Bir hayatın anatomisi...
(1)
Tan atıyor
Gün ağarıyorsa
Bir asi rüzgar maşrapayla çalkalıyorsa denizleri
Hoyrat bakışlarıyla dağlar, heybetini salıyorsa...
Pencerelerden süzülen nur topu ışıklar
Barışın ve özgürlüğün nişanesi
Ak alınlara aydınlığı, parmaklarıyla çalıyorsa...
Fabrikalarım tütüyor
Okullarım açılıyorsa
Çocukların kuş üzümü gözlerinde umut
Yaşama sevinci
Sevda tutkusu
Sokaklarda pür telaş
Soğuk motor sesleri
Sıcak somun kokusu
Alınteri namusun fişengine saçılıyorsa...
Ve bayrağım
Ay yıldızlı bayrağım
Kar beyazı, kan kırmızı bayrağım
Efil efil
Dalga dalga
Sütten kesilmemiş yavrular gibi
Özgürlüğün göğsünü yalıyorsa...
Ola ki; doğdum gülüm
Can minnet yaşıyorum
Kabıma sığmaz oldum
Kalpten kalbe taşıyorum...
(2)
Bir yandan ne oldum budalası kelli felli herifler
Soygun ganimeti masalarda
Zil taktırıp
Göbek attırırken sübyan kızlarıma
Öbür yandan çatlıyorsa alnının damarı işçimin
Sefaletin iki eli yakasında
Yanıyorsa yüreği ucuz yaşam uğruna için için...
Çatısı çürük, duvarları çatlak
Mahzen misali tek göz odalarda
Salaş pulaş yaşanıyorken hayat
Gümüş şamdan, kristal avizelerin altında
Altın saplı kaşıklarla zıkkımlanırken
Hayat bilgisi dersi veriyorsa eğer
Sülyen gözlü üç-beş dişi...
Serde erkeklik
Dağlarımda şenlik var
Anla ki; kuşandım çapraz fişek
Savaşıyorum yar...
(3)
Kara bulutlar çökmüşse ala şafağı ülkemin üzerine
Kör bir kibrite kurban gitmişse ormanlarım
Irmaklarım kurumuş
Topraklarım kuraklıktan yarılmışsa şerha şerha
Halkım kıtlıktan kırılmışsa...
Yırtık yemeniler içinde üşüyorsa ayaklarım
Kulaklarımı jilet gibi kesiyorsa gecenin ayazı
Feryat- figanlar yükseliyorsa arka mahallelerde
Hıçkırıklar yırtıyorsa boğazı...
Köşe başlarında hunharca çekilen tetikler
Kırık cam parçaları gibi ölümler saçıyorsa
Yıkıyorsa gençliğin gül dalı bedenlerini
Cihangir hayallerini
Döşte yaralar açıyorsa...
Can derdine düşmüş körüklü saltanatın sahipleri
Yüz üstü bırakarak memleketimi
Sırtlarında tüyü bitmemiş yavrularımın geleceği
Kurt görmüş çomar gibi
Kurşunların gölgesinden kaçıyorsa...
Ve analarım
Kahır çekmiş, ağıtlar yakmış analarım
Bileğini dal, eteğini çul etmiş
Helal süt emzirmiş analarım
Tırnaklarıyla yırtıyorsa göğüslerini çığlık çığlık
Şilte gibi yığılıp yerlere kendinden geçiyorsa
Ve karanlıklar alabildiğine büyüyor,büyüyor
Sorgusuz sualsiz
Acımasızca hükmediyorsa masum yüzlere
Faili meçhul kefenler biçiyorsa...
Bil ki; vuruldum gülüm
Kan revan dolaşıyorum
Sevdama can kurban
Güneştim...aşıyorum...
ALI YA$AR