14 Temmuz 2009, Irak Türkmenlerinin Kerkük'te uğradıkları en büyük katliamın 50. yıldönümüdür. Bu tarih, katliamlar zincirinde en önemli halka olduğu için unutulmaz ve bütün şehitler her yıl o gün saygıyla ve minnetle anılır..
Türkmenler kadar; tarihte hiçbir millet yoktur ki, neredeyse her şehri bir katliamla anılmasın... Tarihte hiçbir millet yoktur ki, yıllar itibariyle bakıldığında, sistematik olarak katledilmesin... Tarihte hiçbir millet yoktur ki, soykırıma ve asimilasyona bu kadar maruz kalmasın..
Osmanlının uzantısı, Türkiye'nin devamı bir coğrafyada yaşayan bu insanların tek suçları, Türk asıllı olmalarıdır. Irak'taki hemen hemen bütün yönetimlerin, Türkiye'ye olan hırslarını ve hınçlarını, Türkmenlerden çıkardıklarını söylemek yalan ve yanlış olmaz.. Buna karşın bu milletin, Türklüklerini korumak için verdiği mücadele çoğu zaman fark edilmemiştir...
Türkmenlerin katline, 1920'de Irak'ın Osmanlıdan kopup İngiliz denetimine geçmesiyle birlikte başlanmıştır.. Bundan sonra da Türkmenler, 89 yıl süreyle, Irak'ta hangi rejim ve kim gelirse gelsin, bu makus talihi yenememişlerdir.
İngiliz mandasındaki idareden krallığa; krallıktan cumhuriyete; cumhuriyetten diktatörlüğe; ezilen ve yok edilmek istenen tek millet, Türkmenler olmuştur. Çok sayıda münferit katliam vardır... Ancak kitlesel katliamları unutmak mümkün değildir. Bu nedenle, Türkmenlerin katliamı ve toplu idamları sırayla; 1920, 1924, 1946, 1959, 1979, 1980, 1991, 1996 yıllarında ve hatta Irak'ın işgalinden sonra da sürmüştür.. Ama Irak Türkleri, bunların içinde 1959 ve 1980'i hiç unutamazlar... Ve bütün şehitlerini de 1959'daki Kerkük katliamının yıldönümünde anarlar..
Irak Türkleri, tarihlerinin en büyük ve en korkunç katliamını, 14 Temmuz 1959'da yaşadılar. Irak'ta Tümgeneral Abdülkerim Kasım, kraliyeti devirmiş ve cumhuriyet ilan edilmiştir. Irak'ta bu ihtilal, Lozan'da Türkiye'den koparıldıktan sonra zulüm altında yaşayan Irak Türkleri için bir umut olmuştur. Cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde, bu coşkuyu yaşamak onların da hakkıdır. Ne yazık ki bu sevinç ve ümit çok geçmeden yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakır. Irak Türklerine bu yıldönümü şenlikleri zehir olur. Bir kalleş baskının kurbanı olurlar...
Katliam öncesinde, Irak Türklerinin önde gelenleri tutuklanarak, tecrit kamplarına gönderilirler... Bu yetmiyormuş gibi, 14 Temmuz 1959 günü saat 17:00 civarında, gözü dönmüş caniler, şenliğin birinci yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Türkmen halkına saldırırlar. İlk şehit Osman Hıdır olur. Daha sonra konan sokağa çıkma yasağı da sadece Türkmenlere uygulanır. Bu vahşet 3 gün 3 gece sürer. Kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden yüzlerce kişi boğazlanır, iplerle caddelerde sürüklenerek katledilir... Çok daha fazlası da yaralanır, sakat kalır. Cana kast edenler, mala da göz dikmişlerdir... Bu süreçte, Türkmenlere ait işyerleri ve mağazalar da yağmalanır...
Bağdat'taki rejim ise bütün bu olup bitenleri görmezden geldiği gibi Türkiye'den de ses çıkmaz... Üstelik, Kerkük'te yaşanan insanlık tarihinin en acımasız vahşeti, Türk kamuoyundan da gizlenir... Bu tutum, Irak Türkleri için karşılaştıkları katliamlardan daha acı ve daha hazin olmuştur. 1959 Kerkük katliamı, bugün dahi Türkiye'de esefle hatırlanmaktadır.
Sonraki yıllarda, soykırımın aktörleri değişecek ama Türkmeneli yöresi ve Türkmenler için akıbet değişmeyecektir. 1968'de Baas parti iktidara gelecek ve Türkmenler bu kez Irak'ın işgaline kadar Saddam Hüseyin'in korkusuyla yaşayacaklardır.
Saddam döneminin katliamları da saymakla bitmez... Ancak, 16 Ocak 1980 tarihinde, 4 Türkmen liderin (Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doç. Dr. Necdet Koçak ve İşadamı Adil Şerif ile zindana atılan ve bir daha izine rastlanamayan Dr. Rıza Demirci) idamları da asla unutulmaz... Bu bir dönüm veya kırılma noktası olmuştur. Bu katliamda, Türkmen - Türkiye ilişkilerinde tedavisi uzun yıllar alacak bir yara açmıştır. Bu tarihte Türkmenler, ilk kez Türkiye'den umutlarını kesmişler ve bir sahipsizlik duygusuna kapılmışlardır...
İsimlerini saymakla bitmeyen şehitlerimiz vardır... Katliamlara ise tarihi bir perspektiften bakacak olursak şöyle sıralanabilir:
01- Kaçakaç Katliamı, Telafer - 1920
02- Levi Katliamı, Kerkük -1924
03- Gavurbağı Katliamı, Kerkük - 1946
04- Kerkük Katliamı, 14-17 Temmuz 1959
05- Tazehurmatu Katliamı-1, 1979
06- Türkmen Liderlerin Katliamı, 16 Ocak 1980
07- Tazehurmatu Katliamı-2, 25 Mart 1991
08- Altunköprü Katliamı 28 Mart 1991
09- Erbil Katliamı, 31 Ağustos 1996
10- Tuzhurmatu Katliamı, 22 Ağustos 2003
11- Telafer Katliamı-1, 9 Eylül 2004
12- Telafer Katliamı-2, 21 Şubat 2005
13- Musul Katliamı, 24 Eylül 2005
14- Yengice Katliamı, 10 Mart 2006
15- Karatepe Katliamı, 4 Haziran 2006
16- Kerkük Katliamı, 13 Haziran 2006
17- Tavuk Katliamı, 8 Haziran 2007
18- Amirli Katliamı, 7 Temmuz 2007
19- Tazehurmatu Katliamı-3, 20 Haziran 2009
20- Telafer Katliamı-3, 9 Temmuz 2009 Bütün bunlar göstermektedir ki Türkmenler, Irak'ta sürekli baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Nihai hedef; Türkmenleri yok etmek, yok edilemeseler bile, Türkiye'den, Türk milletinden ve hatta Türk dünyasından koparmaktır.
1959 Kerkük katliamında, en son 20 Haziran 2009 günü Kerkük Tazehurmatu'da ve 07 Temmuz 2009 günü Telafer'de yapılan bombalı saldırıda ve bütün öteki katliamlarda şehit olan Türkmen kardeşlerimizin ruhları şad olsun. Bizler onları unutmadık, unutturmayacağız.