyler, Besleneyler, Abazalar, Nogaylar, Ruslar, Osetler ve Ukrayna Kazakları yaşamaktadırlar.
Bölge nüfusunun % 40'ını Ruslar ve Kazaklar % 35'ini Karaçaylılar, %10'unu Kabardey ve Besleneyler, % 6'sını Abazalar, % 3'ünü Nogaylar oluyşturmaktadırlar. 1989 nüfus sayımına göre Karaçaylılar 156 bin, Karadey ve Besleneyler 50 bin Abazalar 33 bin kişidir.
Kabardin - Balkar Özerk Cumhuriyeti:
12.470 km2 bir sahada yer alan cumhuriyetin başkenti Nalçik şehri. Cumhuriyet nüfusunun % 45'ini Kabardeyler, % 37'sini Ruslar, %10'unu Malkarlılar oluşturmaktadır. 1989 nüfus sayımına göre Kabardeyler 394 bin, Malkarlılar 88 bin kişidir.
Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti
Alanya adını alan cumhuriyetin yüz ölçümü 8.000 km2''dir. Başkenti Vladikavkaz şehri olan cumhuriyetin nüfusunun % 48'i Oset, %39'u Rus, %13'ü Kumuk, İnguş ve Gürcülerden oluşmaktadır. Osetlerin 1989 nüfusu 600 bin kişidir.
Çeçen Cumhuriyeti
İçkerya adını alan cumhuriyetin başkenti Grozni (Coharkala) şehridir. Yaklaşık 13 bin km2'lik yüzölçümü olan cumhuriyetin nüfus yapısı Çeçen- Rus savaşı sebebiyle tam olarak tesbit edilememeiştir. Çeçenlerin 1989 yılı nüfusları 1 milyon kişidir.
İnguş Özerk Cumhuriyeti
Başkenti Nasran olan cumhuriyet 6 bin km2'lik bir bölgeyi kaplamaktadır. 1989 yılı nüfus sayımına göre İnguşlar 237 bin kişidir.
Dağıstan Özerk Cumhuriyeti
Başkenti Mahaçkala olan Dağıstan'da pek çok etnik grup bir arada yaşamaktadır. 1989 yılı nüfus sayımına göre Dağıstan halklarını Avarlar 604 bin, Lezgiler 466 bin, Dargılar 365 bin, Kumuklar 282 bin, Laklar 118 bin, Tabasaranlar 98 bin, Rutullar 20 bin, Tsahurlar 20 bin, Agullar 19 bin kişidir.
Bugün Rusya Federasyonunda yer alan Kafkasyalı milletlerin toplam nüfusu beş milyonu, sahip oldukları toprakların yüzölçümü 300 bin km2'yi bulmaktadır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KÜRŞAD TÜRK
BozKurt
BozKurt
KÜRŞAD TÜRK


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 566
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 15/07/80
Yaş Yaş : 44
Nerden Nerden : TURAN CUMHURİYETİ
İş-Meslek İş-Meslek : ANTİKOMÜNİST,ANTİSİYONİST
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 17/06/09

Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI) Empty
MesajKonu: Geri: Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI)   Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI) Icon_minitimeÇarş. 17 Haz. 2009 - 13:41

Kafkasya : Etnik Siyasi ve Sosyal Problemler

Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti'nin Kuruluşu
Çarlık rejiminin sonunu hazırlayan Şubat 1917 ihtilali Kafkasyalılara bağımsızlık fırsatını vermişti. Rusya'nın çözülmeye başladığını gören Kafkasyalılar 8 Mart 1917'de Terekkale (Vladikavkaz) meydana getirdiler. Bu teşekkülün öncülüyle bütün Kafkasya'dan gelen 500 temsilcinin katılımıyla 3-7 Mayıs 1917 tarihleri arasında Birinci Genel Kuzey Kafkasya Kongresi toplandı. Kongrede dil bakımından aralarında farklar bulunan Kuzey Kafkas halklarının gelenek, görenek ve hayat felsefesi yönünden bir millet halinde birleşip kaynaştıkları vurgulandı. Andi şehrinde 18 Eylül 1917'de toplanan ikinci kongreye katılan 1500 temsilci Kuzey Kafkasya Cumhuriyetinin anayasasının temel ilkelerinin belirledi.
Ekim 1917 ihtilaliyle Bolşevikler Rusya'da iktidarı ele geçirince Kuzey Kafkasya Geçici Hükümeti Rusya'dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurduğunu duyurdu. Kafkasya'nın bağımsız bir politika izlemesi bölgedeki Rus, Kazak ve Ukraynalıları rahatsız etmiş ve bölgenin birliğini parçalamak için harekete geçmişlerdi. Kafkasya birliğinin parçalanma tehlikesi üzerine, Ruslara karşı ittifak imkanlarını araştırmak ve Maverayı Kafkas (Kafkas Ötesi) Konfederasyonunun durumunu anlamak, aynız zamanda da Kafkasya'nın bağımsız devlet olmasını sağlayıp bu konuda Türkiye'den yardım istemek üzere bir heyet 1918 nisanında Trabzon'a geldi. Kafkasyalılar en muhtaç oldukları maddi yardımı Türkiye'den bekliyorlardı.
Karadeniz iskelelerinden yardım almaları mümkün olmadığı için, Kafkasyalılar Türkiye'nin kendilerine yapacağı silah ve cephane yardımının Mavera-yı Kafkas Konfederasyonu ile anlaştıktan sonra kara ve demiryolu vasıtasıyla yapabileceğini belirtmişlerdi. Bu itibarla Osmanlı devletinin Kafkasya'ya yardım etmek istemesi yetmiyor, Kafkasya ile Kafkas ötesi arasında barış ve dostluğu sağlayıcı bir rol üstlenmesi de gerekiyordu.
Kafkasya heyeti ile Enver Paşa görüşmek üzere Batum'a gitti. Heyetin tekliflerini kendi siyasetine uygun bulan Enver Paşa onları İstanbul'a getirerek hükümetin diğer üyeleriyle görüşmelerini sağladı. Böylece Osmanlı siyasî ve askerî çevrelerinde Kafkasya meselesi bir anda ön plâna çıktı. Basında da heyetin faaliyetleri hakkında olumlu yazılar yazılmaya ve Kafkasya'nın Türkiye için taşıdığı önemi belirten yorumlar çıkmaya başladı.
Kafkasyalılar 11 Mayıs 1918'de Birleşik Kafkasya Cumhuriyetini kurduklarını ilan ettiler ve bunu Osmanlı devleti ile diğer ülkelere birer nota ile duyurdular. Osmanlı devleti yeni devleti hemen tanıdı. Enver Paşa da her türlü yardımın yapılacağı resmen taahüt etti. Birleşik Kafkasya Cumhuriyetinin İstanbul nüfuz ve hakimiyeti Kafkasya'ya yayılmış bulunuyordu.
Kafkasya'nın kaybı Lenin'in deyimiyle hayat kaynağına giden yolların elden çıkması demekti. Rusya'nın hayat kaynağı ise Bakû petrolleriydi.
Rusya'nın tehditlerine aldırmayan Türkiye 8 Haziran 1918'de Batum'da Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti murahhasları ile bir dostluk anlaşması imzaladı. Bu anlaşma gereğince Türk hükümeti Birleşik Kafkasya Cumhuriyetine askerî yardımında bulunmayı ve dış tehlikelerden korumayı üzerine almıştı.
Kafkasya'nın Rus işgaline uğraması üzerine Türk hükümeti Dağıstan üzerinden Kafkasya'ya askerî birlikler gönderdi. Doğu Kafkasya'yı hakimiyet altına alan Türk hükümeti Dağıstan üzerinden Kafkasya'ya askerî birlikler gönderdi. Doğu Kafkasya'yı terk eden Türk ordusunun Anadolu'nun kurtuluş savaşına girişmesiyle Kafkasyalılar Rusya'ya karşı mücadelelerinde yalnız kaldılar (Saydam 1995: 11)
11 Mayıs 1918'de kurulan Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti Sovyetler tarafından ortadan kaldırdıktan sonra, Sovyet hükümeti Kafkasya'da oluşturduğu özerk cumhuriyet ve bölge sınırlarını, bölge halklarını işbirliğine ve aralarındaki anlaşmazlıkları gidermeye yöneltecek biçimde değil, merkezin kontrolünü kolaylaştıracak şekilde değiştirip bozarak çizdi. Böylece Kafkasya halkları arasındaki rekabet ve uyuşmazlık daima körüklendi. (Henze 1994 : 70)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türkiye'nin Milli Dış Politikası ve Türk Dünyası(ÜLKÜ OCAKLARI)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ÜLKÜ OCAKLARI GENEL MERKEZİNİN YAYINLADIĞI TÜRK KIZI KİTABI .
» Türk Dünyası ve Türk Birliği !...
» AKP VE TÜRK DÜNYASI
» Türk Dünyası Başın Sağolsun
» MİLLİ ÜLKÜLER ve ÜLKÜ DIŞI MESELELER

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Genel Paylaşım Bölümü :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: