[b]SERAMİK VE ÇÖMLEK SANATI[/b]
Pişmiş topraktan seramik, çömlek, fayans, porselen v.b. yapma sanatıdır.
8000 yıl önce, kaba kilden yapılmış ilk eşya, güneşte veya ateş üzerinde kurutulurdu. Ortadoğuda, V. bin yıla doğru, meydana çıkan fırın çömleklerin kırılma tehlikesi olmaksızın kurutulmasına imkân sağladı. Çömlekçi çarkı da bu dönemde icat edilmiştir.
Mısırlı çömlekçiler pek erken çağlarda çarkta çevirmeyi ve fırında pişirmeyi uygulamağa başlamışlardı, hattâ sırlamayı (emay) bile biliyorlardı (M.Ö. 3000). Bu teknik, Avrupaya çok daha sonra gelecektir.
Yunan çömleklerinin ünü, kırmızı toprak üzerine yapılmış siyah angoblardan (yüzeye uygulanmış dekorlar) gelir. Bu vazolar geometrik desenlerle (M.Ö. X. yy.), hikâyelerden alınan sahnelerle (M.Ö. VII. ve VI. yy.) süslenir. Genel olarak vazoların süslemesi, bir resimli roman okurmuş gibi hikâyenin izlenmesine yarayan, enine şeritlere bölünür.
Avrupada, Ortaçağda henüz kaba-saba ve ağır olan seramik, giderek gelişip mükemmelleşir ve XVI. yy.da yüksek bir teknik düzeye ulaşır. XVIII. yy.da, Saksonya porseleni ve Fransada, Sevres ve Limoges porselenleri gerçek sanat eserleri olarak kabul edilmektedir.
Anadolu, pek çok eski sanat gibi çömlekçiliğin de beşiği sayılır. Eski Bronz I, II, III, IV, V ve VI çağlarına ait çömleklere Truvada, Güney Anadolunun arkeoloji araştırma bölgelerinde, Kültepe ve Boğazköy gibi eski yerleşme merkezlerinde rastlanır. Doğu Anadoluda bulunan Urartu çömlekleri Hitit sanatının devamıdır. [center][b]KARMAŞIK BİR TEKNİK[/b] [/center]
Çömlekçilikte, kil veya kumtaşı kullanılır. Önce toprak, pisliklerinden arıtılır, sonra suyla yoğrularak pürtüksüz, homojen bir hamur meydana getirilir.
Sonra elde (modelaj) veya kalıpta (mulaj) yapılabilen, biçimlendirme işlemine sıra gelir. Güney Amerikanın bazı köylerinde bugün de kullanılan bir tekniğe kolombin adı verilir: küçük bir hamur rulosu sarmal biçimde sarılıp sonradan perdahlanır.
Çevirme en çok kullanılan yöntemdir. Çömlekçi çarkı, bir mile takılmış iki yatay tekerlekten oluşur: bacağın düzenli bir hareketiyle çalıştırılan alt tekerlek, kil yığınının konulduğu üst tekerleği döndürür. Bu çevirme sayesinde, çömlekçinin usta parmaklarının baskısı, toprağa biçim vermeğe (çatmak) yeter.
Mat ve cilâlı çömlekler vardır. Matlara (çiçek saksıları, kiremitler) hiç bir madde sürülmez. Daha çabuk kırılabilen cilâlı çömlekler ise hem ateşe dayanıklı, hem de su geçirmez niteliktedir; 900 ile l 000 derece arasında birinci pişirmeden sonra, ikinci kez fırına verilirken bunlar cilalanır. [center][b]PORSELEN [/b][/center]
Porselen, esası kaolin olan, genellikle beyaz ve yarısaydam, renksiz ve saydam bir emayla kaplı ince ve sıkı bir hamurdan yapılır. Yumuşak porselenler l 250 derecede bir defa pişirilir ve yarısaydam kalır. Sert porselenler l 000 derecede ilk pişirmeye tabi tutulur; üzerlerine renkli veya renksiz bir sır geçirilir; sonra yeniden, l 400 derecelik fırına verilir, sonra da süslenir (sır altında süsleme) ve üçüncü defa fırınlanır.
Fırından çıkartılmadan önce (açık ateşli ilkel fırın, raflı fırın) pişmiş toprağın çatlamaması için, yavaş yavaş soğutulmalıdır.
Bugün çömlekçi ustaları, Çin veya Japon pişirme yöntemlerinden, kabartma süsleme yöntemlerine veya Bernard Palissynin ün kazandırdığı alacalı emay yöntemine kadar çok çeşitli tekniklere başvururlar. Ayrıca, sanayi yöntemleri de (kalıplama ve dökme) tek bir kalıptan pek çok örnek çıkartılmasına imkân verir.
İtalyanın Faenza kentinde yapılmış (1497) bir tabak. «Fayans» sözcüğü adını bu kentten alırsa da, aslında bu sanat Mezopotamyada doğmuştur. XVI. yy.dan başlayarak Avrupada büyük ilgi görmüş, ama giderek yerini «porselen»e bırakmıştır.
Seramik Müzesi, Fransa. XVIII. yy. yapımı bu renk renk kuşlara bakarak, porselenciliğin Çinde çok eski geleneği olan, ince bir sanat olduğu sonucuna varabiliriz. Grog-Larven koleksiyonu.