UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
SATUK BUĞRA HAN !... Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 SATUK BUĞRA HAN !...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
kursad_56
BalaKurt
BalaKurt
kursad_56


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 96
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 25/03/56
Yaş Yaş : 68
Nerden Nerden : Bursa
İş-Meslek İş-Meslek : Turan'ı Görebilmek...
İsim İsim : Yörük Beyi
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 27/05/09

SATUK BUĞRA HAN !... Empty
MesajKonu: SATUK BUĞRA HAN !...   SATUK BUĞRA HAN !... Icon_minitimePtsi 24 Mayıs 2010 - 19:14

SATUK BUĞRA HAN
(İLK MÜSLÜMAN TÜRK SULTANI)


Can’lar; 1944-1949 yılları Doğu Türkistan Milli Eğitim Bakanı, 1949 Sincan Hükümeti Başbakan Yardımcısı, Sincan Hükümeti Kumandan Yardımcısı, 1955 Sincan Hükümeti Başbakanı Seyfettin AZİZİ tarafından kaleme alınan ;

İLK MÜSLÜMAN TÜRK SULTANI “SATUK BUĞRA HAN” (henüz 12 yaşında) adlı eserinden bir bölümü Satuk Buğra Han-1 ve Satuk Buğra Han-2 başlıkları ile sizlerle paylaşmak istedim.

Madem ki TÜRK’ üz, Madem ki Müslüman’ız, Madem ki TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ diyoruz.

O zaman bu “Ekmek gibi, Su gibi” gerekli olan bir bilgi.



MAĞARADAKİ BULUŞMA (Sayfa_55)

Satuk, Batır Amcayla Astın Atuştan Argu tarafa yani dağ ağzına doğru vadide atla gidiyordu. Hafif hafif esen ilk bahar rüzgarı Batır amcanın sakallarını okşamaktaydı. Vadide tomurcuklanan bitkiler bu ikisine bakarak selam vermiş gibi sallanıyordu.

-Amca, dedi Satuk daldığı düşünceler içinden sıyrılmış gibi onun söylediklerine inanıyormusun ?

-İnanmak için erken oğlum ! dedi, Batır amca düşünce alarak biz ağır başlıkla onun dediklerini dinlersek be olur diye düşünüyorum.

-O nereden geldiğini söylüyor ?

-Batıdan geliyor. Adı Ebu Nesir Samaniymiş. O, Samanilerdenmiş. Onun yanında arkadaşlık eden yine birisi varmış. O adam genç olmasına rağmen gördükleri – bildikleri çok, bilim düzeyi derin görünüyor.

-Adı neymiş _ diye sordu Satuk.

-Ebul Hasan Muhammet Karamet miş. Nişaporluymuş.

-Ha, onlar Samanilermiş _ dedi, Satuk biraz şaşırmış gibi ciddi bir tavırla, -Samaniler bize düşmandır. Onlardan bize iyilik gelebilir mi ?...

-Oğlum Satuk, onlar İslam Dinini getirecekmiş. Eskiden her türlü din mevcuttu. Adamların bazıları güne, bazıları ateşe taparlardı. Hatta suya tapınanlarda vardı. Biz tanrıya inanıyoruz, puta tapıyoruz. Güneşin battığı taraftan İsa, Musa adlı adamlar çıkıp kendi dinlerini yaymışlardı. Sonra Araplar arasından Muhammet adında biri ortaya çıktı ve İslam Dinini getirdi.

-Bunlar hakkında öğretmen Bilge tafsilatlı konuşmuştu,- dedi Satuk biraz heyecanlanarak ve amca bu dinlerin hangisi doğru, hangisi yalan ?

İsa’yı, Musa’yı biz görmemiştik. Bizim putumuzdan da ses seda çıkmıyor.

Çamurdan yapılmış bir şeyden nasıl seda çıkar oğlum ?, bu Ebu Nesir diyen adamın kendi konuşmalarını dinleyelim. Onun Allah dediği bizim Gök tanrılardan ulvi olamaz, Muhammet , Butsatva (Put) dan yüksek olursa düşünelim.

-Bu din, halkımızın düşüncelerine uygun geliyormu, gelmiyormu ? Bu dini bin yıldan uzun süre Buda dinine inanan kanları Buda dininin adet ve öğretileriyle yoğrulmuş olan halkımız kabul eder mi ? etmez mi ?, Bunu düşünmemiz gerekir.

Batır amca Satuk’a sevinçle bakarak –elbette- diye kabul etti.

Vadinin ortasına geldiklerinde amca “bak bu tarafa” diyerek sol taraftaki dar bir vadiyi gösterdi. Vadiye girdiler. Biraz gittikten sonra yeşil otlaklığa çıktılar. Dağ yamaçlarında Develer ve Katırlar otlanmaktaydı. Orada başlarına beyaz örtü örtmüş, onun üzerinden siyah püsküllü iple bağlanmış uzun çuval elbiseli birkaç adam deve-eşekleriyle ve taşıdıkları yükleri düzeltmekle meşguldü. Bunlara göre onlar küçük bir kervana benziyordu.

Satuklar bir mağara önüne geldikten sonra attan indiler. İki kervancı koşup gelerek atları aldılar. Satuk önce kervancıya çekingen çekingen baktı ve arı vermek istemedi. Sonra amcasının ima etmesiyle atı verdi.

Mağaradan bir öksürük sesi duyuldu. Satuk ile amca o tarafa bakarken başında sarığı, uzun çuval şeklinde dikilen bir elbise giymiş, sakal ve bıyıkları siyah yabancı bir adam ve onun arkasında duran küçük sarıklı, uzun örme kaftan giymiş bir genç olmasına rağmen ağır başlı bir delikanlıyı gördü. Onlar önce amcayla selamlaştı. Sonra iki elini kaldırıp Satuk’u saygıyla mağaraya buyur etti…

Satuk biraz yaşlı olan adamı tanıdı. Bundan aşağı yukarı bir ay evvel dostlarıyla ava çıktığı zaman onun bir kaç arkadaşlarıyla beraber kırda secde kılmaktayken görmüştü. O zaman Satuk hayranlıkla bakarak beklemiş, secde bittikten sonra onların ne yaptıklarını sormuştu. “Biz Allah’a ibadet etmekteyiz” yanıtını almıştı. Sonra bu adam “İslam” ,”Allah”,”İman” diye bir çok sözcükler söylemişti. Satuk bunları anlamadan geçip gitmişti. Kendilerine “Magripten gelen kervan” demişti. İşte o adam karşısındaydı.

Mağaranın iç görünüşü o kadar görkemli olmasa da Satuk’a garip göründü. Ortaya konulan kazan altında ateş vardı. Etrafa battaniye serilmiş, üzerine şilteler katlanarak dizilmişti. Mağaranın tepesindeki iki delikten güneş sızıyor, loş bir ışık veriyordu. Mağaranın gün battığı taraftaki duvara bir oyuk oyulmuş, oyuğun önüne bir adam sığacak kadar küçük bir halı, sonra uzun büyükçe bir battaniye serilmiş.

Deminki kişi “Esselam u Aleyküm şefkatli Şehzadem” dedi ve sağ elini göğsüne koyarak saygıyla önünde eğildi.

-Şehzade – Han oğlan demektir. Ulu Han oğlana saygılar sunarım. Adım Ebu Nasir Samanilerdenim. Bana Ebu Nesir Samani derler.

-Benim Han olan olduğumu nerden öğrendiniz ? – diye sordu Satuk, -bizim dilimizi nerden biliyorsunuz ?

-Yurdunuza birkaç defa geldim. Ulusunuzun dillerini öğrendim. Ben sizi çok defa ava çıktığınızda, avdan döndüğünüz zamanlarda at üzerinde görmüştüm. Şehir içinde de görmüştüm. Siz her zaman arkadaşlarınızla beraber olduğunuzdan saygı gösterip selam verme fırsatı bulamamıştım.

-Bu kadar zahmet çekmenin nedeni nedir ? diye sordu Batır amca.

-Allaha yolunda, din için zahmet çekmek ne demek. O yolda ölmeye bile razıyım.

Satuk ilgilenerek sordu,- Allah kimdir ?

-Allah adam değil, sizin dilinizle söylersek Gök Tanrı demektir, - dedi Ebu Nesir biraz çekilerek.

-Bizden bir isteğiniz mi var ? – dedi Satuk.

Ebu Nesir söze nereden başlayacağını bilemediğinden biraz düşündü ve sordu.

-Siz şevketli Han oğlansınız, siz bu ilin gelecek Hakanısınız. Diğer uluslara başkanlık edeceksiniz. Halkı yöneten adam evvela kendisi doğru yolu bulmalı. Eğer isterseniz, şu doğru yolu size anlatmak istiyorum. Dediğim yol – İslam Dini, dedi.

-Siz benim İslam dinine girmemi istiyorsunuz değil mi ?

-Evet. Ama İslam dininin kabul etmeniz siz Şehzadenin isteğine bağlı. Benim görevim : yalnız bu tek hak dini – İslam dinini size anlatmak. Doğruyu göstermek.

-Tek hak dinini ? - sordu Batır amca Ebu Nesir’e dik dik bakarak – Nisara dini Yahudi dini ve bizim Buda dinimiz nasıl ? Ne diyorsunuz ?

-Diğer dinler üzerinde konuşmam. Yalnız İslam dininin doğruluğunu beyan etmek istiyorum.

-Dinleyelim bakalım. Beyanatınız nedir ?

-Allah Muhammedi, peygamber olarak tayin etti ve ona buyur etti; Sen insanlara öğret. Allah bir benden başka tanrı yoktur. Sen nebisin ve son peygambersin. Senden sonra peygamber gelmeyecek.

-A. Allah’ın bu emri Muhammet’ten başka dinleyenler var mı ?

-Yok Şehzade, bu doğrusu Allah’ın emri.

İslam dininin şartlarını bilmek isteyen Batır amca -Müslüman olmanın yolları nedir ? – diye sordu.

-Müslüman olmanın ilk şartı; İman * “La İlahe İllellah, Muhammedün Resülullah” bu bir cümle sözü söylemek ve ona yürekten itaat etmek. Bu sözün manası ; “Allah birdir, Ondan başka Tanrı yoktur, Muhammet Allah’ın temsilcisidir” demektir. Bundan sonraki biricik önemli şart –Namaz kılmak, Sizin dilinize çevirirsek “Tapmak” demektir. Yani Allah’a tapınarak, onun emirlerini yerine getirmek, Mekke’ye giderek Kabeyi tavaf kılmak, her sene Ramazan ayında bir ay oruç tutmak, Fakirlere hububatından onda birini fitre, mal ve paranın 40’ dan birini zekat vermek, İslam dininin bu beş şartına “Farz” diyoruz. Bunlar Allah’ın emri, mutlaka yerine getirmek lazım. Bundan başka peygamberimiz Hazreti Muhammet’in sözleri var. Buna “Sünnet” diyoruz. Evvela kelimei Şahadet getirmek ve namaz kılmak.

Ebu Nesir içtenlikle anlatıyordu.

Satuk derin düşüncelere daldı. Batır amca hayranlıkla baktı.

Daha sonra Satuk hayal dünyası içine girdi. O, dostlarından ve hocası Batır amcadan bazen acayip soruları soruyordu. Çoğu zaman soruları kendisi yanıtlıyordu. Kendisinin verdiği cevap onu tatmin etmiyordu. Hocası Batır amcanın cevabı da yetersiz kalıyordu. O zamanlar giderek, önceki mağarada sohbette bulunuyorlardı. Satuk kendisinin sorularına yalnız Ebu Nesir Samanilerden inandırıcı cevap alabiliyordu. Kendisini tatmin eden cevabı alamazsa da nedendir bilinmez bir türlü sihirli duygular ona razı gösterme hissini veriyordu. Bilhassa İslam Dininin fakir ve yoksullara fitre- zekat verme usulüyle yardım vermesi, kabadayılık0 zina, hırsızlık, sarhoşluk gibi kötü işlerin haram olarak yorumlanması, Satuk’a derin etki yaptı. İki ay içinde Satuk, Batır amcayla sık sık mağaraya gelmeye başladı ve sonunda Şahadet getirmeyi büsbütün öğrendi.

LA İLAHE İLLALLAH, MUHAMMEDÜN RASÜLULLAH…

Ebu Nesir, Satuk ile Batır amcanın nihayet kelime-i Şehadet getirdiğini görünce sevindi. Satuk gülümsedi, amca da Satuk’a bakarak güldü.

Sayın Şehzade, - dedi Ebu Nesir Samani Satuk’un “La İlahe İllallah Muhammedün Rasülullah” kelimesini doğru telaffuz ederek iman ettiğini görünce sevinerek, -Müslümanların kelamını getiren Kuran’da yazılan Müslümanların kendine has ismi oluyor. Size kendi isminizden başka müslüman ismi takarsam kabul edermisiniz ?

Satuk, Ebu Nesir Samaninin kulak kesilerek müslüman adı verilmesini kabul etti. Ebu Nesir Samani memnuniyetle tekbir getirdi sonra çömülerek oturdu ve seçtiği ayetleri okudu, dua ederek elleriyle yüzünü tavaf ettikten sonra ;

-Bugünden itibaren müslüman mübarek isminiz Abdül Kerim olsun, - dedi ve bu ismin “Kerim’in Kölesi” manasını taşıdığını, “Kerim’in Allah’ın sıfatlarından birisi olduğunu etraflıca anlattı. Satuk bu ismi memnuniyetle kabul etti.

Gün geçtikce Satuk ile Batır amca, Ebu Nesir’in arkasında yer alarak onu takiben Namaz kılmayı bile öğrendi. O zamanlar memlekette Müslümanlığı ilk defa kabul edenler olarak sayıldı. Ama Satuk’ un arkasından müslüman sayısı da çoğalmaya başladı.

Bir ay sonra Satuk, Batır amca, Arslan olmak üzere 20’ den fazla kişi mağaranın içinde Ebu Nesir’i takiben Namaz kılmaya başladı. Bunların içinde Arslan, İlik, Kılıç’ da vardı. Aydın, Yıldız, Kunduz ise Ebu Nesir Samaninin talimatıyla aynı yerde Namaz kılmaya başladı. Böylece 3 ay sonra mağaranın önündeki meydanda yüzlerce kişiden oluşan bir cemaat’la Namaz kılınmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.m-akalankoyu.tr.gg
 
SATUK BUĞRA HAN !...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Tarihimizden :: Türk ve İslam Tarihi-
Buraya geçin: