ÜLKÜCÜ TÜRK KIZLARINA
Yüce Allah’ın (c.c.) izni ve adıyla hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Uzun çalışmalar sonucunda Ülkü Ocaklı bayanlar olarak hak ettiğimiz noktaya ulaşmak adına önemli adımlar attık ve sonuçlarını almaya başladık. Bu sonuçlar hepimizin üstün çaba ve gayretleriyle elde edilmiş ve küçümsenemeyecek bir nitelik kazanmıştır.
Dünya nimeti değil, ahiret saadeti için yürüttüğümüz Yüce Allah’ın bizlere nasip etmiş olduğu bu kutlu görevleri layığıyla yerine getirmemizin mükâfatsız kalmayacağı inancındayım. Bu inancı sizlerin de yüreklerinizde taşıdığınızdan ve sorumluluklarınız ne gerektiriyorsa ona itirazsız riayet edeceğinizden eminim. Bizler Yüce Allah’ın dünyaya misafir olarak yolladığı ahiret yolcularıyız. Ahiretteki saadetimizin dünyadaki sabır ve seciyemize bağlı olduğunun bilincinde olan gönlü açık kullarız. Dualarımız hep kendimiz, ailemiz, milletimiz, devletimiz ve inananlar içindir. Bu kutlu dava da inançlarımızın ve dualarımızın yaşadığı en büyük cihan davasıdır. Bugün dualarımızın ve davamızın kıymetini bilirsek, yarın geleceğimize umutla bakabiliriz.
İnsanlık tarihinde, bünyesinde en mükemmel karakteri barındıran Türk Kızı bugün de hak ettiği karakterde insanlığın en şerefli efsanelerine konu olmaya layıklığını göstermelidir. Bunun için Türk Kızı olmanın bilincini yüreğinde en şiddetli şekilde hisseden biz Asenalar yeniden dönüşün öncüleri olmak mecburiyetindeyiz. Doğru kararlar, doğru tavırlar ve isabetli adımların sıklığı ve devamlılığı bizi başarıya hızla yaklaştıracaktır. Biz birileriyle yarış halinde değil, tek başımıza zor ama zorunlu bir hedefe tüm insanlık adına koşma sorumluluğundayız. Yaşayacağımız mutluluğun zafer mutluluğu değil, sefer mutluluğu olacağının da farkında olmalı, yaptığımız her hizmetin bizi seferle biraz daha iç içe bırakmasını da tüm yüreğimizle kucaklamalıyız.
21. yüzyılın efsanesini yazmaya hiçbir engel tanımadan, yüzyılın en şanlı diriliş efsanesini öncülüğümüzde yazdırmak aslî görevimizdir. İman ve kararlılığımızı sürdürdüğümüz sürece de insanlığı birçok derslerle karşı karşıya bırakacağımızı gönül rahatlığıyla iddia edebiliriz. Yüce Allah’ın biz Türk Kızları’na vermiş olduğu üstün meziyet ve hamiyeti kullanarak gerçek kimliğimize tekrar bürünmeli, yiğit bozkurt ve namuslu Türk Kızı anaları olmaya devam etmeliyiz. Yüzyıllar bizden umutla yeni Türk nesilleri beklemektedir. Şuuru ve bilinci yerinde yüksek ahlaklı, terbiyeli ve görgülü, vatanına, milletine bağlı sağlıklı yiğit nesiller bizlerin yapacağı kıymete değer çalışmalarla yetişecektir. Bu çalışmaların ilk ve en önemlisi eğitimdir. Ömrünü öğretime adayacak bir anne, eğitimi de sürekli kılmalıdır. Büyük adamlar büyük kadınların eserleridir. Tüm bunların şuurunu taşıyan bir gençlik yetiştirmeyi amaçlayan Ülkü Ocakları, bugün çoğu aile ocağında verilmesi gereken, fakat geç kalınmış ya da bunların gerekliliğinin şuuruna erişilememiş ön eğitime; kültürü, adetleri, dinî bilgileri, karşılıklı sorumlulukların önemini, ahlâkı, şahsiyeti, adaleti aşılamayı görev bellemek durumuyla karşı karşıyadır.
Bugüne kadar üzerine almış olduğu her sorumluluğu - vazifeyi başarıyla yerine getiren Ülkü Ocakları, bugün de yüklenmiş olduğu misyonun zorluklarına katlanmaya hazır, görevinin başında ve şuurundadır. Bizler, almış olduğumuz ciddi görevlerin farkında olmak ve karşımızdaki insanlara önemini vurgulamak zorundayız. Bu sayede milletimize ve insanlığa karşı gerçek görevlerimizi yerine getirmiş olacağız. Biz Türk Kızları attığımız her adımın bilincinde geleceğin öğretmenleri olarak başta kendi eğitimimizle, ilerleyen zamanlarda ise Türk nesillerinin eğitimi ile yükümlüyüz. Tüm bunların bilincini yüreğinde taşıyan siz değerli Asenalar ahirette Yüce Allah’ın en güzel mükâfatlarıyla şereflendirileceksiniz. Vatan uğruna çalışmak, vatan uğruna ölmek ve insanlık için en ufak fedakârlıktan kaçınmamak en büyük iman, en büyük ülkümüzdür. Sinemalarda, diskoteklerde tepinerek, ıslık çalan bir gençliğin yarın millî bir davada vatan diye haykıracağına inanmak çok güçtür. Biz bu insanları yetiştirmek için kendimizi Türk-İslam medeniyetiyle yoğuruyor, bu kutlu yol uğruna teşkilatlanıyoruz. İnançta birlik, hedefte birlik, kararda birlik; metot, cesaret ve harekette birlik sağlamak için mücadele veriyoruz. Mücadelemiz dünyanın neresinde bir Türk varsa bizim tabiî hudutlarımız ve dünyanın neresinde bir Türk varsa bizim birlikteliğimiz, teşkilatlanmamız, asaletimiz oradan başlar şuuruyla yoğrulmuştur. Biz bir Türk milliyetçisini, kendisinden başkasının mağlup edemeyeceğine inanıyoruz. Ama düşmanlarımız teşkilatlıdır, teşkilatlı oldukları kadar işbirliği halindedir de. Onlara karşı uyanık ve bilinçli olmak mecburiyetindeyiz.
Yüzyıllar yüzünü Ülkü Ocakları’na döndürmüş ve üzerine yüklenen tarihî görevini gerçekleştirmesini beklemektedir. Bilinçli tüm Türk Kızları’nın artık özlerine dönüş yollarında Ülkü Ocakları’nın yolunu adımlamaları gerekmektedir. Ülkü Ocakları’nın bünyesinde çalışan Bayan Teşkilatları’nın Teşkilat İçi Eğitim Seminerleri’ne Asenalar Kurultaylarına, konferans, panel ve seminerlerine katılıp, bu işin özünü tam öğrenip neyi ne için yaptıklarının bilinç ve şuuruna erişmeleri gerekmektedir. Duruşları Türk Kızı’na yakışır, edepleri Müslümanlığın en güzel temsili haline gelmelidir, Herkesten çok okuyan, herkesten çok yazan, herkesten çok gezen ve gören bizler olmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle yaşanmış ve çok güzel örnek olan bir olayı sizlerle ve bilmeyenlerle paylaşmak istiyorum. Tanrı Türk’ü korusun, Asenalar yüceltecek.
“Bölük Yüzbaşısı ellerinde kına gördüğü Mehmetçiğin annesine bir mektup yazdı. ‘Anacığım, bizim bölükte askerlik yapan oğlunun ellerine niçin kına çaldın, açıklarsan bahtiyar olurum.’ Mektubu alan ana şu cevabı verdi: Komutanım bizim memlekette üç şey için kına çalarlar:
1.Bizim memlekette kurbanlık koyuna kına çalarlar, Allah’a kurban olsun diye.
2.Bizim memlekette geline, kıza kına çalarlar, kocasına kurban olsun diye.
3.Bizim memlekette askere giden Mehmetçiğin eline kına çalarlar, vatana kurban olsun diye.”
Biz bu imanla yetişiyoruz…