ÜLKÜ OCAKLARI YAŞATILMALIDIR
"İstanbul Ülkü Ocakları nasıl olmalıdır?" yazımızda neler yapılması gerektiğine dikkat çekmiştik. "Başbuğ diyor ki" yazımızda ise, bazı konuların altını çizerek, ülkücü hareketin merhum liderinin neler söylediğini bir kez daha hatırlatmıştık. Bu yazımızda yine ülkücü gençliğe yol gösteren Başbuğ Alparslan Türkeş'in sözleriyle bugün ki eksiklerimizi ortaya koyacağız.
"Yeni baştan bir toplum, yeni baştan bir millet ve yeni baştan bir tarih yaratmak görevini hakkıyla yerine getirmeyen her Türk genci atalarına, torunlarına ve Türk Ülküsüne ihanet etmiş olacaktır.
Türk Gençliği Türk halkına önder olmalıdır."
Başbuğ'un bu sözlerini düşündüğümüz vakit, Türk genci, Ülkücü gençlik yeni bir toplum, yeni baştan bir millet ve yeni baştan bir tarih yaratmak görevini hakkıyla yerine getiriyor mu?
Ülkücü gençlik Türk halkına önder olmak için ne çaba harcıyor?
Başbuğ'a kulak vermeye devam edelim.
"Türkiye'nin kalkınması her şeyden önce bir milli kültür ve milli uyanıklık meselesidir. Milli kültürün korunmasını ve yayılmasını, hatta yaratılmasını üzerine almış olan aydınların ve sanatkarların Türk toplumunu rüyasından uyandırmaları ona kendi öz benliğini hatırlatmalarını çok kutsal bir hizmet olacaktır. Türkiye'de yaşayan insanların mutluluklarının, çözülmez bir birlik ruhu içinde birbirleriyle kaynaştırılıp yoğrulmasıyla gerçekleştirilebileceği inancındayım. Bunun için de gene kültür yaratıcılarına düşen görev büyüktür. Bunlar milli kültürü korumakla, toplumsal orkestraya ahenk verecekler, müesseselerimizi aynı ruhu taşımaya mecbur edeceklerdir. Bu amaçları hızla gerçekleştirmek için güzel sanatların halk hizmetine yönetilmesi ve milli fikir hareketlerinin yaratılması gerekir. Romanlarımızla, şiirlerimizle, tiyatro ve sinemalarımızla tek bir ülküyü, Türk Ülküsü'nü terennüm etmeliyiz. Öyle sanıyorum ki, "biz bize benzeriz" diye milli kültürün önemini belirten atalarımıza layık olabilmek için, başkalarına benzememek zorundayız. Taklitçiliği bırakmak zorundayız. Bu uğurda çaba sarf eden herkese karşı duyduğum sevgi büyüktür."
"İstanbul Ülkü Ocakları nasıl olmalıdır?" başlıklı yazımızda Türk kültürünün yaşatılması, Türk edebiyatına önem verilmesi, sanat, halkın kültür simgeleri yönünde çalışmalar yapılması gerekliliğinin altını çizmiştik. Aydınlar, sanatçılar yetiştirilerek eğitime önem verilmesini bir kez daha yazmıştık. Kendi değerlerimizi taşıyan öyküler, romanlar, şiirler yazılmalı, sinema filmleri çekilmeli, tiyatro oyunları sahnelenmelidir. Türk ülküsü, hem Türk gençliğine sanatla anlatılmalı hem de ilimle yaşatılmalıdır.
İstanbul'da ülkü ocakları kültür, sanat, eğitim, gençlerin cazibe merkezi haline getirilmelidir. Eğitim merkezi haline getirilirken ülkü ocakları, sürekli ülkü ocaklarından yakınan, eleştiren kişilere de Başbuğ'un şu sözleriyle yaptıkları hatayı ifadelendirmek gerekiyor.
"Bu arada gençler de tamamen sorumsuz değildir. Kendilerine gerçek yolu gösterenleri bulmaları ve bunları izlemeleri gerekir. Herkesin ülkücü olması beklenmese bile ülkücülerin yalnız bırakılmasından herkes, Türk genci sorumludur. Kudretli ve mutlu Türkiye adlı kutsal anıtın yaratılmasında her nefer kendine düşen alın terini dökmelidir, demekle yetinmiyorum, dökmeye mecburdur."
Buradan anlaşılacağı üzere oturduğumuz yerlerden boş konuşmak yerine biz ne yapıyoruz diye düşünmenin, ülkü ocaklarında yönetici olan ülküdaşlarımıza ne gibi katkı sağladığımızı sorgulamamız gerekiyor.
Ülkü Ocaklarının sorunlarıyla dertlenmeli, sahiplenmeli, onlara varlıklarının ülkenin teminatı oldukları hissettirilmeli, sevgimizi ülkü ocaklarında ki gençlere göstermeliyiz. Bir bardak çayı karşılıklı içmeli, sohbetlerine katılmalıyız. Eğitime teşvik etmeliyiz. Türk Ülküsüne yapılabilecek o kadar çok hizmet var ki, bunu ülkü ocaklarıyla gerçekleştirmek mümkündür.
İşte bu yüzden Ülkü Ocaklarına önem verilmeli, sahiplenilmelidir.
Başbuğ "Türk Ülküsü dışında ne olursa olsun hizmet etmek köleliktir." Diyor. Bizde Türk Ülküsüne hizmetin kaynağının Ülkü Ocakları olduğunu söylediğimize göre, Ülkü Ocaklarına sahiplenmek, dertleriyle, kederleriyle, sorunlarıyla ilgilenmek bizlerin asli vazifesidir.
"Ülkü Ocakları yaşatılmalıdır" diyen Bilge Lider Dr. Devlet BAHÇELİ'nin işaretine göre hareket etmek asli vazifemiz olmalıdır.
Mithat SAYAR
28.09.2009