UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
MİTHAT CEMAL KUNTAY Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 MİTHAT CEMAL KUNTAY

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KIZIL ELMA
Yetkili Asena
Yetkili Asena
KIZIL ELMA


Kadın
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 1196
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 04/03/86
Yaş Yaş : 38
Nerden Nerden : ANTALYA
İsim İsim : FATMA
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 06/02/09

MİTHAT CEMAL KUNTAY Empty
MesajKonu: MİTHAT CEMAL KUNTAY   MİTHAT CEMAL KUNTAY Icon_minitimeÇarş. 19 Ağus. 2009 - 7:13

Şiirleriyle Türk Kurtuluş Savaşı’da Türk Milleti’nin morâl kaynağı olan büyük şair
Türk Kurtuluş Savaşı’nın en tehlikeli günlerinde TBMM’nin kürsüsünden Başkumandan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun şiirini okuyordu:
“ÖLMEZ BU VATAN, FARZ-I MUHAL ÖLSE DE HATTÂ,
ÇEKMEZ KÜRENİN SIRTI O TABUTU CESİMİ’...”
Bu mısraların şâiri bütün Türk Kurtuluş Savaşı boyunca ordumuza, milletimize ve Türk gençliğine büyük moral veren Mithat Cemal Kuntay’dır. Bütün savaş boyunca onun şiirleri işgal altındaki topraklarımızda olduğu kadar cephede düşman karşısında dövüşen Mehmedçiklerin de manevî gıdasını teşkil ediyordu. Bütün Kurtuluş Savaşı şehidlerinin ceplerinde onun şiirleri vardı.

MİTHAT CEMAL KUNTAY KİMDİR?

Türk edebiyatı tarihine büyük hamaset şairi olarak geçen bu büyük şâirimiz edebiyat tarihlerimizin aynı zamanda hakkını yediği bir şâirimizdir. Hiç bir edebiyat tarihimizin onu şanına lâyık bir şekilde ele alarak incelediğini görmeyiz. Ne bir tahlil, ne bir önemli değerlendirmesi bugüne kadar yapılmamıştır. O, Türk edebiyatı tarihinin en büyük birkaç hamaset (-kahramanlık) şâirinden biri ve en büyüklerinden biridir.
1885-30 Mart 1956 tarihleri arasında yaşamış bulunan bu büyük şâirimiz hukuk tahsili yapmıştır. Bazı devlet hizmetlerinden sonra noterlik mesleğinde bulunmuştur. Doğum ve ölüm yeri İstanbul’dur. Bir tek oğlu (Vedad) ve iki kız torun sahibi idi. Ölümü akciğer kanserindendi.
Şâirliğinin yanında ve onun kadar güçlü bulunan biyografi yazarı olarak da tanınmıştır. Bunlar arasında hocası ve arkadaşı olan İstiklâl Marşı şâirimiz Mehmed Âkif Ersoy’un hayatı hakkında yazdığı büyük hacımlı eseri bir âbide haşmetindedir.
Üç ciltlik Namık Kemal, devrinin ve olayların arasında, Sarıklı İhtilalci Ali Suavi, İstiklâl Şâiri Mehmed Âkif, Çanakkale Savaşı ile ilgili bir piyesi ve Üç İstanbul adlı bir romanı da vardır.
Bu son eseri Türk Edebiyatı tarihinin en büyük on klasik romanı arasında sayılır. Ayrıca pek çok tercüme eserleri de vardır. Şiirlerinin bir kısmı kitaplaşmıştır: Türk’ün Şehnamesinden.
Şiirleri iki defa basılmıştır. Henüz kitaplaşmamış binlerce araştırma makalesi, dizi yazıları ve tercümeleri yanında kitaplaşmamış çok önemli ve güzel şiirleri de vardır. Yayınlanmış eserleri onbeş tanedir. Pek çok mısraı bir atasözü gibi hafızalarda kalmıştır:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”
mısrası gibi.
Öncelikle onun Türk ordusuna, TBMM’ne, halka ve gençliğe Kurtuluş Savaşı yıllarında moral veren bazı şiirlerini verelim:

YURD DUYGULARI

Düşmez yere hâşâ, o, bizim bayrağımızdır,
Bir fecr olarak doğmadadır her dağımızdan.
Ay yıldız o mâzîdeki bir süstür, emin ol,
Âtîde güneşler doğacak bayrağımızdan.

Altında yatarken de bizimdir yerin üstü,
Bir kal’a olur toprağımız vecde gelir de,
Dağlar, kayalar göğsümüz üstünde tepinse,
Düşmanlar, biz râm ederizkan kesilir de.

Deryâları kan, taşları bitmez kemik olsa,
Bir son nefesin aynı olup bitse nesîmi,
Ölmez bu vatan, farz-ı muhâl, ölse de hattâ,
Çekmez kürenin sırtı o tâbût-ı cesîmi.

Dedemiz kolları, biz taşları ettik teshîr,
Kopdu mâzî, o karanlıktan örülmüş zincîr,
Öyle hürrüz ki ne bir kavma, ne bir ferde esîr:
Hür olan başlara gök tâc oluyor, yer de serir.

Açtı târihi aşan, asrı geçen şanlı yolu,
Irkımın titremeyen tunç eli, âzâde kolu;
Toprağın üstü de uğrunda ölenlerle dolu...
Koptu mâzî, o mezarlardan örülmüş zincir;
Biz o kavmiz ki, ne bir kavma, ne bir ferde esir!

Gölgemiz sırtını asrın ezer, edvâra yüküz;
Şühedâmızla yerin kalbine hep mahkûküz;
Bizi eyyâma sorarsan sana söyler: Türküz!
Biz ne bir kavma zebûnuz, ne de bir ferde esîr;
Hürse bir millete gök tâç oluyor, yer de serîr!

Çekicin satveti, çiftin, sabanın dârâtı,
Sa’yın ak saçlı, alev saçlı kanatlanmış atı;
Fikrin efsersiz olan, çıplak olan saltanatı,
Gitsin etsin bizi milletlere bunlar tasvîr,
Koptu mâzî o cesedlerden örülmüş zincir.

İki üç oğlunu binbir ana birden gömeli;
Vatanın körpe kemiklerden ibâret temeli;
Köylünün tutmuş o bünyânı kadîd olmuş eli;
Bu büyük mâtemi ay yıldız ederken tenvîr,
Yaşarız her birimiz bir kanayan kabre esîr.

“Türk”e tek bir heceden başka nedir sanki? deme;
Öyle hor bakma ki ismimdirr o sessiz kelime!
Ben ne bir kavma zebûnum, ne bir insâna esîr:
Hür başım var, ona gök tâc oluyor, yer de serîr!


KİMDİM?

-1918 Mütâkeresinde-

Mâziye sor, ecdâdımı söyler sana kimdi:
Bir bitmez ufuktum, küre vaktiyle benimdi.

Tufanlar, alevler beni bir kal’a sanırdı;
Taçlar uçuşur, dalgalanır, parçalanırdı.

Kahhâr atımın kanlı, kıvılcımlı izinde;
Bir başka denizdim ebediyyet denizinde.

Çarpardı göğün kalbi hilâlin avucunda;
Titrerdi yerin tâlihi merminin ucunda

Günler, elimin çizdiği yerlerden akardı;
Üç kıt’ada korkunç atımın izleri vardı.

Üstünde uçarken o nişîbin bu firâzın,
En şanlı, şehâmetli hükümdârına arzın,

Tek bir bakışım sanki inâyetti, keremdi;
İkili hediyyemdi, arhazisi hibemdi.

Hançerdi hayâlim, bütün akvâm ona kındı;
Baştan başa dünyâ bir esîrimdi; kadındı.

Âsâbına nabzımdaki âhengi verirdim?
Kasd eylediğim şekli verir, rengi verirdim.

Dünyâ bilir iclâlimi ben böyle değildim;
Ben, altı asırdan beri bir kerre eğildim!



KİMİZ

-1918 mütarekesindeki duygularından-

Yaslıyız, kapkara olsak da hayâlet değiliz;
Silemezsin, izimizdir yerin altındaki iz.

Şahlanır göklere inkâr edilen heykelimiz,
Gösterir ufku, ölürken bile, solgun elimiz.

Kırılan göğsümüzün darmadağın mermerine,
Bir alev dalgası mecz eylemişiz kan yerine.

Yerde dursak ne çıkar, gökte yürür maksadımız,
Titretip burcuna, bârûsunu zulmün, adımız.

Yüzümüz zulme susarken gözümüz ses kesilir;
Zâlimin rûhuna zulmün leşi mahbes kesilir.

Dökülen kanlarımız, farzı muhâl olsa heder,
Yine tek damlasının kendi yeter yâdı yeter;

O kızıl damla ki bir hutbesidir hakkımızın.
Gezer etrafını çığlık gibi âfâkımızın,

Boşa gitmez, heder olmaz, vurulup düşdüğümüz,
Zâlimin göğsüne çarpat düşüyorken ölümüz.

Canımızdır, acı hissetmeyerek, verdiğimiz;
Şaşırırsın, şu asırlar sana anlatsa kimiz.



Gene başlarda oturmuş, gene göklerde başı;
Yıldırımlar gene bir eski silâh arkadaşı.


ATATÜRK'ÜN CENAZESİNİ ANKARA'DA KARŞILARKEN


Gene on beş sene evvel gibi Gazi geliyor,
Gene on beş sene evvelki kadar yükseliyor.

Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ;
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ.

Gene bir memleketin satveti bir tek emeli.
Koca bir yurdu tutarken gene sapsağlam eli.

Çürüyen göğsü için takızaferler gene dar;
Gene sağdır, gene sağlamdır O, hem dünkü kadar.

Ona hicranla... hayır, sade taabbütle eğil;
Ölüdür; doğru, fakat öldüğü hiç belli değil.

Mithat Cemal KUNTAY

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
MİTHAT CEMAL KUNTAY
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Başbuğ'un Mektubu:ASMAYIN!, Sürgünden Cemal Gürsel'e Yolladığı Mektup

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Yolumuzu Aydınlatanlar :: Abide Şahsiyetler-
Buraya geçin: