MUHSİN BAŞKAN
Muhsin Başkan,
Sen ki, Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Elmalı köyünde doğdun. Bin bir meşakkatle kuzuların arkasında çobanlık ederek, sarı sıcakta tırpan işleyerek büyüdün. Tarlalarda yarı aç yarı tok kopturdun.
Anan sana "yavrum helal kazan, helal ye" dedi. "Allah'ı unutma" dedi. "Vatan millet için canını malını feda et" dedi. Seni Türk töresi ve İslam inancına göre yetiştirdi ki millete faydalı olasın diye�
Sen ki, yokluklar içinde büyüyerek liseyi bitirdin ve üniversiteyi kazandın. Ankara Veteriner Fakültesine başladığında yeni gelmiş incecik bir delikanlı idin. Biz MHP gençlik kollarında görev yaparken, sen Ülkü Ocaklarının fedakar bir üyesi ve ağabeylerine hizmet eden bir dava adamı idin. Türk İslam davasını hem yaşadın ve hem de çevrene örnek oldun. Olgun, efendi ve sakin tavrınla hemen kendini gösteriyordun. İçimizde sana karşı hep ılık, ılık bir sevgi yumağı oluştu. Seni hep ağabeylerin olarak sevdik. Sen bir liderdin. Davada büyüdün. Baş oldun.
1980 öncesinin o ızdıraplı günlerinin bütün yükü senin üstünden geçti. Sen Ülkücü Hareketin yılmaz ve dönmez bir savunucusu oldun. Bayrağı hep yüksekte taşıdın.
Ama gel gör ki, okyanuslar ötesinden gelen bir buyruk, Ülkücü hareketi, liderini ve senin gibi bu davaya emek vermiş nicelerini mahkum etti. 180 kişi idamla yargılandı. 12 Eylül kara ihtilali Türk İslam davasını güdenlerin üzerinden tank gibi geldi geçti.
Ne günlerdi Yarabbi? Vatanını, milletini seven, Türkiye'yi Afganistan olmaktan kurtaran kahramanları, kendi devletini ve milletini çağlar üstünden atlatıp, milletler mücadelesinde Türk milletini şerefli bir yere oturtmak isteyen, millet içinden süzülmüş ve çıkmış üstün kaliteli idealist Türkleri, işkence ile yer ile yeksan etti.
Muhsin Başkan, bu işkence ve zulümden kurtulan dava adamları senin gibi hücrelerde işkence görse de "Allah yolu meşakkat yoludur" diye çıkıp yine davasına sahip oldu. Başını dik tuttu. Yine kaldığı yerden devam etti.
Dünyanın her yerinde Batılı kafirlerin Türkleri aşağıladığı bir asırda, sen yine de bu milletin büyüklüğünü haykırdın. Onun gelişip güçlenmesi, geçmişte olduğu gibi Milletler camiasında şerefli bir yere oturması için çabalarını devam ettirdin. İnandığın gibi yaşadın ve bu milleti de yaşatmaya azmettin.
Ancak kahpe felek seni bu millete yar etmedi
Her konuşmanda İslam'ı ve onun hayat tarzını herkese telkin ettin. Her zaman ve zeminde inandığın davanı anlattın. Bundan asla taviz vermedin.
Muhsin Başkan, Keşke sen benim arkamdan makale yazsaydın. Benim başsağlığıma gelseydin. Ama bu iş sıra ile olmuyor. Kader belli olmuyor.
Unutma ki, davan yürüyecek zafere ulaşacaktır. Manevi yurdunda rahat uyu.
Ne mutlu sana ki başın dik, alnın açık Allah'ın huzuruna gidiyorsun.
İnandığın davanda, göklere uçtun. Göklerde şehit oldun. Mekanın cennet olsun. Hizmetin kutlu olsun. Allah seni peygamber efendimize yoldaş etsin.
(Amin)
SEYFİ ŞAHİN - ORTADOĞU GAZETESİ