Adı Türk Ve Ben
Ben kitabi bir dünyada yaşıyorum. Okuduğum destanlardan oluşan bir dünya…
Benim dünyamda zaman hızlı akmıyor, benim dünyam toz duman…
Benim dünyamda gri yok, ya siyah ya da beyaz. Dost belli düşman belli…
Benim dünyamda hala Köroğlu naralar atarak dörtnala at koşturuyor…
Benim dünyamda bir Kürşad tüm Çin’e bedel…
Belki de kendi dünyam yüzünden hep yalnız kalıyorum bu dünyada, belki de hep bundan sakıncalıyım ve yasaklıyım…
Dövüşü seviyorum, yenilmeyi ise yeni kavgalara başlangıç kabul ediyorum. Ben hala Başbuğun ordusunda bozkurt olduğuma inanıyorum… Bir milyon bozkurttan teşkil bir ordu…
Benim dünyamda akıllı sıfatını alan kıymetsiz deliye ise değer biçemiyorum…
Durmadan Arıyorum… Yandaş, Yaren, Kardeş, Deli Arıyorum…
Arayışlarımın geçmiş zamanında buyur edildim kutlu ocağa gittim, divana girince önce sustum, izledim…
Bakışlarımı bir kişinin üzerine diktim, Sesi Türk, Sözü Türk…
Duruşu Türk ile sohbete başladım harareti diğer sesleri bastırdı, baktım ki oda deli. Üstelik zindanları da bilmez değil, oda yasaklı belli ki oda sakıncalı…
Yüreği Türk ile her sohbetimizde tufanlar kopar oldu. Kimi o tufanlara ardımızdan tanıklık etti kimi esen rüzgârla savrulup ötelere gitti…
Bakışı Türk bir deli, bakışı Türk bir yiğit ki benim gibi gezgini gurbet elde yerli etti. Benim gibi delibozuğu biat ettirdi…
Töresi Türk her çağırdığında vardım yanına. Akın ediyorduk, çakal sürülerine akın ediyorduk. Koca diyarda artık iki yalnız kurttuk. Ama devasa ordulardan daha heybetliydik çünkü biz bu dünyaya akın etmeye gelmiş iki deliydik…
Bileği Türk ile attığımız her adım töresi bozukları titretti. Zaman geldi yüreği yetmezler hakkımızda idam fermanları verdi fakat cezalandırıcı diye seçtiklerinin bileği karanlık yollarda karşımıza çıkmaya yetmedi… Aslında şansızdık ki düşmanın bile mert olanı bu diyarı terk etmişti…
Özü Türk ile hiç ayrılmadık, her cenk öncesi toy ettik, toyu neşemizden değil cengi sevdiğimizden ettik. O deli ben deli…
Sesi Türk Hıra’dan ben Tanrı Dağından naralar atarak gök kubbeyi sarsmaya başladık o vilayette. Artık ovaya bozkurtlar inmişti. Töre gelmişti, nizam da gelecekti. Titreşen çakallar kurulunu dağıttık artık biliyordum ki Sesi Türk benden daha deliydi…
Ceddi Türk ile ezelden beri birlikte yürüyorduk aslında. Dünyamız birdi de ben kendimi yalnız sanıyordum. Oda yasaklıydı oda sakıncalı…
İki deliydik, iki yasaklı… Çabamız Başbuğun buyruklarına uyabilme çabasıydı. Uğraşımız ise kutluydu, çatal yürek yalın kılıç yürüyorduk karanlık yollarda…
Hala iki yalnız deliyiz, birimiz reis öteki teba koca bir ordudan daha heybetliyiz…
Adı Türk Ve Ben…
ALINTIDIR...