Yine düşüncelere daldım..
Beynimde dalgalanmaktan hiç yorulmayanlardan biri ‘Türkçe’…
Hassasiyetimi yitirmediğim,yitirmeyeceğim ‘Türkçe’…
Konu üzerine nice sözler döktük, zaman oldu ki, ağzımıza tümce doldurup doldurup boşalttık.
Ama hala, uzun uzun yakınmalarım var .. Var olmasına da, öncelikle şöyle bir şey sereyim gözlerinizin huzuruna..
Bir Türkçe Rock forumunda yaşı küçük olmayan (beyninden şüpheliyim) bir arkadaş(!)ımız,bir grup hakkında şöyle dile getiriyor fikirlerini ;
“wala şarkılarını swerim özellkle going under. my imortal .bring me to life. ama kendilernden hiç haz etmm HIM LINKIN PARK gibi gruplar onlara bin çeker ! belki bilirsins hayko yla aralarındaki polemiii türk diip kaçmk bise hakarettr biras ondan biras bundan sewmiorm onları hayko bişi diosa wardır elbet bişii saten HAYKOLİK im”
Sonra benim Türkçe’ye duyarlı bir arkadaşım hiç üşenmiyor çeviriyor kelimelerini..
Şöyle bir şey çıkıyor ;
“ wala : İskandinav mitolojisinde savaşçıların öldüklerinde gideceklerine inandıkları "Valhalla" yani cennet'in yandan yemişi.
swerim : Doğu İsveç dolaylarında yaşayan bir skandin toplumu. (-rim çoğul eki)
kendilern : Amerikan ingilizcesinde "kandil simidi"
bilirsins : Goblin mitolojisinde Maglubiet'in alt tanrılarından biri.
diip : Biip'in kardeşi. Genellikle ayıpçı yerlerde sansürlük yaparak geçimini sürdürmektedir.
diosa: Sabancı yan kuruluşu bir boya markası.
saten: Parlak bir kumaş türü.
kaçmk: oha! “
.....
Özellikle son yıllarda bizim ‘Öküz Türkçesi’ diye tabir ettiğimiz dil (ki biz bu dili bilmiyoruz) hayli yaygın bir durum almaya başladı.
Şimdi..
Neden ‘Öküz Türkçesi’ ?
1. Özenti
Bu dil(in) bu kadar yaygınlaşmasının temel nedenidir bana göre.
2. Kısa kesme
Örneğin telefon mesajlarında. Pek kıymetli parmaklar iki tuşa daha fazla basamıyor,basmıyor. Bu da zamanla;
Seviyorum
Seviyorm
Sevyrm
(Burada özentiyle yoğurmaca)
“Sefiom,sefiorm,sewiorm,sewiom”
v.s,v.s gibi nedenler…
Dışında; bu dilin devamlılığını getiren,Türkçeyi yozlaştıran başkaca nedenlerde var elbet.
Mesela;
Eğitimcilerin Eğitmemeleri
Gören,duyan,bilen onlarca eğitimcinin öğrencilerine, çevrelerine, bu konu da müdahale etmediğine tanıklık eden benim gibi kaç kişi vardır dersiniz? Bir hayli çoktur zira Türkçeyi korumayı bilen eğitimcilerimiz artık pek yoktur. Eğit(e)memelerinin nedenlerinden biri de belki kendilerinde o çembere dahil olmalarıdır,kim bilir…
Mesela;
İletişim Araçları
Televizyon,gazete vb… Türkçeyi özentisiz kullanmalarının yanı sıra,her birinin artık kendine has üslübu ile seyirciye,okuyucuya ulaşmaları kendilerini Türkçe'den uzaklaştırırken, Türkçe'siz kitlenin ‘Türkçesiz’liğine de katkı sağlamaktadır.
Peki biz neden takıntı(!)lı olmalıyız bu konu da bu kadar..
Çünkü ‘Türk’ genciyiz.
Çünkü Mustafa Kemalin eserleriyiz...
Çünkü Onun evladı ve eseriysek; bize bıraktıklarını kendimiz kadar önemsemeli,sahip çıkmalıyız.
Çünkü biz emanete ihanet (İhanet değil diyenin milli bilincinden şüphe ederim!) edenlerle savaşmak zorundayız.
Çünkü bizden sonra ki nesilleri de düşünüyor,onlara ‘Öz Türkçe’ bırakmak istiyoruz...
…
Özgürlükten bahseden,istediği gibi konuşma hakkına sahip olduğunu söyleyenlere, ‘öz’gürlük anlayışlarını ve ‘kim’liklerini tekrar sorgulamalarını tavsiye ediyorum.
Ve diyorum ki
En azından çevremizde bu konuda Hassas olalım.
TÜRKÇEMİZİ GÜZEL KULLANMAYA DİKKAT EDELİM
TÜRKÇE'NİN BİR EKSİĞİ YOK..YA BİZİM??
ALINTI