UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Ülkü Gülü Forum Sitesine Hoşgeldiniz

Sitemize üye olarak sizlerde paylaşım yapabilir, sitemizin sosyal faaliyetlerinden haber alabilirsiniz.

Üye iseniz Lütfen Üye Adınızla giriş yapınız
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UlkuGulu.Hareket-Forum.Net

ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz
 
İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Anasay11AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KOZENİR
İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Yoneticiun8
KOZENİR


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 506
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 19/03/66
Yaş Yaş : 58
Nerden Nerden : TÜRK İZMİR
İş-Meslek İş-Meslek : SİTE KURMAK
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 10/02/09

İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Empty
MesajKonu: İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ   İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Icon_minitimeC.tesi 16 Mayıs 2009 - 13:27

Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: “Ümmetimin helâk olması üç şeyden ileri gelecektir:" 1- “Kaderiye"(Kaderi inkâr dâvâsı). 2- Unsuruyet dâvâsı(Irkçılık) 3- Dinî meselelerde gevşeklik etmek.” Görüldüğü gibi bu kutlu hadis Ülkücü hareketi bağlayan son derece sahih bir yol haritası niteliğindedir.Bunu asla ve asla göz önünden çıkarmamak zorundayız.

MİLLET NEDİR?

Ömer Nasuhi Bilmen'e göre millet: " Bir ırka mensup cemaat, bir dine salik olan kavim demektir. Din ve şeriat manasında da kullanılmaktadır." Elmalılı Hamdi Yazır, " millet kelimesi mecaz olarak 'insan kitlesi', " Belirli prensipler etrafında toplanmış insan toplumu " anlamında kullanılmaktadır.( E.H.Y. Hak Dini Kur'an Dili cilt 1, sayfa 483) demektedir.Millet,Soy din dil kültür ve aynı toprak parçasını paylaşan ve aynı ülkü için bir araya gelmiş topluluğa verilen isimdir.

TÜRK MİLLETİ HAKKINDA!

Türk milleti dediğimiz gerçeği şu şekilde tarif etmek mümkündür. Müşterek bir tarihten gelen ve müşterek bir târih şuuruna sahip bulunan, aynı dine mensup, aynı kültürle yoğrulmuş, aynı devleti kurmuş, yaşatmış ve bugün de aynı devletin sahibi ve bayrağı altında yaşayan, sınırları içinde yaşayan insan topluluğu Türk milletini teşkil etmektedir.

MİLLİYETÇİLİK NEDİR?

Milletlerin faaliyetlerinde, yükselmelerinde ve kendi toplumlarını refaha kavuşturmak, geliştirmek çabalarında Milliyetçilik şuuru ve Milliyetçilik duygusu başlıca tesir yapan faktör olmaktadır. Milliyetçilik duygusundan yoksun olan bir toplumun millet manzarası göstermesi mümkün değildir. Milliyetçilik duygusuna sahip olmayan milli şuura sahip olmayan bir topluluğun bir arada yaşaması mümkün değildir. Böyle bir duygudan ve şuurdan mahrum toplulukların dış olayların en ufak bir tesirine karşı kendilerini koruyamadıklarını, hattâ dış tesirler olmasa dahi kendi kendilerine dağıldıklarını ve belirli vasıfları olan, belirli hedefleri olan bir topluluk hüviyetinden çıktıklarını görmekteyiz.İslâm, meşrû sınırlar içerisinde akrabalık bağının kuvvetlendirilmesi, sürdürülmesini tavsiye etmektedir. Türk Milliyetçileri de, akrabalık bağının en büyük organizasyonu olan milletimizin her ferdini sevmekte ve kardeşlik bağlarının kuvvetlendirmesine gayret etmektedirler. İşte bizim milliyetçiliğimizin özü budur...

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ NEDİR?

Türk Milliyetçiliği,Türk Milletine duyulan derin sevgi ve inançtan kuvvet alan bir duygu ve şuur halidir.Türk Milliyetçiliği,”Ya İstiklal,Ya Ölüm!” sözünü bundan iki bin yıl önce ilk defa söyleyen Çi Çi tarafından köklerini almış,Kurtuluş savaşında da bunu iki bin yıl sonra yine bir Türk büyüğü tarafından da dile getirilerek Türklüğün büyüklüğü ortaya çıkmıştır.Çi Çi’den ******’e uzanan bu çizgi Türk Milliyetçiliği çizgisidir.Türk milliyetçiliği fikir siteminin,Gayesi; Türk milletinin bekasıdır.Metodu; ilim metodunu kullanması Türk milletinin bekası dünya hakimiyeti ve nizam verme ülkücüsü önce bir iddia ile başlar.Bunun metodu ilimse ilimi kullanarak bunu gerçekleştirmektir. Yer yüzünde yaşayan 300 milyon Türkün önce dilde işte fikirde birlik askeri birlik siyasi birlik Ve bu güçle aleme nizamı tarif etmek hem ilmi hem de aklidir.Türk Milliyetçiliği, Türk Milletine karşı beslenen derin sevgi, bağlılık duygusunun, müşterek bir tarih ve müşterek hedeflere yönelme şuurunun ifadesidir. Türk Milliyetçiliği insanî duygularla beslenen bir anlayıştır. Türk Milliyetçiliği kin ve garazı esas almayan, sevgiyi esas alan bir düşünce tarzıdır. Milliyetçilik; milletini sevmek, vatanını sevmek ve milletinin tehlikelere karşı korunması için her fedakârlığı göze almak duygusu ve düşüncesidir. Türk Milliyetçiliği bütün Türkleri kardeş sayan bir düşüncedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve kendisini Türk milletinin bir mensubu kabul eden herkesi kardeş sayan bir düşünce ve görünüştür.Türk Milliyetçiliği Türk milletinin gözüyle olayları görmek ve değerlendirmek zihniyetini ifade etmektedir. İster Türkiye içinde olsun, ister Türkiye dışında olsun, cereyan eden her olayın Türk milletine zarar getirmemesini istemek, düşünmek ve bunun için çalışmak duygusu ve şuuru, Türk Milliyetçiliği'nin bir başka ifadesidir denilebilir. Bunun yanı sıra Türk milletinin gerek Türkiye'de meydana gelen gerek Türkiye dışında meydana gelen olaylardan azami ölçüde yararlanmasını istemek, meydana gelen her olayın Türkiye'ye azami ölçüde yarar sağlamasını düşünmek ve bunun için çaba harcamak da Türk milliyetçiliğinin bir gereği olarak görülmelidir.Türk Milliyetçileri asla hiçbir zaman ırkçı olmamış ve ırkçılıkta yapmamışlardır.Ne İslamdan önce ne de İslamdan sonra!Bu da asil bir millet olduğumuzun bir göstergesi olsa GEREKTİR.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KOZENİR
İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Yoneticiun8
KOZENİR


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 506
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 19/03/66
Yaş Yaş : 58
Nerden Nerden : TÜRK İZMİR
İş-Meslek İş-Meslek : SİTE KURMAK
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 10/02/09

İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Empty
MesajKonu: Geri: İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ   İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Icon_minitimeC.tesi 16 Mayıs 2009 - 13:27


ASABİYETÇİLİK NEDİR?

Bugün kavram kargaşası her alanda mevcuttur.Kavramları bilmeden okuyanların akılları karışmakta ve fikri yeterliliği olmayan gençlerimiz kararsızlıklara düşmektedirler.Bu kavramların en önemlilerinden biri de Asabiyetçilik ve Milliyetçiliğe karşı kullanılmasıdır. Asabiyetçilik,ırkçılık değildir.Asabiyetçilik,Cahilliye devri Araplarda görülen bir adettir.Asabe,baba cihetinden gelen akrabalar demektir ve grup taassubunu ifade eder.Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V) “ Cahilliye davası güden bizden değildir.” buyurmuşlardır.Hadisten kastedilen asabiyetçiliktir. Asabiyetçilik Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerimde de cahilliye davası olarak men edilmiştir.

ASABİYETÇİLİK İLE MİLLİYETÇİLİK AYNIMIDIR?

Asabiyetçilik,Milliyetçilik değildir.Milliyetçilik,mensubu bulunduğu millete karşı duyduğu sevgi ve bağlılıktır.Kasıtlı olarak yıllarca Arapça eserlerden yapılan tercümelerle Asabiyetçiliğin Milliyetçilik olduğu Müslüman- Türk Evlatlarına empoze edilmiş ve bu fitne maalesef geçmişte Ülkücü Harekette de ekilmiştir.

IRKÇILIK NEDİR?

İnsan, ırkından dolayı ne iyi olabilir, ne de kötü... İyinin ve kötünün tarifleri içinde böyle bir unsur yoktur. Bunu her akıl tasdik ettiği gibi, her vicdan da yakînen bilir... Bir insanın iyiliğinden söz ederken; onun güzel ahlâkını, takvasını, salih amelini, dürüstlüğünü, çalışkanlığını anlatırız. Bunların tamamı onun iradesiyle ilgilidir. Kimse kendi ırkını kendi iradesiyle seçmediğine göre, biz ’falan adam iyidir, çünkü filân ırka mensuptur.’ diyemeyiz.Ruh, beden ülkesinin misafiridir. İnsanı yükselten, ona Hak katında değer kazandıran bütün hususiyetler onun ruhuyla alâkadardır, bedeniyle değil. İşte ırk mefhumu da, ancak beden için geçerlidir. Ruhun ırkı yoktur. Ve insan da kâmil mânâsıyla ruhtan ibarettir.Allah Resulü (s.a.v) sadece Araplara değil, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmişti. O, tevhid dâvâsıyla ortaya çıktı. Karşısında, her nev’iyle şirk vardı. İnsanları putların köleliğinden, nefsin esaretinden, bâtıl inançların tahakkümünden kurtarıp Allah’a kul etmek, O’nun dergâhında boyun eğdirmek istiyordu... O’na kendi kavmi karşı çıktı. Kendi akrabaları karşı çıktı. öz amcası karşı çıktı... Asr-ı Saadette, sahabelerin, inanmayan yakınları ile harbetmeleri konumuz açısından da çok mânidardır!..Irkçılık esas olarak şeytana dayanır. Çünkü, aslıyla övünmeyi, başka asıldan gelenleri hor görmeyi o başlatmıştı... “Onu topraktan yarattın, beni ise ateşten” diyerek Hz. Âdem’e (A.S) secde etmemişti... “Ateş topraktan üstün. Öyle ise ben kendimden daha aşağı birine nasıl secde edebilirim?” diyerek isyanını müdaafaya kalkışmıştı. Irka dayalı üstünlük iddiası sadece ilkel toplumlarda değil tarihte bir çok ileri gitmiş toplumlarda bir çok yazar ve düşünürlerin de ortaya koyduğu bir meseledir.Zaman zaman bir çok kişi,yazar ve hatta toplum ırkçılığa yönelmiştir.Türk Milleti ise tarihi boyunca hiçbir zaman ırkçılık yapmamıştır. Hucurat Sûresinde müminlere şu ilâhî mesaj verilir :“Ancak mü’minler birbirinin kardeşidirler. Öyle ise, kardeşlerinizin aralarını ıslah edin.” Allah şu veya bu ırkın mensuplarını değil, ancak mü’minleri birbiriyle kardeş ediyor. Mü’min olmayan bir insan, mü’min babasına varis olamıyor. İman gidince, maddî, uzvî ve ırkî bağlılık bir işe yaramıyor.“Kendi nefsi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyen (kâmil) mü’min olamaz” buyuran Allah Resulü (sav.), bu âyetin amel ve his âlemimize nasıl aksedeceği hususunda bize yol gösteriyor.

İSLAM IRKÇILIK HAKKINDA NE DÜŞÜNÜLÜR?

İnsanlara rahmet ve bereket olarak gönderilen Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ve Yüce dinimiz İslamiyet " IRK" ve " MİLLET " gerçeğini hem kabul hem de tasdik eder, insanların bu şekilde yaratılışını Yüce Allah'ın bir iradesi ve O'nun varlığını, birliğini, gücünü ve kudretini gösteren deliller olarak kabul ve ilan eder. Yüce dinimiz " ırk " gerçeğini inkar etmez, ancak bu gerçeğin istismarına ve bir ırkın bir başka ırkı hor ve hakir görmesine ve insanlara renginden ırkından dolayı adaletsiz davranılmasına de müsade etmez. Sevgili Pegamberimiz de " Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepeniz Adem'in çocuklarısınız, Adem insan ise topraktandır.Arabın, Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır." der ve ırkçılığı yasaklar. İslamın yasakladığı ırkçılık, biyolojinin ve antropolojinin sahasına giren ırk ve ırkçılıktır. Bir de sosyolojinin sahasına giren ve aynı ırk ve soydan gelme anlayışı biçimde ortayan çıkan " içtimi ırk- manevileştirimiş soyculuk " anlayışı vardır ki İslamiyet buna müsade eder. Biz biyolojinin sahasına giren ırkçılığı reddetmekle beraber sosyolojinin sahasına giren ve bir milleti oluşturan bireylerin " aynı soydan gelme şuurunu taşımaları " şeklinde beliren " manevi soyculuk anlayışı "nı benimser ve kabul ederiz. Ve bir topluma aynı soydan gelme şuurunun kuvvetli bir şuur halinde yaşamasının gerekliliğine inanırız. Zaten bu şuurun kuvvetli sosyal bir şuur halinde yerleşmediği toplumlarda bölücü ve ırkçı faaliyetlere çok rastlanır. İslamın ırka ve ırkçılığa bakışını şu ayet-i kerimede bütün berraklıkğıyla görmekteyiz: “Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık... Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız... Allah katında en şerefliniz takvaca en ileri olannınızdır (O’ndan en çok korkanınızdır.” (Hucurat Sûresi, 13) Bu ayeti kerimede farklı milletler olarak yaratılmamızın hikmeti tanışmak ve yardımlaşmak olarak tespit edilir. Mekke'nin fethedildiği gün, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) emri üzerine Bilâl-i Habeşî Hazretleri Kabe'nin üzerine çıkarak Ezan-ı Muhammedi'yi okumuş ve bazı müşrikler: Muhammed şu kara kargadan başka birisini bulamadı mı?" diyerek Hz. Bilâl'i tahkir(onurunu kırma) etmişlerdi. Bunun üzerine, şu âyet-i kerîme nazil oldu: Az evvel okumuş olduğumuz ayet yani! “Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Hem de sizi şubeler ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphesiz ki, Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır”(Hucurât sûresi, 13) Bu âyet-i kerîmede yüce allah, insanları kabile ve aşiretlere ayırdığının hikmet ve sırrını birbiriyle tanışmak ve yardımlaşmak hakikatına bina ediyor. Ve Allah katında makbûliyetin, Irk ve kabileye bağlılık ile değil, ancak, takva ile olduğunu beyan buyuruyor. Âyet-i kerîmede belirtilen Şube ve kabilelere ayırma hakikati, bütün kâinatta hükmeden Müsbet/olumlu ihtilâf gerçeğinin bir yansımasıdır. Evet, âlemdeki bütün güzellikler, hep müsbet ihtilâfın meyvesidir. Şöyle ki: Cenâb-ı Hak, güneşi, dünyayı, ay'ı farklı Özelliklerde yaratmış, rahmet, inayet ve lütfunu bu ihtilâf ile tecelli ettirmiştir. Hem bitki ve hayvanları ayrı ayrı özellikte yaratmakla, bizlere çeşit çeşit lütuflarda bulunmuştur. Hem insandaki organları farklı yaratmakla, insan vücudunda yardımlaşmayı, birliği, düzeni sağlamıştır. İşte mü'minlerin Irk ve şubelere ayrılmaları da böyledir. Cenâb-ı Hak insanları farklı Irk ve şubelere, aşiretlere ayırmakla, toplum hayatının ahenk ve düzenini sağlamıştır. Böylece kabileler birbirlerini tanıyacaklar, birbirlerine yardım edecekler ve birbirlerinin eksikliklerini tamamlayacaklardır. Evet, toplum hayatındaki işbölümü ve ihtisaslaşmak hayatın kemâline yardım ettiği gibi; farklı ırk ve kabiliyette yaratılmaları da, tanışmalarına, yardımlaşmalarına, gelişmelerine sebebtir. Âyet-i kerîmenin sonunda Allah şöyle buyuruyor: "Şüphesiz ki, Allah katında indinde en şerefliniz, takva cihetinde en ileri olanınızdır" Bu ferman-ı ilâhîden anlaşılan gerçek, insanların birbirlerine karşı üstünlükleri, soy ve sop ile, yahut kuru bir iddia ile değil ancak takva iledir. İnsanların en şereflileri de, Alahü Telanınn bütün yasaklarından şiddetle kaçınan müttakîler, yani takva sahipleridir. Takva, Cenâb-ı Hakkın emirlerine uymak, razı olmadığı her türlü düşünce, fiil, hareketten, kötü ahlâktan sakınmak, uzak durmaktır. Müttakîler, yani takva sahipleri âhiretlerine zarar verebilecek her türlü kötülükten, günâhlardan kendilerini muhafaza eden, kalblerini yalnız Allah'a bağlayan, yalnız O'nu seven ve en büyük maksadı O'nun rızasına kavuşmak olan mü'minlerdir. Evet, Allah indinde makbul olmanın, takvadan başka ölçüsü olamaz. Akıl ve hikmet de, bu gerçeği kabul eder. İnsanların birbirlerine üstünlüğü ırk ile olmadığı gibi, ilimle, san'atla, servetle, maddî tekâmülle de olamaz. Zira bu sıfatlar, kâfir - mü'min, fâsık - sâlih, âsi - mûtî bütün insanlık için geçerlidir. Yani, bu sıfatlardan herhangi birisi bir kâfirde yahut fâsıkta da fazlasıyla bulunabilir. Eğer ölçü bu sıfatlar olsa, o takdirde kâfirin mü'minden ve fâsıkın sâlihten daha üstün olması gerekir. Demek ki, Cenâb-ı Allah, şu ırka veya soy-sopa değil müttakîlere itibar ediyor. Onları yaratılanlar içerisinde üstün olarak bildiriyor, tanıtıyor. Peygamber (S.A.V.) efendimiz de bu âyet-i kerîmeyi te'yiden şöyle buyurmaktadır: Allah Resûlü (asm) Vedâ Hutbesinde: “Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, Ondan en çok korkanınızdır. Arabın Arap olmayana takvâdan başka üstünlüğü yoktur” Allah (CC) ırka, soy ve sopa değer vermediğine en güzel bir misâl, Hz. Nuh (A.S.) ile oğlunun kıssasıdır. Tufan hâdisesinde Hz. Nuh (A.S.) oğluna hitaben: "Ey oğlum, bizimle gemiye bin ve kâfirlerden olma!" diyerek onu gemiye davet ettiğinde, oğlu bu davete icabet etmedi. Oğlunu bir dalganın kapıp götürmesi üzerine Nuh (A.S.), Allahü Teâlâ'ya şöyle münâcâtta bulundu: "Yâ Rabbi! Elbette oğlum benim ailemdendir, Senin vadin haktır. Onu yerine getirirsin. (Tufandan önce Cenâb-ı Hak, Hz. Nuh'un (A.S.) ailesini kurtaracağını vaad etmişti.) Sen Hâkimlerin Hâkimisin". Bunun üzerine Allahü Teâlâ Hazretleri şöyle buyurdu: "Ey Nuh, o senin ehlinden değildir. Çünkü o sâlih olmayan bir amel sahibidir"( Hûd sûresi, 46) Görülüyor ki Cenâb-ı Hak, bu âyet-i kerîmede ancak mü'min olan bir evlâdı babasının ehlinden yani aile fertlerinden saymaktadır. "Ancak mü'minler birbirinin kardeşidir" (Hucurat Suresi 10) âyet-i kerimesinde ise, bütün mü'minlerin kardeş olduklarını beyan buyurmaktadır. Bu iki âyet birlikte dikkate alındığında, şu hakikat ortaya çıkmaktadır: Cenâb-ı Allah, inanmayan bir oğlu babasına evlât ve ehil saymazken, hangi kavimden olursa olsun bütün mü'minleri birbirlerine kardeş etmektedir. İslâm hukukundaki şu hüküm de aynı hakikate kuvvet vermektedir: "Kâfir evlât, Müslüman babanın malına vâris olamaz." Soy-soplarıyla öğünmekten hızını alamayıp, kabristandaki ölüp gitmiş ecdadını sayarak, gâvur babaları ve kâfir dedeleriyle gururlanmaya kalkışanları Tekâsür süresinde, Cenâb-ı Allah şiddetle tehdit etmekte ve âhirette karşılaşacakları çetin azabı şu âyetlerle haber vermektedir: "Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz. Hayır; öyle olmayın, yakında bileceksiniz. Hayır; gözünüzü açın, yakında bileceksiniz. Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz! And olsun ki, Cehennem'i göreceksiniz, sonra, o gün size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz." (Tekasür Suresi) Bu ayetlerden ve Hadislerden çıkan hakikat, Cenâb-ı Hakk'ın kavim ve kabileye, soy ve sopa değil, iman, takva ve amel-i sâlihe itibar ettiğidir. Ülkücü Hareket de işte bu ışıktan beslenmiştir.


En son KOZENİR tarafından C.tesi 16 Mayıs 2009 - 19:54 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KOZENİR
İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Yoneticiun8
KOZENİR


Erkek
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 506
Doğum Tarihi Doğum Tarihi : 19/03/66
Yaş Yaş : 58
Nerden Nerden : TÜRK İZMİR
İş-Meslek İş-Meslek : SİTE KURMAK
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 10/02/09

İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Empty
MesajKonu: Geri: İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ   İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Icon_minitimeC.tesi 16 Mayıs 2009 - 13:27

ÜLKÜCÜ HAREKETİN BAKIŞI!

Bir çok ülkücü gencimizin zihinleri yıllarca bulandırılmıştır.Fitne ve fesat yuvaları tarafından Ülkücü Harekete ekilen bu tohumlar Allah’a şükür ki yeşermemiş ve defedilmiştir.,İslam’ı hayat tarzı olarak benimseyen Türk Ülkücüleri , yıllarca hem liderleri üzerinde hem de Hareket üzerinde yoğun mesai harcayan bu fitne odaklarına gereken cevabı vermiş ve daima da verecektir.Bunlar,Ülkücü Hareket üzerindeki ince ve sinsi faaliyetlerine hala da devam etmektedirler. Ülkücü Hareketçiler asla ırkçı değildirler.Ülkücü Hareket hiçbir zaman ırkçı yaklaşımlara sahip de olmamıştır ve olmayacaktır da.Ülkücü Hareketin kurucusu ve Lideri başbuğ Alparslan TÜRKEŞ der ki:” BİZ IRKÇI DEĞİLİZ.Irkçı olmamız mümkün değildir.IRKÇILIĞI REDDEDEN BİR MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞIMIZ VARDIR.Çünkü,Müslümanlık ırkçılığı kabul etmez.Müslümanlık evrensel bir dindir. Hangi milletten olursa olsun ,hangi ırktan olursa olsun,hangi renkten olursa olsun,Müslüman oldu mu,Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.Böyle bir düşünce Türk Milletinde hiçbir zaman olmamıştır.Türk Milliyetçiliği ırkçılığı reddeder,karşıdır.Irkçılığın muteber bir şey olamayacağını ilmi bir şekilde izah eder ve reddeder. Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve fazileti, milletimizi meydana getiren manevi unsurların tam ve ahenk içinde birleşmesidir. Maddi kalkınmamız ancak böyle bir yüce temel üzerinde yükselirse bir mana taşır, bir değer kazanır, milliyetsiz bir yükselmenin, ahlaksız bir kalkınmanın imkanı yoktur... Pek az olmakla birlikte, bazı kimselerin milliyetçilikle İslamiyeti çatıştırmağa çalıştıklarını görmekteyiz. Böyle bir tutum yanlıştır, abestir, cahilliktir, şuurlu bir şekilde yapılıyorsa ihanettir, nifaktır. Mücadele farklı, hatta birbirine düşman mefkureler arasında olur. Halbuki Türklükle İslamiyet bin yıldan beri ayni mukaddes potada kaynaşmış, etle tırnak misali ayrılması imkansız bir hale gelmiştir. Türk Milleti, Müslüman olmakla içtimai nizamin ve dini hayatin en yüce değerlerini kazanmış ve İslam, Türk Milleti ile emsalsiz yiğitlik ve iman aşkına sahip bir mücahit bulmuştur... "Türk müsün, Müslüman misin?" gibi sorular cehaletten ileri geliyorsa aptalcadır. Aksi taktirde haincedir. Milliyetçiliği reddeden bir "dincilik" anlayışı ve İslamiyet düşman bir milliyetçilik anlayışı bize yabancıdır, bizim dışımızdadır..." Ülkücü hareketin hedefi Türk Milletinin güçlü olması ve İlay-ı Kelimetullahtır.Gayesi bu olan bir hareketin Irkçı olması beklenemez.İslamiyet “biyolojik ırk” gerçeğini kabul eder ve “biyolojik ırkçılığı” reddeder.Çizgimiz ”Hz. Muhammed (s.a.v)’in... “Arabın arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva (Allah ve Resulüne hizmet ölçüsü) iledir.”hadisi şerifidir. Takva, Allah’dan korkmak, O’nun yasaklarından şiddetle kaçınmak mânâsına geliyor. Ama, takva sahiplerinin sıfatlarıyla ilgili âyetlere baktığımızda; takvanın, İslâm’ı bütünüyle yaşamanın âdetâ simgesi, alâmeti olduğunu görürüz. Türk Milliyetçilerini VE ÜLKÜCÜLERİ her dönemde ırkçılık ile itham edenler de olmuştur. Bunların bir bölümü kendilerine azınlık ırkçılığı yapmayı hak görenlerdir.Bir bölümü Türk Milliyetçiliğine "Şaman" diyen İslam''da Milliyetçiliğin olmadığını söyleyenlerdir. Arvasi, bu suçlamalara karşı çok ilginç bir cevap geliştirmiştir. Arvasi, ırk kavramını açıklarken, İslam'ın ırk gerçeğini inkar etmediğini ancak bu gerçeğin istismarına karşı olduğunu belirtir. İslamiyet "biyolojik ırk" gerçeğini kabul ve fakat bir Batı- Hıristiyan ürünü olan "biyolojik ırkçılığı" reddeder. İnsanlar farklı renk ve yapıda ve fakat bir tek köktendirler. Arvasi, biyolojik ırkçılığı reddederken Türk Milliyetçiliğinin "içtimai ırk" gerçeğini inkar ve ihmal etmemelerini ister. Sosyolojinin "içtimai ırk" olarak ele aldığı ve "biyolojik ırk"tan ayrı bir gerçek olduğu içtimai ırkın, biyolojinin konusu olmadığını, sosyolojinin konusu olduğunu belirtir. Bu bir Milleti teşkil eden fertlerin, ailelerin sınıf ve tabakaların soy birliği şuurudur. İçtimai ırk tespitinde ******''ün "Ne Mutlu Türküm diyene" izahını buluruz. Ortak bir şuur tarzında beliren mensubiyet duygusunun soy ve kan birliği şuuru biçiminde duyulmasıdır.Türk Milliyetçisi, Türk içtimai ırkını benimser , sever ve sevdirirken ailesini de bu espri içinde kurmaya çalışır. Kozmopolitlikten hoşlanmaz . Bununla beraber başka içtimai ırkları da Allah'ın birer ayeti olarak değerlendirir. "Biyolojik ırkçılık" parçalayıcı ve bölücü bir karakter taşıdığı halde "içtimai ırk "birleştirici ve bütünleştirici bir özellik taşır. Kimse biyolojik verasetini tayin iradesine sahip değildir ama "içtimai ırk" tercihe açıktır. Aynı tarihe, aynı kültüre, aynı din ve ülküye sahip insanlar arasında "kan ve soy birliği" şuurunun güçlenmesine yol açar. Kendi içine kapanan dar bölge "aşiret", tabakalar arasında evlilik köprüleri kurarak milli şuuru güçlendirir. Bütün Türk tarihi boyunca aşiretler ve beylikler arasındaki çatışmaları yumuşatmada bu yol, pek çok kez denenmiş ve faydalı da olmuştur. Arvasi Hoca "içtimai ırk" ile millet ve devletin güçlendiğini kaydeder. İki cihan serveri kainatın efendisi peygamberimizin ‘Veda Hutbesi’ndeki şu sözleri ne kadar muhteşemdir: “Ey İnsanlar!.. Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.” Sallahü aleyhi vesselem efendimizin bu sözünün üzerine söyleyecek söz olmasa gerektir. Allahın selamı ve bereketi hepinizin üzerine olsun.

HAZIRLAYAN KOZENİR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Empty
MesajKonu: Geri: İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ   İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ Icon_minitimeC.tesi 16 Mayıs 2009 - 18:59

KADİR ABİ MÜKEMMELİN DE ÜSTÜNDE BİR YAZI YAZMIŞSIN

SENİ TEBRİK EDERİM

GERÇEKTEN ÇOK GÜZELDİ VE ÇOK BEĞENDİM

ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK

İSTE DAVAMIZIN ALLAH DAVASI OLDUĞUNUN VE ÖLMEYECEĞİNİN İSPATI DİYEBİLİRİZ

SELAM VE DUA İLE

ALLAH TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN

VE BİZİ DOĞRU BİLDİĞİMİZVE EGRÇEKTEN DE DOĞRU OLAN TÜRK-İSLAM YOLUNDAN AYIRMASIN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İSLAMİYET,MİLLİYETÇİLİK,IRKÇILIK,TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Türk İslam Ülküsü
» NEDEN TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ
» İSLAMDA MİLLİYETÇİLİK VARDIR IRKÇILIK YOKTUR
» Türk Milliyetçiliği
» TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ İLE HESAPLAŞMA…

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UlkuGulu.Hareket-Forum.Net :: Genel Paylaşım Bölümü :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: