Yüce Mevla’mız kutsal kitabında:
“Bir zamanlar Rabbin, meleklere: Ben yeryüzünde bir halife kılacağım demişti.”(Bakara Sûresi : ayet 3)
“Biz ALLAH’ın kuluyuz ve yine O’na döneceğiz.”(Bakara Sûresi : ayet 156)
“Olur ki bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o hakkınızda şer olur. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz.”(Bakara Sûresi : ayet 216)
“Onları simalarından tanırsın.” (Bakara Sûresi : ayet 273)
“Hakkı anladıklarından gözlerinin yaşla dolup boşandığını görürsün” (Maide Sûresi : ayet 83)
“O, onları bildi, onlar O’nu tanımayıp inkâr ettiler.” (Yusuf Sûresi : ayet 58)
“Biz emaneti, göklere, yeryüzüne ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular; insan onu yüklendi. Gerçekten insan çok zalim, çok cahildir” (Ahzab Sûresi : ayet 72)
“Sizi yeryüzünde halifeler yapan O’dur.” (Fatır Sûresi : ayet 39)
“Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler (tanısınlar) diye yarattım.” (Zariyat Sûresi : ayet 56)
“Yeryüzünde bulunan her şey fanidir, ancak yüce ve cömert olan ALLAH’ın varlığı bakidir.” (Rahman Sûresi : ayet 26-27)
“Nimetlenmelerinin zevkini yüzlerinden tanırsın” (Mutaffifin Sûresi : ayet 24)
Güzel Rabbimiz kudsi hadisinde de şöyle buyurmuştur:
“Ey ademoğlu, kim kendini bilirse muhakkak Beni de bilir. Beni bilen de ancak Beni ister. Beni isteyen de mutlaka Beni bulur. Beni bulan da her dilediğine ulaşır.”
“Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi, tanınmayı istedim de kâinatı, mahlûkatı yarattım. Beni bilsinler tanısınlar diye.”
Resulüllah (S.A.V.) efendimiz hadis-i şeriflerinde:
“Ben size ALLAH’ı öğretirim, O’nu tanıyıp bilmekse, o kalbin işidir.”
“Eğer ALLAH’ı hakkıyla tanıyıp bilseydiniz, o zaman duanızla, hep dağlar yok olurdu.”
“Rabb’ini en çok tanıyıp bileniniz, kendini en çok bileninizdir.”