öyle bir memleketki benim memleketim emirdağlarıyla çevrili bir yanı diğer yanda adacalı durmakta adaçalı deyip gecme en tepesin üç agaç durmakta dilek ağaçı diyelim onlara sanki türk tarihinin en eski adeti olan dilek ağaçı ozamanlardan bu zamanlara afsanefi bir yolyuluktur adacalı...
uzun ya uzun işte emirdağın ortası uzun çarşı zaman silemiyor bazen geçmişi ama uzun çarşı zamana meydan okuyor çoçukluğum emirdağın değişime tarihsel bir yaklaşımımı bu zamana taşıyor eski otagarının yıkılışı ve o çoçukluğun küçük evlerinin yerine büyük taş betonların inşası zamanda bir an hafızamı zorluyor benim emirdağ....
bakıyorum türkmen kızları kaçerli çeşmesi yanında testilerini doldurmakta kaçerli çeşmesi bir geçmeyle yol olmaz altın yere düşmeyle pul olmaz derken duyuyorum aşığın sazını ordan keçiliye uzanıyor yolum üç beş adım işte bitti emirdağ sokakları...
unuttum tabi bu ğün salı yaaaaa işte pazar yeri sana pazar yerimi yoksa gençlerin volta yerimidir bilmem pazara çıkmasakta salı her daim pazarda dolaşırız...
emirdağ burası başlamışlar bir ğöçe hemde nasıl öle böle değil çoluk çoçuk hep beraber türkiyede kim tutabilir ekmek parası nerde bizim adamlar orda bir kara tren gurbet türküleriyle bu memleketin adamını 40 yıl önce uğurlamaya başlamış sürec öyle bir olayki hala devam etmekte 40 yıllık ğöç bakalım nereye ne zamana kadar devam edecek 7 ay yaaa işte 7 ayyy düğün zamanı ayarladınmı bir gavurcu tamam hemen istet gurbet kervanına katıl ama onla kalsa kızn gönlünü yap dünürlerin gönlünü yap elbette bozmak değil yapmak yaraşır bize ve avrupa avrupa duy sesimizi bu emirdağlının ayak sesi....
kış ayı bu memleketin uykuya yatma zamanıdır 7 aydan ne bir ses ne bir seda sanki tufan gelmiş almış gittiş memleketi işte ızdırap olur kara kış burda yazın gülüşü kışın asık suratı işte emirdağ...
zaman gecer devran döner yazlar biter kış olur yine emirdağ aynı emirdağlı aynıdır.....