K.K.T.C. Ülkü Ocakları Başkanı: Kadir SARIBAŞ Sayın Başkan öncelikle kendinizi tanıtırmısınız?
1979 Gaziantep doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Gaziantep'te tamamladım. Yüksek öğrenimimi ise K.K.T.C Lefke Avrupa Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklâmcılık bölümünde tamamladım. Aynı üniversitede İletişim Bilimleri üzerine yüksek lisans öğrenimime devam etmekteyim. Ülkü Ocakları ile lise yıllarımda tanıştım.7 yıllık bir süre içerisinde çeşitli görevlerde bulundum.02.07.2006 tarihinde Ülkü Ocakları Genel Merkezimizin takdiri ile K.K.T.C Ülkü Ocakları başkanlığına getirildim.5 aydır K.K.T.C Ülkü Ocakları başkanlığını sürdürmekteyim.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ülkü Ocaklarının teşkilat yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ülkü Ocakları teşkilat yapısı; Başkan, Başkan yrd. Ocak sekreteri, Basın ve Halkla ilişkiler masası, AR-GE masası, Üniversite masası, Eğitim masası, Sosyal faaliyetler masası, Bayanlar masası ve Orta Öğretim masasından oluşmaktadır. Ocak merkez teşkilatımıza bağlı olarak Gazimagosa ve Güzelyurt şehirlerinde Ülkü Ocağımız bulunmaktadır. Girne şehrimizde de teşkilatlanmaya gidilmiş ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Yakın bir zamanda Girne şehrimizde de Ocağımız faaliyete geçecektir. Asli görevimiz olan eğitim ve kültür alanında yapmış olduğumuz faaliyetlere örnek verecek olursak, üniversitelerimizde kültürel ve sosyal faaliyetler düzenlenmektedir.5 üniversite teşkilatımızda haftada dört gün seminer faaliyetleri düzenlenmektedir. Ocak merkez teşkilatı olarak üniversite teşkilatlarımıza eğitim, kültür ve sosyal faaliyetler ile hizmet vermekteyiz. Sosyal faaliyet alanında K.K.T.C'de ilk kez düzenlenen sünnet şölenini gerçekleştirerek 70 çocuğumuzu sünnet ettirdik. Amacımız bu organizasyonu geleneksel bir hale getirmektir. Aynı zamanda K.K.T.C ‘de ve Ana Vatan'da gündem konuları takip edilerek Ülkü Ocakları olarak K.K.T.C basınına görüşlerimizi sunmaktayız. Basın ve Halkla ilişkiler masamız bu konular üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Özetle eğitim ve kültür alanında tüm faaliyetlerimizle K.K.T.C halkını hizmetindeyiz. K.K.T.C'de bulunan Türk Mücahitler Derneği ile ortak faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Bu faaliyetler ağırlıklı olarak konferanslardan oluşmaktadır.
AB'nin Türkiye ile müzakerelere devam etmesinde limanların Rum gemilerine açılmasını şart koşmasını ve AB ile müzakerelerde AKP hükümetinin Kıbrıs stratejisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle AKP hükümeti 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra, iktidara geldiği günden bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli dava olarak kabul ettiği Kıbrıs politikasında teslimiyetçi ve ver-kurtulcu bir tavır sergilemiştir. AKP hükümeti AB sevdası ve bu sevda yolundaki hayalperest serüven yolculuğunda Türk devlet anlayışından uzak AB dayatmaları karşısında da çaresiz kalmıştır. Türk liman ve havaalanlarını Rum uçak ve gemilerine açmak istemesi ise büyük bir gaflet ve zafiyet örneği ortaya koymuştur. “Çözümsüzlük çözüm değildir” sloganı ile yola çıkan ve dört yıldır hiçbir çözüm üretemeyen AKP yetkilileri çözümsüzlüğün şu an ki adresi olmuşlardır. Bugün Türkiye-AB müzakerelerinin devam edebilmesi için Türkiye'nin Rum yönetimini tanıyıp, limanları açmak istemesi Türkiye'nin AB karşısında şantajlarla karşı karşıya kalması “çözümsüzlük çözüm değildir” diyenlerin Kıbrıs'ı gözden çıkardığı anlamına gelmekle birlikte, K.K.T.C'nin sonu anlamına gelmektedir. Kıbrıs sorunu Türkiye-AB ilişkilerinde devamlı gündeme getirilmesi ise bir yere varılamayacağının, Kıbrıs sorununun AB zemininde değil de BM zeminine taşınması ve adada iki toplumlu iki devlet anlayışı kabul edilmesi için gerekli mücadele verilmelidir. Annan planıyla birlikte Kıbrıs Türk toplumu başta olmak üzere iş başında olan AKP hükümetine dayatılan ve K.K.T.C ‘de izolasyonlar ve ambargolar kalkacak safsatasıyla iş başında olan teslimiyetçi yöneticilerin Kıbrıs Türk halkını kandırmaya yönelik bir takım vaatleriyle Kıbrıs Türk halkını referandumda evet dedirtmeyi başarmışlardır. Enosis hayaliyle yaşayan ve bugün Rum devlet başkanı olan EOKA'cı Papadopulos yönetimindeki Rum kesimine büyük bir çoğunlukla hayır dedirtmiştir. İşte buradan anlıyoruz ki; çözümsüzlüğün tek adresi ne Denktaş'tır ne de Türkiye Cumhuriyetinin AKP öncesi siyasileridir. Birkaç liman ve havalimanını Rum yönetimine açılması isteği sadece AKP hükümetinin 2007 seçimlerine kadar Türkiye AB müzakere sürecini uzatma arzusu olduğunu göstermektedir. AKP Hükümeti bu arzu ile bir taş ile iki kuş vurmayı hedeflemektedir. Türkiye Cumhuriyeti kamuoyu ile K.K.T.C yurttaşları bu aldatmanın ve kandırmanın farkındadır.43 yıldır kendisine uygulanan insanlık dışı, hukuk dışı ambargoların sadece limanlarla olmadığını sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda da ambargoların devam edeceğini bilmektedirler ve günü geldiğinde muhakkak ki bu yalanların hesabını soracaklardır. Bugün Türkiye'yi yönetenler ise AB sevdası uğruna milli davamız Kıbrıs'tan ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa ****** ve silah arkadaşlarının çizmiş olduğu misak-ı milli sınırlarımızdan vazgeçmemizi isteyen AB'nin dayatmalarına boyun eğen AKP hükümeti de bedelini mutlaka sandığa gömülerek ödeyecektir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin siyasi açıdan geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Anavatanımızda bulunan mevcut siyasi iktidarın AB hayali ile vermiş olduğu tavizlere milli davamız Kıbrıs ta eklenince hem anavatanda hem de yavru vatanda siyasi gerginlikler başlamıştır. Bu siyasi gerginliklere sebep olan, tabiî ki taviz üstüne taviz vermeyi ilke edinmiş AKP hükümetinden başkası olamaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan siyasi iktidar da, milli davamız Kıbrıs'ta aramamız gereken yüzlerce milli hakkımız varken bu hakları savunmaktan yana değil de kaybetmekten yana bir siyasi yol izlemektedir. Yani özetle şunu diyebiliriz ki; Anavatan'da siyasi iktidar nasılsa K.K.T.C de de öyledir. Hem Türkiye hem K.K.T.C'de bulunan siyasi iktidarın Kıbrıs politikası iflas etmiştir. Yine esefle belirtiyoruz ki, Türk milliyetçileri için milli şeref davası olan Kıbrıs siyasi iktidarların gözünde bir ayak bağıdır. Kıbrıs'da bulunan yüz binlerce Türk'ün güvenliği başta olmak üzere milletimizin huzuru ve refahı sağlanması gerekirken milli haklarımızı aramamız gerekirken Kıbrıs'ta siyasilerin adada kalıcı çözüm istemelerin akla mantığa gelir tarafı yoktur. Anavatan Türkiye'ye hassasiyetler konusunda da siyasi çirkinlikler sergilenmesi ve en önemlisi adada Türk milletinin güvenliğini sağlayan şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hakkında söylenenler asla ve asla kabul edilemez. Her türlü siyasi çirkinliği sanat olarak topluma göstermeye çalışan bu gafilleri günü geldiği zaman Türk Milletini temsilen Türk Milliyetçileri hesaba çekecektir. Adanın milli güvenlik stratejileri bakımından taşıdığı önemi küçümseyen bu gafilleri Türk milleti afetmeyecektir. K.K.T.C'nin siyasi geleceği bu şartlar altında hiçte iyi değildir. Mevcut iktidarlarla kararmakta ve tüm Türk Milletinin kurtuluşu için K.K.T.C'nin geleceği de Milliyetçi Hareket partisinin iktidarına ihtiyaç duymaktadır. Sonuç olarak 60.hükümet Milliyetçi Hareketin zaferi ile sonuçlanacaktır.
Kuzey Kıbrıs'ta ki özel üniversitelerin bazılarında pkk'nın faaliyetlerini yoğun olarak görmekteyiz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilindiği üzere ülkemizde özellikle 1984 yılında itibaren pkk adıyla ortaya çıkan bir terör örgütü vardır.1990'ların sonundan itibaren bu terör örgütü faaliyetlerini en üst düzeye çıkarmıştır. Bu lanetlediğimiz terör örgütü ülkemizin dört bir yanında ve özellikle de K.K.T.C barınmaya çalışmaktadır. K.K.T.C üniversiteler bakımından zengin bir ülkedir. Örgüt militanları K.K.T.C üniversitelerine sızarak ve yasal olmayan yollardan Güney Kıbrıs Rum kesimine ulaşıp örgütlenme faaliyetlerini devam ettirmeye çalışmaktadır. Bilindiği gibi Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde pkk kampları bulunmaktadır. Terör örgütü Kıbrıs'ın sakin hayat tarzını ve ada olma avantajlarını kullanarak üniversitelerde barınmaya başlamıştır. Kıbrıs'daki sakin ortamı provoke ederek çeşitli gösteri ve mitinglerde Güney'den gelen yandaşları ile bulundukları ortamda bayrak, doküman, flamalarla ortamı gerginleştirmeye çalışmaktadır. Türkiye'de aradığı rahat ortamı bulamayan pkk yandaşları, güneyde Rumların desteği ve bilinen diğer desteklerle K.K.T.C üniversitelerinde barınma girişimindedirler. Fakat unuttukları bir nokta vardır. Adada hâkim olan güç askeri ile bürokrasisi olan Türk devletidir. Üniversite özerkliğinin arkasına sığınan bu hainler bilmelidirler ki, adadaki Türkiyeli ve Kıbrıslı ****** İlke ve İnkılâplarına bağlı, ****** milliyetçiliğini savunan gençler ve Türk ordusuna inanmış, Kıbrıs halkı sayesinde bu bölücüler pustukları yerden çıkamamıştır ve hiçbir zamanda çıkamayacaktır. Ada'da hâkim millet Türk Milleti, hâkim devlet Türk Devleti'dir.
Kıbrıs, dünya ve Türkiye gündeminin ilk sırasını meşgul ederken K.K.T.C deki gençler bir takım vaatlerle belli gruplar tarafından yönlendirildiği iddiaları bulunmaktadır. Gerçekten KKTC'li gençler milli konularda iddia edildiği gibi duyarsızmı? Bu konuda ki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Küreselleşen dünyada emperyalizmin uygulayıcıları artık emperyalist isteklerini topla, tüfekle değil de o ülkenin ahlak değerlerini, milli hislerini yok edip o ülkede düşünen ve sorgulayan bir gençliğin oluşmasını engelleyerek bu emperyalist isteklerine ulaşmak amacı gütmektedirler. Bu emperyalist güç odakları Kıbrıs Türk gençleri üzerinde de oyunlar oynamaktadırlar. Seçim meydanlarında biz Türk değiliz, Rum değiliz, Kıbrıslıyız yazılı pankartları taşıyanlar küçük bir azınlıktır. Bu azınlığın da yapmış olduğu mantık dışı uygulamalar ve söylemlerdir. Kimsenin şüphesi olmasın ki Kıbrıs gençliği milli davasına karşı duyarsız değildir. Buna daha önce ispatlamışlardır. Aynı milli şuur ve bilinçle K.K.T.C devletinin geleceğini garanti altına almak için çaba sarf etmektedirler.
Son olarak Kıbrıs'tan Ülkücü gençliğe vermek istediğiniz mesajları alabilir miyiz?
Türk devletinin kuşatılmak istendiği ve milletimiz üzerinde çeşitli emperyalist oyunların oynandığı bir buhranlı dönemden geçmekteyiz. Ülkücü gençler olarak üzerimize düşen görev hepimizin bildiği üzere bu oyunları bozmaktır. Liderimizin işaret ettiği 2023 lider ülke hedefimize öncelikle bu sorunları aşarak varabileceğimizi unutmadan Hareket etmeliyiz. Gizli güç odakların da bildiği bir gerçek var ki Ülkücü Türk gençliği bunu aşacak güçtedir. Bozkurt un nefesi düşmanlarımızın ensesinde dolaşmaktadır. 2023 aynı zamanda da Cumhuriyetimizin 100.Yılıdır. Bu hedefimizden bizleri kimse vazgeçiremez önümüze engel olamaz. Büyük hedefleri olan ve eğitim kültür alanında Türk milletine hizmet aşkı ile yoğrulan bütün ülküdaşlarımızın Cenabı Hak yar ve yardımcısı olsun.