HAYATI
İnanç - Samimiyet -Ahlak - fedakarlık, millet ve Vatanseverliğin sembolu bir Dava adamı 1932 Yılında Eskişehirin Sazak köyünde doğan Gün Sazak eski milletvekillerinden Emin Sazak'ın oğludur. İlk ve orta tarihini Eskişehir'de, yüksek tahsilini de Amerika'da yaptı. Sazaklar Eskişehir'de geniş topraklara sahip çiftçilik yapan bir ailedir ve toprağa çok bağlıdırlar. Bu durumdan dolayı Gün bey Amerikaya ziraat tahsiline gönderilir. Yüksek tahsilini başarıyla tamamlayıp yurda dönen Gün Sazak toprak işlerine daha sıkı bir şekilde sarılır, modern teknoloji ile işlerini geliştirir, verimi arttırır. Diğer taraftan da inşaat işlerine başlıyarak müteahhitliğe soyunur. Dürüst, temiz, sağlam işleri yapması sayesinde bu dalda da başarılar kazanır. Toprağa bağlılığı Amerika tarihinden sonra şuurlu bir vatanseverliğe dönüşür.
1970'li yıllarda Türkiye'nin başına gelen kominist Sovyet Rusyanın dolaylı işgal faaliyetleri, anarşist ve
bölücü olaylar bir toplantıda rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'le tanışmasına vesile olur. Bu tanışmadan kısa süre sonra Gün Sazak MHP'ye katılır. Partiye girdikten sonra şahsi işlerini takip ederken ağırlıklı olarak siyasi faaliyetleri yürütür. Yaptığı çalışmalar, fikir, tavır ve davranışları ile kendisini partiye kabul ettirir ve büyük bir saygınlık kazanır. Maddi durumunun iyi olması, yüksek ahlak ve karakter yapısı onu memleketin durumunu gördükçe daha da azimlendirir ve aşkla - şevkle çalışır. Elinin açıklığı, yardımseverliği, garip, fakir ve yoksulları koruması, o'nu AĞA yapar ve öğle anılır. Komünist beşinci işgal faaliyetlerin doruğa çıktığı zamanlarda her fraksiyondan bütün komünistler o'na AĞA diyerek çamur atmaya başlarlar ama O verdiği cevapta asaleti ve terbiyesiyle kendini bütün Türkiye'ye kabul ettirdi. Ne
diyordu Gün Sazak? Evet ben ağayım. Allah şükürler olsunki ben Türk töresine göre ağayım ve bununla gurur duyuyorum.>> Çünkü O hep vermiş, hiç almamıştır. Kendine geleni boş çevirmemiştir. Bütün bu faydalı ve güzel çalışmalarından dolayı MHP genel başkan yardımcıs iken ikinci Milliyetçi Cephe hükümetinde Milletvekili olmadığı halde dıışarıdan Gümrük ve Tekel Bakanı olarak vazife aldı. Prensipli, kararlı ve tavizsiz çalışmalarıyla kısa zamanda gümrüklerdeki rüşvet, hırsızlık ve yolsuzlukları en aza indirdi ve vurguncu-soyguncuların canına ot tıkadı. Görev aldığından şehid edildiği tarihe kadar 5.5 ay bakanlık yaptı. Bu zaman içinde Türkiye'deki bütün kaçakçı ve soyguncuların düşmanlığını kazandı. Türkiye devleti ve Türk milleti kazandı ama O doğru bildiği, inandığı prensiplerinden taviz vermedi. Nihayet O günki şartlarda, Türkiye'nin kan gölüne çevrildiği günlerde kaçakçı patronlarının kiraladığı pusula bekleyen kominist katiller tarafından 27.05.1980 tarihinde eşi ile gittiği bir ziyaretten dönüp arabadan eşyalarını indirirken çapraz ateşe alınarak şehid edildi. Kahpe komünist uşaklar arkadan kalleşçe vurmuşlardı. Hastaneye kaldırılırken yolda öldü. Cenazesi MHP genel merkezi önünde yapılan bir törenden sonra Ankara Hacı Bayram Camiinde cenaze namazı kılınarak Eskişehir'in Sazak köyünde toprağa verildi. Cenaze törenine Türkiye'nin dört bir yanından gelen 300 binden fazla gönüldaşları ve vatandaşlarımızın tekbir ve göz yaşları arasında toprağa verildi. Mekanı Cennet, ruhun şad olsun büyük insan. Gönlümüzden, unutmayacağız.
Rahat uyu.