Türkiye’nin gündemi "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" adı altında ortaya çıkan, gerçek mi, sahte mi olduğu henüz netleşmeyen belge üzerine yoğunlaşmışken, geri planda da Türkiye’yi yakından ilgilendiren konularda önemli gelişmeler yaşanmaktadır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP’nin ısrarla istediği Suriye sınırındaki arazileri mayın temizleme karşılığında yabancılara bırakan “Mayın Yasası”nı onayladı.
Yaratılan “belge gündemi” yüzünden bu konu sessiz-sedasız onaylanmış oldu. Gözden kaçan bir diğer önemli hadise de sözde Kürdistan’ı kurmak için yıllardır büyük bir özveri ile çalışan ABD’nin, Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in Diyarbakır’ı ziyaret etmesi olmuştur.
Türkiye’de kurumlar arası çatışma yaşatılırken, Türkiye üzerinde oyun oynayanlar her manada rahat hareket etmektedirler.
Kendisini AKP’nin noteri sanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Mayın Yasası”nı onaylamasına hiç kimse şaşırmadı. Aynı zamanda ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin Diyarbakır ziyareti de bizleri şaşırtmayan ikinci olaydır.
Hazırladıkları Büyük Ortadoğu Projesi’nin sözde haritalarında Diyarbakır’ı sözde Kürdistan’ın başkenti olarak gösteren ABD iken, bu ziyaret kimi şaşırtabilir ki?
Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Kürdistan” ifadesinde bulunan birisi olarak o koltukta oturmakta, Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Diyarbakır, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde yıldız olabilir" şeklindeki sözleri ile Diyarbakır’ın ABD’nin projesine kurban edileceğine yönelik yaklaşımları da, ABD Büyükelçisi’nin Diyarbakır ziyareti bizim nazarımızda şaşırtıcı değildir.
ABD Büyükelçisi James Jeffrey’in, PKK’lı olduğunu gizlemeyen Osman Baydemir tarafından Kürtçe “hoş geldiniz” sözleri ile karşılanması ve Büyükelçinin “Ankara Parlamentosu'nda biz her türlü teröre karşı çıkıyoruz. Fakat askeri tedbirler, güvenlik önlemleri yeterli değil. Aynı zamanda iktisadi, siyasi başka önlemler lazım. Bütün istikrarsız bölgelerde kalkınma son derece önemli" sözlerindeki şifre, Türkiye’de “Kürt açılımları” peşinde koşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP iktidarının “çok güzel şeyler” olacak şeklindeki düşünceleri ile çözülmektedir.
Türkiye’de bölücü-Kürtçüler için “çok güzel şeyler” hazırlığı içinde olan ABD’dir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da buna alet olmaktadır.
Türkiye’de aklı başında olan hiçbir kimse, ABD’nin Türkiye’nin menfaatlerini düşündüğüne dair bir kanaat taşıyamaz. PKK’yı Kandil Dağı’nda besleyip koruyan ABD’nin bizzat kendisidir. Türk Ordusu’nun geçtiğimiz yıl Irak’ın kuzeyine yapmış olduğu operasyonlardan dolayı Türkiye’ye “Kürdistan’dan derhal defolun” diyen ABD’nin stratejik dost ve müttefik olarak görülmesini isteyen ve o şekilde gören kim varsa Türkiye’nin en büyük düşmanıdır.
İşgal edip Barzani ve Talabani’ye emanet ettikleri Irak’ta bir sözde Kürdistan peydahlamak isteyen ABD’nin Diyarbakır ilgisi de masumane değildir.
Türkiye’de etnik temelde başlatılan ayrıştırmaların arkasında ABD’nin kendisi ve Türkiye’deki taşeronları vardır.
“Çok güzel şeyler olacak” şeklinde sürekli tekrarlanan ve bir türlü içeriği açıklanmayan düşüncelerin Türkiye’nin geleceğini tehdit edecek gelişmeler olacağını herkes şimdiden kavramalı ve milli şuurla refleks yüklenmelidir.
Daha İstanbul’u görmeden Diyarbakır’a ziyarete giden Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in Osman Baydemir’i ziyareti bir meşrulaştırma ve Osman Baydemir’in elini güçlendirme operasyonudur. PKK’lı olduğunu açıkça ifade eden ve PKK’ya yönelik hizmetlerinden dolayı bin kez görevden alınması gereken Osman Baydemir’e bugüne kadar kıyak geçen AKP iktidarı, Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in ziyareti sonrası hiçbirşey yapamaz hale gelecektir.
Ermenistan’la sorunları konusunda yardım alabilmek için Türkiye’yi ziyaret eden Azerbaycan’lı bayan milletvekillerinin gelişini “fitne” olarak niteleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan acaba Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in Diyarbakır ziyaretini nasıl yorumluyor?
Yorumlama ihtiyacı dahi hissetmez çünkü "Diyarbakır, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde yıldız olabilir" sözü ile zaten Diyarbakır’ı ABD’ye teslim etmeye dünden razı…
29 Mart 2009 yerel seçimlerini “Kürdistan’ın sınırlarını çizdik” şeklinde yorumlayan DTP’li milletvekillerine sesini dahi çıkarmamış Recep Tayyip Erdoğan’dan bu konularda “milli duyarlılık” beklemek zaman kaybı olacaktır.
Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in Diyarbakır ziyaretini memnuniyetle karşıladıklarından şüphemiz yoktur.
O yüzden bekle Türkiye bekle,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP iktidarı sizin için “çok güzel şeyler…” hazırlıyor… Beklemeyi sürdür sen…