Aytaç Durak, vekillere mektubunda ne diyor?
Aytaç Durak, şöyle diyor:
***
Sayın Milletvekilim...
Sizleri üzen son olaylar hakkında ‘birinci ağızdan’ bilgi arz etmek istedim.
İddialar ‘yeni’ değil. Yıllardır ‘siyasi hasımlarımca’ dillendirilir. ‘300’den fazla’ soruşturma geçirdim.
Sicilimde ‘bir tek ceza’ yok. Tersine, ‘iftiralarından’ dolayı 5 kişiyi de mahkum ettirdim.
‘Kurt-kuzu’ hikayesini bilirsiniz.
AKP’liler, beni yoketmekte kararlı.
Herşey; YSK kararına rağmen Başbakan’ın “Adana’da şaibeli bir başkan oturuyor” açıklamasıyla başladı. ‘Senaryoyu’ kendileri yazdı ve ‘kendileri’ oynuyor.
‘Seçim yenilgisini’ hazmedemeyenler, ‘MHP’nin kalesi’ olan Adanamız’da müfettişleri belediyemizden eksik etmediler. Hiçbir şey bulamayan müfettişleri de, ‘başka müfettişlerle’ denetletiyorlar.
Elime bir kaset geçti. Dinledim, CHP’li bir meclis üyesi; bir yatırımcıyla, ‘imar düzenlemesi’ karşılığında alınacak ‘260 bin dolarlık’ rüşvetin pazarlığını yapıyordu.
Ne yapmalıydım bu kaseti?
Tabii ki Savcılığa verdim.
Rüşvet kasetini ‘açıklayan’ benim.
AKP’li ‘yandaş medya’ ve ‘işbirlikçileri’ olayı öyle çarpıttılar ki, ‘suçlanan kişi’ de ben oldum.
***
Aslında rüşvet kaseti öncesinde bazı meclis üyelerinin ‘menfaat karşılığı’ iş takipçiliği yaptığı Adana’da yaygın şekilde konuşuluyordu. Hatta “AKP, MHP ve CHP’li bazı meclis üyelerince İmar Partisi (!) kuruldu, Genel Başkanı da MHP’li Mustafa Tuncel’dir” yorumları medyada yer alıyordu.
Kasetin bir bölümünü mecliste dinletince, “İmar Partisi’nin Genel Başkanı benim” diyen Mustafa Tuncel, gündemi değiştirmek telaşıyla akla hayale gelmeyecek çeşitli iftiralarla şov yapmaya başladı.
İddialarında şahsımı kastederek, “Bildiklerimi açıklarsam altından kalkamazsın” diyordu.
Ertesi gün Meclis’te kendisine, “Sana istediğin kadar süre veriyorum, ne biliyorsan açıkla” diye ısrarıma rağmen, ciddi-somut hiçbir örnek veremeden, yine abuk sabuk ‘mesnetsiz’ iddialarla şovunu 1.5 saat daha sürdürdü.
Ne yapmam lazımdı?
Savcılığa ‘kendimi’ ihbar ettim. Özellikle Mustafa Tuncel başta olmak üzere “Kim ne biliyorsa Allah rızası için Savcılığa başvursun” çağrısında bulundum.
***
Sadece benim değil, ‘aile fertlerimin’ tamamının geçmişleri lekesizdir. Ailece hiçbir ‘yüz kızartıcı’ olaya bulaşıklığımız yoktur. Kimse bana da bugüne kadar “Yolsuzluk yaptı”, “Rüşvet aldı” gibi isnatta bulunmadı, bulunamaz.
Şu anda da Adliyeye intikal etmiş, hakkımda hiç ama hiçbir ‘ciddi-somut’ iddia yok.
‘Neden aklanacağımı’da bilmiyorum.
70’li-80’li yıllarda Adana’nın kuzeyinde, ‘tarım alanları dışında’ boş-bakir bölgelerde kardeşlerimin ortağı olduğu şirketimle çok konut yaptık. Yaptığımız konutlar ve ‘ilerde yapacaklarımız’ için arazi de satın aldım. Şimdi orası ‘şehir’ oldu. Elbette ‘değeri’, bir başka ifadeyle rantı arttı. Bundan ‘onbinlerce’ Adanalı da nasibini aldı.
Siyasi hasımlarımız “Aytaç Durak hizmet yapmadı”, “Yüz kızartıcı suçları var” gibi benzeri iddiaları yapamayınca, tek suçum buradaki araziler oldu. Ama biliniz ki, iftiracıları yine ‘tersyüz’ edeceğim.
Bugüne kadar ‘bana güvenen’ Adanalılara Allah beni mahçup etmedi.
Sizin güveninizi boşa çıkartmayacağım.
Bilgilerinize, saygılarımla.
Aytaç DURAK
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı