ASENAM…
Karanlık gecemde şafağın sökmesini beklerken yine sen düştün aklıma asenam…Bu gökkubbenin altında yine boğuluyorum.Sağım solum hayret içinde..Bir kaldırım taşında başım ellerimin arasında sessizliği üzerimden atmak isriyorum.haykırmak istiyorum bu Tuna kadar duru, saf meçhul sevdamı..Mecnunun Leylasını araması gibi seni arıyorum.yollara düştüm.Nerede o ötüken sevdalısı gökçen kız?Söyle asenam daha kaç şafak sensiz sökecek,kaç güne yüreğim işgal altında girecek?Bu kaçıncı baskın?Neden bu sebepsiz vurgun?
Mahkummuyuz biz hasrete,çileye ey güzel?
Asenam,seninle gökçen sevdalara tutunmak için yine yollardayım çırılçıplak…
Serin soğuk bir rüzgar içimi sarıyor.Titrek adımlarımla taşlı yollarda devranı sarsıyorum.Dudağımda bir isyan türküsü sevdamı haykırmak istiyorum.Gel o kurt bakışınla sırla beni.Şiir gibi endamını mısra mısra çözeyim.
Ulu hakanların,Kürşadın aşkına gel artık..
Kanla yazılan devrimlerin üzerine çöken mavi ihtilallerde,şafaklarda gel.Özlemim,çilem son bulsun..Gel ey meçhul sevdam,Tanrı dağına,Ötüken bozkılarına,Tibet çöllerine Tunaya,Arasa Turanı müjdele de gel.Ergenekonda demir dağları erit de gel..
Başbuğumun,yedilerin üçlerin,kıkların selamıyla gel..
Allah aşkına gel artık...
Gel...