ERMENILERIN TÜRKLÜGÜ!..
(Müsterek tarihte taraf tutulmaz;
Bütünü ile sahip çikilir.)
Ermeni Kavimi'nin "Türk Boylari"ndan geldigi: "Urartular, Sümerler ve Subarlarla birlikte Gurlar Yurdundan ilk gelen Türkler oldugunu açiklayan kaynaklar mevcut oldugu gibi". Meseleyi daha da derinligine inceleyen kaynaklar da mevcuttur.
Ancak, "27 Mart 2006 Pazartesi" tarihli (ÖNCE VATAN GAZETESI)'nde okudugumuz içlerinde en enteresan olanidir diyebiliriz!..
"ERMENILER TÜRK" IDDIASI baslikli yazida: (Gaziantep Üniversitesi Tip Fakültesi Tibbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dali Baskani Prof. Dr. Arslan, Ermeniler'in Yüzde Yüz Türk olduklarini iddia ederek, "Saka Türkleri'nin Kamer Boyu'ndan Gelen Ermeniler" ne Balkan ne de Avrupali'dir.) buyurmaktadir.
Konunun buraya kadar olani nefis. Hemen hiç bir menfi görüs yansitmamakta ve hatta bu hususta olumlu bilgi sunmaktadir. Ne var ki, daha sonraki pasajlar hiç de öyle degil ve hemen her Ermeni'yi ciddi sekilde rencide edebilecek yorumlarla donatilmis bir fikri çeliskiler yumagidir diyebiliriz!.. Bazilarini özetle aynen geçiyoruz. Zira bilim adami dahi olsalar, her iki tarafin mensuplari ne derece yekdigerinden uzaklasmis ve birbirlerini adeta yegâne düsman görmege baslamis ise, bu satirlar okundugu zaman gayet açik sekilde görülmektedir ve onlarin tekrar eski kardeslik yillarina geri dönebileceklerini hayâl bile edemiyeceginizi aci da olsa görebilmekte, anliyabilmektesiniz. Çünkü, bir bilim adami'nin bu husustaki görüs ve yorumlari hiç de iç açici sekilde yansitilmamistir.
Ne diyeyim, Hz. Allah (C.C.) bizleri bu karanlik düsüncelere sürüklemis olanlardan hesabini sorsun!..
Prof. Dr. Arslan söyle buyurmaktadir:
(Ortaya çikarilan "M.Ö. 3600" yilina ait bir lahitteki alfabenin Saka'lara ait oldugunu belirten Arslan, "Saka alfabesini bugün Türkler kullanmiyor ama Ermeniler kullanmaya devam ediyor.
Ermeniler'in Saka Türkleri'nin "Kamer Boyu"ndan geldigini savunan Arslan, Ermeniler ne Avrupa'dan ne de Balkanlar'dan gelen bir millet degildir. Ermeniler, hep Dogu-Anadolu'da kaldi. Hiç bir yerden gelmedi veya hiçbir yere de gitmedi. Saka Türkleri'nin bir Boyu idi. Sakalar'a yaptigi bir ihanet sonucu "Sürgün" olmuslardir. (?)
Frikyalilar'a siginan Ermeniler, asirlarca esaret altinda yasadilar. Asurlular'in, Frikyalilar'i yenmesi üzerine tekrar Sakalar'a geri dönerek, Birlikte yasamaya basladilar.
Ermeni bir Yazarin da yer aldigi bilimsel bir arastirmada, Ermeniler'in "Y" kromozomu tasidigi, (1) Türkler ve Kafkaslar'da yasayanlarin da ayni kromozomlara sahip oldugunun dile getirildigine dikkat çeken Prof. Dr. Arslan, devamla:
Ermeni Yazarlar, ayni kromozoma sahip olmalarinin Türkler'in kendi soylarindan geldigini iddia ederken, hiç Kafkasya'ya gitmedikleri hâlde Kafkas halkiyla ayni kromozomu tasimalarini izah etmekte güçlük çektiler.
Ortaya atilan tezde; XI. Yüzyil da Anadolu isgâl edilirken Ermeniler'in bir kisminin Müslümânligi seçerek, "Azeri olduklari" savunuldu. Burada bir yorum hatasi yapiliyor. Kafkasya'ya Ermeniler'in hiç gitmedigini, Ermeniler bile söylüyor.
Peki o zaman kromozomlari nasil ayni oluyor? Bunun tek izahi Ermeniler'in Kafkasya'daki, Orta-Asya'daki Türkler gibi ayni soydan gelmesidir. Bugün Saka alfabesini kullanan Ermeniler, Sakalar tarafindan lânet edildikten sonra asirlarca Frikya esaretinde yasadilar. Frikya yikildiktan sonra Sakalar'a geri dönüp bugünkü Suriye tarafina yerlestiler. Burada Hristiyanligi seçtiler. "Haylar" olarak bilindi. Ermeniler'in yerlestigi bölgeye "Aremya" - "Armenya" denildi. Aremya'da Kilise'nin büyük bir taasupu vardi. Ermeniler bir "Kilise-Devlet"tir.
Ermeniler'i hep Kilise yönlendirdi. Hiristiyanligi seçtikten sonra, kendilerini ayri bir medeniyet olarak gördüler. Ermeniler, Anadolu'nun fethinden sonra tam bin yil Türkler gibi birinci sinif vatandas gibi yasamislardir.
Ancak onlar yine yanlis zamanda, yanlis yerde yer alarak, Türkler'e ihanet ettiler. Birinci sinif vatandas gibi yasadigi Osmanli'ya tarihin "en vahsi ihaneti ve katliamini yapti".
Ermeniler'in "soykirim yalanlarina karsi belgeli cevap vermeye devam edeceklerini söyleyen Prof. Dr. Arslan: "Osmanli döneminde Dogu'da her kasabada "Konsolosluklar" kuruldu. Buralarda çok sayida "Misyoner" görev yapti. Hiç bir Misyoner, Türkler'in katliam yaptigini söylemedi.
Buna ragmen Ermeniler'in vahsice Türkler'i katlettigini defalarca dile getirdiler.
Tehçir, katliam yapan Ermenileri korumak için yapilmistir. Vahsi katliamlara ugrayan Türkler'den korunmak için yeni iskân yerleri açilmistir. Ifadesini kullandi.)
Evet muhterem okuyucularim, evet! "Bilimadami" oldugu hâlde Beyefendi'nin görüs ve yorumu bu merkezde. Yânî, Ermeni insani Türk asilli da olsa; "tarihten, günümüze her daim" ihanet eden, lânetlenen bir Kavim olmaktan ileri gidememekte olup, insanlik sosyetesinde dahi asagalik bir halk görünümünden kurtulamamistir. Demek istemisler!...
Bu dogru mudur? Tek kelime ile: "ASLA ve ASLA!". Ermeni sadece sahipsiz ve her açidan öksüz bir halktir. O'nun baslica hamisi (Osmanli Türkleri) olmus ve fakat binbir entrika ve içten kaynaklanan tiksindirici alçakliklarla tarihin tozlu sahifelerine gömüldükten sonra ikinci hamisi, "Gazi Mustafa Kemâl Pasa ATATÜRK" olmus ve fakat bu büyük insan, büyük halaskâr da, bizleri dehsete düsüren menhus bir hastalik neticesi hayata veda edince, bizler yâni Ermeniler tamamen ortada kalmis ve gelen tokat atmis, giden tokat atmis, yânî hemen her milletin abalisi her daim Ermeni olmus!...
Simdi soruyorum sayin Prof. Dr. Arslan Hocaya: (Ermeniler, kendi ifadelerine göre, (M.Ö. 3600 yil evvel) ne olmus da Saka Türkleri'ne ihanet(!) etmis?.. Ne olmus da Saka Türkleri onlari lânetlemisler?...
Bu hususta tek bir kelime açiklama yok!... Türk'ün, Kamer Boyundan olan Ermeniler Saka Türkleri'nin her dedigine boyun egmeye mecbur muydu?.. Belki de Saka Türkleri, Kamer Boyu'na ihanet etmis ve daha güçlü olduklari için onlari Yurtlarindan etmislerdir?.. Ne dersiniz sayin Prof. Dr. Arslan Hoca!..
Ermeniler'in "Kilise"ye bagliliklarina gelince, eski çaglarda hemen her Kavim kendi inandigi dinin ibadethânesi ile temsilcilerine bagliydi. Ermeni niçin olmasin!.. Ermeniler tam bin yil Türkler'le iç içe yasamislar da, nasil olmus da asirlar sonra birden bire Türkiye'ye karsi, yânî "Anavatanlarina" karsi ayaklanmislar?... Bunun cevabi sizce: (Osmanli'nin zayif aninda, sirtindan hançerlemisler de ondan.) denebilir. Ve cevabim sudur: Bendeniz acizâne tarihçiyim ve tarih arastirmaciliginda, kendimce taninmis bir kalemim ve diyorum ki; böylesi masallara dagdaki Kurtlar dahi gülerler!.. Deniyor ki, Ermeniler'in, Azeriler ile hiç bir bagi yoktur. Bu yoruma göre; Yânî Ermeniler Türk soyundan geldiklerine göre, Azeriler ile ya akrabaligi veya Azeriler'in Türk soyundan olmamalari lâzimdir!?.. Karari siz verin Hocam!...
Ermeniler'in "soykirimi yalanlarina", karsi belgelerle cevap vereceklermis!.. Hangi belge olursa olsun; "Ermeni tehçiri" bir vak'adir ve müsebipleri de; (ITTIHAT TERAKKI FIRKASI, HINÇAK VE TASNAK FIRKALARI)dir. Bendeniz yüksek müsaadelerinizle bu konuda acizâne gerçek bir uzmanim. O ugursuz "Tehçir vak'asi", Ermeniler "katliam yaptiklari" için degil, Ermeniler "Alman menfaatlerine yakinlik göstermedikleri ve Osmanli menfaatlerinin, Ingilizler tarafindan daha iyi korunabilecegine inandiklari için (bu sakat bir inançti) "Tehçir" ile kucaklasmaya mecbur birakilmistir... "Ermeni ne imis? Yok edin!" emrini veren sahis ise, Alman Imparator'u Wilhelm II. dir. Bu husustaki belgeleri mi soruyorsunuz: "Ittihatçilar Yurt haricine kaçarken, Alman Subaylari da mezkûr belgeleri Berlin'e kaçirmislardir. Yânî en saglam belgeler, su an Almanlarin elindedir. Dolayisiyle de: "Evet, Ermeni tehçiri olmustur diyebiliyorlar." Türk Milleti, Türk Ordusu; "Benim canimdir, kanimdir. Hz. Allah huzurunda da bu hususta hiç tereddüt etmeden yemin ederim!" Ancak: "Ittihatçilar ile Hinçak ve Tasnak Firkalarina" da hiç bir zaman rahmet okumam!
Sayin, Prof. Dr. Arslan Hoca; O lânetlendigini ileri sürdügünüz Ermeni Kavimi, asirlar boyu Türk Milleti'ne, Türk Devleti'ne nice sahalarda, son derece olumlu hizmetler sunmustur ki, bugün husu içinde ibadet edilen muhtesem Selâtin Camileri'nin bir çogu da mezkûr kavimin eserleridir.
Bir de su hususu ögrenmek isterim. Diyorsunuz ki:
(Osmanli döneminde, Dogu'da her kasaba'da Konsolosluklar kuruldu. Buralarda çok sayida Misyonerler görev yapti...)
Acaba hiç düsünmeye lüzum gördünüz mü?.. Bu Konsolosluklar, bu Misyonerler o bölgeye niçin asiri alâka göstermislerdi!?...
Ama, hiç mi hiç düsünmemissinizdir. Çünkü, bizdeki o menhus "Bati hayranligi hastaligi" adeta kanimiza islemistir!..
Evet, birilerine lânet de degil, lânetler olsun ama kimlere!
Iste bütün mesele burada?...
İSTANBUL MHP ESKİ BASIN SÖZCÜSÜ...