GÜNEŞİ KAPATMAYIN, ÜŞÜYORUZ…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler öncesi düzenlediği mitinglerde, kendisinin devletin tüm imkânları dâhilinde uçaklarını ve helikopterlerini kullandığını hesaba katmadan, muhalefet parti liderlerini uçağa ve helikoptere kendi gibi sürekli binmedikleri için “uçma özürlü” diye nitelendirdiği günlerde, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da kendi imkânları ile ilk defa bir miting alanından, diğerine gitmek için helikopter kiralamış ama maalesef o helikoptere binmesi tüm Türkiye’yi yasa boğan trajedik bir acıyla sonuçlanmıştır.
Türkiye, 29 Mart 2009 yerel seçimlerine, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki arkadaşlarının yaşattığı acı ile girmiştir.
Yaşanan seçim heyecanının yerini Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şahadet haberinin acısı almıştır.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonrası yaşanan bilgi kirliliği, olaya müdahale zafiyeti ve enkaza günler sonra devletin onca imkânlarına rağmen, yöredeki köylüler tarafından ulaşılması ise yaşanan acıyı çok büyük bir trajediye dönüştürmüştür.
Düşen helikopterde bulunan İHA muhabiri İsmail Güneş’in 112 Acil servisi arayarak bildirdiği kaza sonrası tüm Türkiye kaygılı ve aynı zamanda ümitli bir bekleyiş içinde kaza yerinden gelecek olumlu haberleri, dualar eşliğinde bekledi ama olmadı…
Enkaz bölgesine günler sonra ulaşıldı ve ortaya herkesi derin acılara sürükleyen manzara çıktı…
Önce dört cenazeye ulaşıldığı bilgisi geldi, sonra Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve bir kişinin daha enkaz bölgesinde olmadığı söylendi… Bu haberle birlikte diğer canlara üzüntü yanında, Muhsin Yazıcıoğlu ve diğer kişiden bir mucize haber bekledik… Umutla bekledik, dualar dualara karıştı, gözyaşları yüreklerde yanan ateşi söndürmeye yetmedi…
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun şimdi tüm Türkiye’nin yüreğine kazınan “Üşüyorum” şiirindeki “Güneşimi kapatmayın/Beton çok soğuk, üşüyorum...” mısraları kulağımızda çınlayarak “Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor” diye bir haber görebilmek için tüm televizyon kanallarının başında adeta kilitlendik…
Fakat “Mağaralar aranıyor” haberinin sunulduğu bir anda son dakika yazısı ekranda Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm haberini verdi…
Şiirinde “Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum” diye seslenen Muhsin Yazıcıoğlu’nun ulaşmak istediği yüce Allah’a bu haberle birlikte kavuştuğu anlaşılıyordu.
En son olarak da kaza sonrası 112 acil servis görevlisi ile konuşmaları yürekleri dağlayan İsmail Güneş’in kurtulmak için büyük bir mücadele sarf ettiği fakat donarak can verdiği haberi ile acının tablosu kendisini tamamlamıştır.
Bu helikopter kazası, Türkiye’nin yaşadığı en büyük acılardan birisi olmuştur. Türkiye’de bu acıyı hissetmeyen yürek kalmamıştır.
Trajedik bir kazayla hayatını kaybeden 6 can için canımız yandı, kalbimiz ağladı, yüreklerimiz parçalandı…
TELEFONDAKİ OLGUNLUK VE HOŞGÖRÜ
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopter kazasını duyduğum andan itibaren onunla telefonda yapmış olduğum sohbet aklımdan hiç çıkmıyor…
Kayseri’de akşamın ilerleyen vakitlerinde bir arkadaşımın düğününden çıkmış, yine bir arkadaşımın arabasında eve doğru ilerlerken çalan telefonumu açtığımda, karşımda “Yıldıraycığım ben Muhsin Yazıcıoğlu, hayırlı akşamlar” diye bir ses gelmiş, ben de sesin gerçekten Muhsin Yazıcıoğlu olduğunu anlayınca “Buyurun Sayın Genel Başkanım” diye cevap vermiş ve konuşma o gün yazdığım yazının içeriği ile başlamış, konu konuyu açarak devam etmişti.
Kendisi hakkında o gün yazdığım yazı sonrası, beni arayan merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile yaklaşık 1 saat süren bu konuşmamda, yazılarımda yer alan BBP ve kendisinin siyasi açıklamaları hakkındaki düşüncelerimi telefonda tekrar yüzüne söylediğimde, bana anılarla geçmişte yaşananları izah etmeye çalışmıştı.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu telefonda, genelde MHP’den (MÇP) ayrılış günlerini, merhum Turgut Özal’ın ve cemaatlerin bu ayrılışta parmağının olup-olmadığını, MHP ve BBP’nin birleşmesine yönelik bakış açısını anlatmış, ben de kendisine günümüzle ilgili “AKP ve Recep Tayyip Erdoğan gibi asıl uğraşılması gereken tehlike varken, neden hep MHP ve genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ile ilgili yaralayıcı açıklamalar yapıyorsunuz?” şeklinde sitemlerimi iletmiş ve yazılarımı da bu duygularla yazdığımı söylemiştim…
O da bana “Rahmetli Türkeş’e ve Devlet Beye bağlılığını bildiğimden, hakkımda ağır eleştiriler yapsan da sana hiç kızmıyorum” demişti… Ve yazılarımı sürekli okuduğunu söylemişti…
Bu olgunluk ve mütevazılık beni oldukça memnun etmiş ve aynı zamanda duygulandırmıştı.
Yazdığım yazılara BBP taraftarlarından o dönem öfke ve tehdit dolu mesajlar gelse de, telefondaki Muhsin Yazıcıoğlu ne bir kızgınlık ifadesinde bulundu, ne de mütevazı tutumundan zerre kadar taviz verdi. Biz de telefonda saygılı ve ölçülü ifadelerimizle kendisine haklı gerekçelerimizi anlatmıştık…
Sayın Muhsin Yazıcıoğlu da yazılarımızda haklı olduğumuz birçok konuyu onayladığı gibi, katılmadığı yerleri de hoşgörülü bir şekilde belirtmişti.
Çünkü benim, BBP ve değerli Muhsin Yazıcıoğlu hakkında yazdığım her yazı muhakkak MHP’ye, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e ve Liderimiz Devlet Bahçeli’ye yapılan sözlü saldırı sonrası cevaben yazılmış yazılardır.
BBP ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu hakkında yazdığım birçok yazıyı “Bizler, geçmişin hukukunu bilen insanlarız… Bilmeyenlere hatırlatırız.” Şeklinde anlamlı mesajlar vererek bitirmişimdir.
Karlı dağların bizden zamansız kopardığı, değerli Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve onunla yapmış olduğum telefonla görüşme hatıramı asla unutmayacağım.
Siyasi ayrılıklar, siyasi mücadeleler bir tarafa, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının vefatına onun en yakınındakiler kadar üzüldüğümü belirtmek isterim…
BBP ve Muhsin Yazıcıoğlu hakkında bugüne kadar hiçbir olumsuz açıklaması ve sözü olmamış MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin "Hayatının son anına kadar yüreği, ülkesi ve milleti için parçan, inançlı ve ilkele siyasi mücadelesini sabırla ve kararlılıkla sürdüren merhum Yazıcıoğlu'nun vefatı ile Türk milleti çok değerli bir evladını, siyasetimiz ise büyük bir Türk milliyetçisini kaybetmiştir.” cümlelerinde ifade ettiği gibi Türk milleti ve siyaset alanı çok büyük bir değerini yitirmiştir.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, Ülkücü Harekete büyük hizmetlerde bulunmuş, bu uğurda pek çok çile çekmiş, işkencelere boyun eğmemiş yiğit bir Türk evladı idi. Kendisini bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum… Onunla birlikte hayatını kaybeden diğer 5 cana da Allah’tan rahmet diliyorum.
Gün ayrılıkları körükleme değil, gönülleri acıda birleştirme zamanıdır.
Acı Türkiye’nin acısı, acı Ülkücü Hareketin acısıdır…
Acı bizim acımızdır.
YILDIRAY ÇİÇEK / MHP Genel Başkanı Basın Danışmanı
Ortadoğu Gazetesi Yazarı