PKK ve AKP

Bölücü terör örgütü pkk nın siyasi uzantısı legal görünümlü ve illegal faaliyetler içindeki ve meclisteki partisi DTP ile ilgili anayasa mahkemesinde görülen davanın sonucu henüz açıklanmamış olmakla birlikte alınacak her hangi bir kararın etkili bir netice olması beklenmemektedir.

Çünkü devletin yani hükümetin ortada terör faaliyetlerini önleyici ve terörist örgütü yok edici herhangi bir politikası bulunmamaktıdır.Aksine Hükümet terör örgütünün faaliyet alanını genişletip hareket etme ve eylem yapabilme özgürlük ve imkanını sağlamış ve adeta terör örgütüne her türlü lojistik destek sağlamanın yollarını aramakta ve sağlamaktadır.

Hükümet devletin yıllardan beri yaptığı terörle mücadele faaliyetlerini bir kenara bırakıp ve hatta terör örgütünün siyasi emelleriyle AKP nin siyasi emellerinin ortak hedef haline gelmesi bu iki tarafın iş birliği ve birlikte hareket etme gereğini ortaya koymuş ve taraflar ortak hareket etmektedir.

Tokat Reşadiyede hain terörün pusu kurup çapraz ateşe alarak yedi mehmetçiğimizi şehit edip ve bu kanlı saldırıya sahip çıkmasına rağmen AKP ve hükümet tarafından Pkk nın avukatlığı yapılarak terör örgütünü aklama çaba ve kaygısına düşmüşlerdir.

Aslında bir ihanet politikası olan "açılım" adını verdikleri ihanet ve ayrıştırıp çatıştırma projesini aklamak ve taraftar bulmak için tezgahlanan bu saldırının arkasında gerçekten kimler olduğunu merak ediyoruz. Acaba bu saldırı ile birileri vatan sever güçlerimi suçlamak ve mahkum etmek istiyordu.

Cmhurbaşkanından, başbakanına ve başkanyardımcısından bakanına ve genel başkan yardımcılarına kadar olayın olduğu günden bu güne halen pkk yı aklama çabalarını ibretle ve tüylerimiz diken diken izliyoruz ve bu hainane gidişatın sonunun nereye varacağını elbette görmek isetmiyoruz.

Görülen o ki siyasi hedeflerine varmak için pkk terör örgütüyle iş birliği yapmakta ve bu kanlı bölücü terör örgütünü kendi siyasi amaçları için kullanmakta ve memeleketi yakıp yıktırmakta ve devletin kurumlarına ve güvenlik güçlerine saldırtmaktadırlar. Memleketin huzur ve güvenliğinden, birlik ve bütünlüğünden ve vatandaşın mal ve can güvenliğinden sorumlu olanlar maalesef ülkeyi adım adım bir bölünmeye ve yıkıma doğru hızla sürüklemeye çalışmaktadırlar. Millette bıkkınlık ve çaresizlik yaratıp dayatılan ihaneti kabul ettirip, kurtuluş yolu olarak göstermeye çalışmaktıdrlar.

Devletin gelirleri çeşitli yardım kalemleri adı altında terör olaylarının kaynağı olan bölgeye gönderilerek adeta terör örgütü finanse edilmektedir. Çünkü bu yardımların büyük çoğunluğu sokakları ve insanları ateşe verenlerin eline ulaşmaktadır. Kandil Diyarbakır olmuştur, Ankara olmuştur terör karlı dağlardan, soğuk mağaralardan inip sıcak evlerde rahat yataklarında yatıp sıcak yemeklerini yiyerek terör faaliyetlerini sürdürebilme imkanına kavuşmuştur.

Türk milleti, Akp hükümetinden silahlı kuvvetlerimizin ve vatan severlerin yakasına yapışmasını değil, terör örgütünün peşine düşüp yok etmesini istemektedir.

Ama Bu işbirlikçi hükümet ve yandaşları yavaş yavaş kendi sonunu hazırlamaktadır ve işbirlikçiler yarın aynı sandalyelere oturup Türk adaletine hesap vermekten kurtulamıyacaklardır.

Tokat / Reşadiyedeki askerlerimize PKK tarafından yapılan hain saldırıyı, AKP ve DTP saldırıyı bir provakasyon olarak niteleyip, ortak bir dille adeta PKK yı atlamak için büyük çaba sarfetmişlerdir. Bütün bunlarda gösteriyor Pkk nın arkasında hangi siyasi partilerin olduğunu.

Tokat'taki yedi mehmetciğin hesabı, pkk terör örgütünden ve onu kullanan işbirlikçilerinden sorulacaktır. Şeyh saitler için idam sehpaları bir gün kurulacaktır ve o gün yaklaşmıştır.

DTP, koalisyon hükümetinin ortaya sürdüğü bir piyondur. Kolaisyon hükümetinin ortakları ise AKP ve PKK dır. Bu her iki partide söylem ve görüş birliği çirerisindedir. PKK nın kanlı terörünü aklama ve PKK yı topluma haklı gösterme çabalırını büyük bir gayretle göstermeye çalışmaktadırlar. Her iki ortağın yaptığı açıklamalarda fikir birliğini net bir biçimde görmek mümkündür. Bölücü koalisyonun en radikal savunuculuğunu yapan "ZAMAN" adındaki gazetenin manşetlerinden ve köşe yazarlarının yorum ve değerlendirmelirindende böyle bir kolasiyonun görevde olduğunu görmek mümkündür. DTP koalisyon hükümetinin kullandığı bir piyondur.

AKP içerisindede ayrışmanın olduğu artık su yüzüne çıkmaya başlamış AKP içindeki bölücüler son gelişmeler karşısında PPK taraftarlığını daha net ve daha açık göstermişlerdir. PKK ile mücadele yerine bilakis PKK doğrudan iktidara ortak yapılmış ve ülke yönetimine getirilmiştir.

Türkiyede Fettoş derin devleti kurulup 70 milyon dinleme altına alınmış ,AKP ve PKK derin koalisyonu ise iktidar yapılmıştır.

MHP ve CHP genel başkanlarının yaptıkları açıklamaların, ifade edip anlatmak istediği budur.

MHP nin "Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat" mitingleri koalisyon ortaklarını ve onun radikal savunucusu ve avukatlığını yapan başta ZAMAN gazetesi olmak üzere yandaş medyayı rahatsız etmiştir.
MHP mitinglerini halkı tahrik olarak gösterme gayretlerini ve yayınını sürdüren yandaş medya Bölücü haraketlerin tam göbeğinde yerini almış bulunmaktadır.

Kanlı katil Abdullah Öcalanın başbakan yardımcısı Bülent Arınç hakkındaki övgü dolu ifadeleride gösteriyorki DTP siyasal bir tetikçi olarak görevini tamamlamış ve AKP-PKK koalisyonu devam ettirilmekte ve güçlendirilmektedir.

"Açılım" adı altındaki bölüştürücü ve ayrıştırıcı vede Türk kavramını ortadan kaldırmaya yönelik ihanet politikasının yani projesinin fikir babası Abdullah Öcalandır. Bin yıllık kardeşliğe sahip çıkmanın halkı tahrik olduğunu söyleyen din istirmarcısı medya ve aydın bozuntularının Soros'un kiralık kalemşörleri olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır.

Yüreğinde azıcık vatanseverlik, ve iman bulunan her vicdan sahibi vatandaşın bunları görmesi ve bu ihannet koalisyonuna gereken dersi hukuk ve demokrasi içerisinde verip tarihin çöplüğüne göndermesi gerekir.