Kalemi can, mürekkebi kan, asil bir ruhun; bu cennet vatanın özgür semalarına, varlık,birlik,dirlik ve erlik adına attığı imzadır.
Şehit analarının ve babalarının evlat acısıyla arşa ulaşan yürek yangınlarını,bir an olsun dindirmek için Türk Milletinin onlara verebildiği en manidar emanettir.
Türk Milleti’nin kaderde, tasada, kıvançta birlikte olma iradesinin en kutsal işaretidir.
Türk Milleti’nin bağımsızlık uğruna akıttığı kanın ağıtlarının anıtı değil, yazdığı kahramanlık öykülerinin yarattığı ülküdür.
Bu vatana göz dikenlere kanımızın son damlasına kadar savaştığımızın ve savaşacağımızın işaretlerini taşıyan, ufkumuza vurulmuş inanç mührüdür.
Kıyamete kadar özgür yaşayacak Türk Milleti’nin sonsuzluğa haykırışıdır.
Bu vatan için oluk oluk akan Türk kanının göklerde alev alev dalgalanışıdır.
Kan; hürriyet ve istiklal için akarsa kutsal, üniforma o kana bulanırsa şerefli, ten o kanla ıslanırsa şehit, toprak o kanı emerse vatan ve kumaş o kanın rengini alırsa bayraktır
Bu vatan için her şeyin bittiğini sandığınız anda, hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin yeni başladığını size varlığıyla anlatan ve gitmeniz gereken en doğru yolu size işaret eden en yüce kılavuzdur.
Gökyüzünün kurşun olup yere indiği; toprağın ateş kan ve barutla kavrulduğu, ölümün şah damarınız kadar yakın olduğu anda ve zamanda gönül huzuru ile gölgesine sığınacağınız yegane korugandır.
Düşmanın tankına, topuna göğsünüzden başka siper edecek, hiç bir silahınız kalmadığında,sırtınızı inançla güvenle yaslayabileceğiniz en muhteşem güçtür.
Tenimizin şanı, canımızın kanı, ruhumuzun vicdanı, aklımızın irfanıdır.
Tarihe sığmayan destanların, göğsümüzü kabartan zaferlerin, gönderlerden inmeyecek en canlı ve en sıcak hatırasıdır.
Gönlümüze taht kurmuş,yüreğimizde efsaneleşmiş ve dilimizde şiirleşmiş, şanlı Türk tarihini
lekesiz, tertemiz ezelden ebede taşıyan en kutsal emanettir.
Güzelliğini Anadolu toprağından, sıcaklığını Anadolu insanından, gururunu Anadolunun özgür ufuklarından almış, asırlardır bu necip milletle gülmüş, bu masum ve çilekeş milletle ağlamış, ruhumuza moral veren hemşehrimiz, bedenimizde ki yaraları iyileştiren hemşiremizdir.
Bu milleti esir edemeyenlerin, O’nu, üstüne basmaya, yerlere atmaya ve hatta yakmaya çalışarak,hırslarını almaya cesaret ettikleri cüretlerini, bu gök kubbeyi başlarına yıkarak yerle bir eden, değişmez akıbetlerini hazırlamayı ve görmeyi yine bu asil Türk Milletine nasip olmasını sağlayan, en büyük mucizedir.
En umutsuz anda ve en çaresiz zamanda; bir damla asalet kalmışsa damarındaki kanda ve bir katre inanç mevcutsa ruhundaki imanda, o damlayı sele, o katreyi tufana çevirecek kuvvet ve kudretin mayasıdır.
Gönderde iken coşku, indiğinde hüzün ile gönlümüzü kaplayan, her sevinci, her kederi al renginde toplayan,hilali iman, yıldızı millet, yekpare fazilettir.
İşte o Türk Bayrağıdır. Kardeşi de Türk Sancağıdır.
Sancaktarı bedenim, bayraktarı yüreğimdir.
BAYRAK
Hürriyet ve istiklale sürer yarışın
Yeter ki bozulmasın o dik duruşun
Ayırır mı sandın bir hain kurşun
Gelirim sızlarda kanarsan eğer
Vatanımın ufku silme karanlık
Nasıl ederim ki yarle yarenlik
Tanrı nasip eylesin şahadet bir anlık
Gülerim gözlerde yanarsan eğer
İhtiyacım var iken neden gelmedin
Sana açık bağrıma gurbet mi dedin
Şehitler çağırıyor neden duymadın
Bulurum yüzlerde dönersen eğer
Damlayan ben değil senin kırmızın
Ağlıyor göklerde ayın yıldızın
Seni öpüp kokladım dün uzun uzun
Kalırım izlerde anarsan eğer
Ateşinle yanıyor yüreğim inan
Özgürüm göklerde senle her zaman
Mevsimi yok bu aşkın şevkle dalgalan
Bilirim güzlerde dinersen eğer
Sana inandım ben asırlar boyu
Sensiz eksiktim hep gönlüm kör kuyu
Sana açık her an tende beş duyu
Solarım göklerde sinersen eğer
Gurursun onursun hiç bitmeyecek
Birliksin dirliksin kin gütmeyecek
Yıldızsın hilalsin hiç batmayacak
Ölürüm gönderden inersen eğer