Ve Hep hatırla...ve asla unutma
..! Canım diyorum çünkü canım gibi içimdesin.. Sana güçlü ol demiyorum... gücü tükenen insana güçlü ol denmez..imkansız olan istenmez her şeyi yapmış olandan..!!
Belki şu günlerde çokta yanında olamadım senin.
O çok süslü püslü görünen hayatın arkasında neler yaşıyorsun parça parça nasıl bitiyorsun anlıyorum.. Günlerdir uzaktaydım senden aramıza mesafeler, takvim yaprakları girmişti.. aramıza nedenler bahaneler koskoca aylar girmişti bir zamanlar .. yanında olamadım ama..! dedim ya sol tarafımda inceden bir sızıydın sen.. öyle kaldın içimde.. öyle sarıp sarmaladım seni.. benden önce ve sonra yaşadıklarını hiç düşünmeden korudum..
Yağmur yağıyor..Nisan yağmuru..Korkmaya gerek yok yani..Bu yağmur enayi yerine koymaz insanı..Bu yağmur tenini okşar;yüzüne vurmaz acımasızca..
Unutma hala bir şeyleri kaybediyor olmamın beni teselli eden tek yanı hala kaybedebilecek bir şeylere sahip olmamdır.. Ve sen hala bir şeyleri kaybediyorsan kaybedilecek bir şeylerin var demektir.. ve bu da en acımasız tesellidir.. ama bende hep işe yarar..! ve elimde kalan son şeyleri kaybetmemeliyim..!! Zaten fazlada bir şey kalmamıştı elimde.. sen çıkageldin..! Öyle anlamlı bir saatte geldin ki.. anlatamam..! o sebebten seni kaybetmek istemedim
İçinde sen olan hayallerim var.. çok ta büyük sözler veremem ama hayal etmek güzel..! Defalarca yıkılsa da defalarca yıkıp tekrar kurmaya alışkınım ben ..
Hani sana bir şey olursa ben sensiz ne yaparım demiyorum.. Çünkü ben seni orda da yalnız bırakmam merak etme. Hani “sensiz olamam, sensiz ölürüm” gibi klasik ve arabesk sözlerden yola çıkarak değil..!! Bunu içimden geldiği için yaparım..
Bir söz var “bir gün eğer ağlamayı düşünürsen beni çağır.. gözyaşını silemem belki. ama seninle ağlayabilirim.. bir gün eğer gülmeyi düşünürsen beni çağır.. seni güldüremem belki ama seninle gülebilirim.. bir gün eğer ölmeyi düşünürsen beni çağır.. seni yolundan döndüremem belki ama seninle ölürüm ”…
Gece oldu, ama nasıl oldu bilmiyorum. Hiç bitmedi bugün benim için.. hem de hiç bitmedi.. ben senelerdir kaya gibi, taş gibi, ağaç gibi yaşamaya alıştım sanırım. Çünkü yıllar sonra ilk defa bugün bu kadar güçsüz, bu kadar çaresiz ve bu kadar uzak olduğumu hissettim. İlk defa hava soğuk değil ama ben titriyorum.. ilk defa buz gibi soğuk sular geçiyor sanki damarlarımdan, saatler geçmiyor, deliler gibi dolaşıyorum etrafta, bir oraya bir buraya gidiyorum ve çoğu zaman bir hedefim yok, ben yıllardır hissetmiyordum bunları.. Seni seviyorum galiba hemde çok seviyorum..! benim aylar sonra bugün ilk defa gözlerim doldu.. ağlamaklı oldum. İlk defa sol tarafımda anlatılmaz bir sızı…anlaşılmaz bir acı
Keşke çok zengin olsaydım diyorum bazen.. hemde çok zengin.. altımda arabam, güzel bir evim, ve çok param olsaydı.. istediğim zaman istediğim kente..! kaçsaydım buralardan, sokakta yatana, kimsesiz olana dağıtacak kadar çok param olsaydı keşke.... Olmadı işte Rabbim böyle uygun gördü belkide…,
çünkü eğer öyle olsaydım ben şimdiki ben olabilir miydim..? Sanmıyorum.. parayı sevenden de, paranın kendisinden de gıcık kapıyorum aslında.. Benimle bir lokma ekmeği paylaşmayacak olanın zenginde olsam fakirde olsam soframda ne işi var..? benimle aynı soğuk taşa baş koymayacak olanın yanımda yatmasının ne gereği var.. benimle aynı yere gitmedikten sonra altına serilen halının, aynı yere bakmadıkça tutulan elin, en pahalı yüzükler takılan parmağın ne değeri var..! Neden anlatıyorum sana bunları bilmiyorum.. Ama bugün sabah seni düşündükten sonra bir kez daha içimden “keşke zengin olsaydım” dedim...
alıp seni buralardan istediğin şehirde ev tutacak kadar zengin, alıp seni tüm sorunların içinden uzaklara hemde çok uzaklara götürecek kadar zengin.. neyse değilim işte umut fakirin ekmeği ya ye babam ye..
Yarım saattir içiyorum.. Nedense başım dönüyor dilim dolaşıyor.. kolay kolay sarhoş olmayan ben üçüncü bardaktan sonra kopuyorum.. ama ne söylediğimi ne konuştuğumu ne yazdığımı bilecek kadar da kendimdeyim hala.. bana neler oluyor..İşte kendime soruyorum...?
Sonra hiçbir şey olmamış gibi kendime anlatırken bile hayatı öyle basit bir şey gibi anlatıyorum ki... Her kelimemde bir kez daha yıkılıyorum. Ben sağ elimle mouse tutup, sol elimle gözlerimdeki yaşı silerken bile dudağımda bir gülümseme çaktırmadan seni düşünüyorum.. gülüşüm yüzümde parçalanıyor. Saatler ömrümün içinden koskocaman bir yıl gibi geçip gitmiş bugün… dakikalar uzadıkça uzuyor. Paslı bir bıçak gibi tutuyorum mouse ellerimde.. Karşında ne kadar güçsüzüm, karşında ne kadar çaresizim bilmiyorsun..! Ama itiraf ediyorum sensizliğin karşısında bir taş gibi, kaya gibi duran ben, yani aylardır sensizliğe karşı bile dimdik kalan ben, seni tamamen kaybetmek düşüncesinin karşısında nasıl toz gibi darmadağınım görmüyorsun.. Aylar sonra ellerimin arasından kayıp gidişini izlememek için neler feda edebileceğimin bile farkında değilsin.. Ama itiraf ediyorum işte seni kaybetmek ihtimalinin karşısında öyle güçsüzüm ki.. Sanma ki sevdadan bütün bunlar… hayır sensizlik umrumda değil.. yeter ki bu dünyada bir yerlerde senin nefes aldığını bileyim.. ben öylede sever öylede beklerim..!
Sanırım sen benden bir “Seni seviyorum” sözcüğü bekledin ama zamanı gelince haykırırım dedim. Çünkü bu sefer büyük konuşmalıydım .. Çünkü büyük laflar bunlar her yürek taşıyamaz.. her omuz kaldıramaz bu yükü.. Kendimi düşünmüyorum... Ama bilmelisin ki seni seviyorum.. Bu sevgiyi taşıyamamak korkutuyor beni sadece.. büyük sözler vermek ve arkasında duramamak korkutuyor.. o yüzden herhalde adımlarım yavaş ve sakin… bu yüzden herhalde hala bazı kanayan yanlarımı saramamam.. hala yenemediğim şeyler varsa içimde hep bu yüzdendir belkide..
Düşündümde bir kuş olmalı mesela yarın sabah kapını çalmalı, yada ne bileyim pencerene konmalı.. yada bir şeyler yapmalı geleceğe dair… içinde büyük sözler ve yalanlar barındırmayan basit ama güven dolu, huzur dolu bir şeyler yapmalı.. Bir ev tutmalı, alıp koparmalı seni.. aynı odayı, aynı sabahı paylaşmalı.. yanında olduğumu hissetmelisin damarlarında, yalnız olmadığını hissetmelisin ilk başta sonra.. sonrası yok işte.. dedim ya içinde yalan olmamalı, iki yüzlülük sahtekarlık olmamalı…!! Seninle konuştuktan sonra her şey o kadar değişiyor ki.!! Sanki bir anlam kazanıyor yaşananlar.. hiçbir şey olmamış gibi... Alışkanlıklar daima korkutur beni. Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim. Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır; fakat şimdi aylar sonra tekrar sana alışıyorum. ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, zoraki gülüşlerim dudaklarımda... İlk kez, yazmak böyle zor, anlatmak, bu kadar olanaksız. İçimde çağıldayan herşeyin, sana doğru aktığını duyup da bunu anlatamamak. Ne acı... Bugünlerde seni düşündükçe sanki asansör boşluğuna düşüyormuş gibi garip bir boşluğa düşüyorum.. sen aklıma gelince yada seni bilen biri senden bahsedince yüzüm, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, kötü denince somurtuyor iyi denince gülümsüyor nedense..! seni bugünlerde sol göğsümün altında kalbimde bir yasak yayın gibi taşıyorum gün boyu.. bugünlerde gamze gamze tebessüm de senin için, alev alev öfke de senin için.. şimdi nerdesin acaba...?
Ne zamandır yine aklıma düşüyorsun, yaz iki satır diyorum kendime, yaz da anlat .. Gökyüzü ile yeryüzünün arasında insan nasıl da kalakalırmış elleri böğründe, iki bacağının üstünde öylece .. Yaz da anlat .. Şimdi bir rüzgar mı değdi saçlarına, bir ışık mı düştü üstüne, belki de beni düşündün az önce.. Hani oyuncular lafın kendilerine ne zaman geçeceğini çok iyi bilirler ya . Bir tık, başlarsın yaşamaya. Oyun yaşaya yaşaya , roller oynaya oynaya biter ; Bu böyle devam eder, baştan bir daha, bir daha... işte böyleydi benim hayatım.. ne sahte kahkahalarda neşe vardı, ne de belirsizliğe duyulan sitemde hüzün. Hayat, bir şeyler yazılması gerekirken boş kalmaktan sararmış bir sayfa gibiydi... Ta ki, sen karşıma çıkana kadar....
Anlayacağın günlerdir gecem çok sabahım yok.. saatime bakıyorum yelkovan akrebe ihanet etmiş.. akrepten daha yavaş ilerliyor.. Her neyse konuşacaklarım çok, anlatacaklarım uzun, yazacaklarıma kelimeler yetmiyor.. yanına uzanıp, gözlerinin içine bakarak anlatmak varken ben günlerdir beni anlamayan bir bilgisayar ekranına anlatıyorum bunları.. ama senin okuyacağını bilmek güzel o yüzden saatlerce düşünüyorum bazen yazacağım her satırı..! Seni sevdiğimi ve her an yanında olduğumu asla unutma.. Vedalar zor gelir bilirsin.. Kim üzebilir seni senden baska? Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır degilsen? Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende baslar, Sende biter... Yeter ki yürekli ol,
Tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini... Ve Hep hatırla...ve asla unutma.. içinde ben ve sen olan bir dünyada sen olmadan yaşanmaz..!
alıntı
__________________