Torunu, bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla sorar:
"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?"
Dede tatlı bir gülücükle:
"Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince torun:
"Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?"
"Evet yavrum. Ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır." diye dede biraz daha açar ilk sözünü. Torun yeniden sorar:
"Namazsız ezan ve ezansız namaz" ne demek dedeciğim?
Dede torununa şefkatle açıklar:
"Bak yavrum, geçen hafta komşumuzun çocuğu doğdu. O çocugun kulağına ben ezan okudum, hatırladın mı?"
- Evet, dedeciğim.
- İşte o ezanın namazı yoktur, sen de gördün ki namaz kılmadık.
- Haklısın dedeciğim, şimdi fark ettim.
- Pekiyi geçen ay dayın vefat ettiğinde onun cenazesini bizim camiye getirdiğimizde sen de vardın. Hatırlarsan dayın için cenaze namazı kıldık hep beraber.
- Evet dedeciğim, yengem cok ağlamıştı.