Onurlu Duruşun Adı ve İhanet Çemberi Oyuncuları

ONURLU DURUŞUN ADI VE İHANET ÇEMBERİ OYUNCULARI

Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye gündemini en çok meşgul eden konuların başında yer alan mayınlı arazinin temizlenmesi hususundaki kanun teklifi mecliste kabul edildi. İktidar partisi milletten gelen tepkiler neticesinde konunun öncelikle Milli Savunma Bakanlığı, ardından Maliye Bakanlığı nezrinde değerlendirilmesini, bu iki merciden sonuç alınamazsa başka bir ülkenin bölgeyi mayınlardan arındırması koşuluyla temizlenmiş toprakları kullanabilmesine olanak sağlanmıştır.
Özellikle MHP'nin kamuoyuna, arazilerin bir başka ülke tarafından temizlenmesi koşuluyla o ülkeye verilmesi mevzusunun kabul edilemeyeceğini, vatan toprağının ne olursa olsun bir başka ülkeye peşkeş çekilemeyeceğini ve bunun nedenlerini paylaşmasının ardından, bu girişim Türk Milleti'nden destek bulmuş ve AKP geri adım atmak zorunda kalmıştır. Her ne kadar kanun teklifine eklenmiş olunsa da iktidar partisi bu arazileri artık bir başka ülkeye veremeyecektir. Çünkü Türk Milleti böyle bir girişimi onaylamayacağını, başta o yöredeki yaşayan halk olmak üzere, aççıkça söylemektedir.
Milli olan bu konuda da milletin çıkarı çerçevesinde mücadele eden MHP ve Sayın Bahçeli mücadelesinde başarılı olmuş, milletimize ait olan toprakların bir başka ülkeye verilmesinin önüne geçmiştir. Milliyetçi Hareket'in Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Suriye sınırımızdaki mayınların temizlenmesi ile ilgili kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM'den saatlerce ayrılmayarak, görüşmeleri bizzat ve yakından takip eden 'tek liderdi'.
Hâlbuki kendisine ülkücü harekete düşmanlığı ilke edinmiş Yeniçağ Gazetesi'nde 29 Mayıs 2009 Cuma günü Sebahattin Önkibar imzasıyla bir yazı yayımlanmış, "****** Mardin'de, Bahçeli Nerede?" isimli bir "yazıcık" kutusuyla, kendince MHP Lideri'ne ve ülkücü harekete laf söylemeye çalışmıştı.
Oysaki Sayın Bahçeli, Avrupa'da yaşayan Türklerin tek çatı altında toplandığı Türk Federasyon'un kurultayına katılmak için gittiği seyahatinden döndükten bir gün sonra, milletin temsil edildiği meclisteki oturuma bizzat katılarak, oturumun her anında bulunmuş, yapılan oylamada da millet adına doğru olan tavrını ortaya koymuştur. Bu sorumluluk örneği ve onurlu duruş, bırakın meclisteki diğer parti liderlerini, MHP dışındaki hangi parti yâda partilerin milletvekillerinde mevcuttur?
Şüphesiz ki MHP'ye karşı dürüstlükten ve doğruluktan uzak bir yaklaşımla değerlendirmelerde bulunanların bunu anlayabilmesi mümkün değildir. Yerel seçimlerden önce "MHP'ye oy vermeyin" şeklinde, ihanetin ve saldırıların kurumsallaştığı bir gazeteden Sebahattin Önkibar gibi çığırtkanlık yapanlar, bugün de sadece 'MHP'ye nasıl olurda zarar veririz' derdindedirler. MHP'ye yönelik saldırılar sadece bununla da sınırlı kalmamaktadır…
Ülkemiz ve milletimiz ile ilgili ortaya konulan tüm oyun ve tezgâhları deşifre edip, maskeleri düşüren ve Türk Milleti'nin bekası için var gücüyle çalışan Ülkücü Hareket ve Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye karşı, kirli emellerin bir türlü amacına ulaşamamasından doğan 'korku ve hırsla' hayata geçirilmek istenilen senaryoların diğer figüranları da bu günlerde dokuzuncusu düzenlenecek olan "Olağan Büyük Kongre" öncesinde harekete geçmiştir.
Harekete geçenler gerçekte, gücünü birlik ve beraberlik, sağlam ideolojik alt yapısı ile Liderine olan karşılıksız bağlılığı esas alan teşkilat yapısından edinen Ülkücü Hareket'in içerisine fitne-fesat tohumları serpiştirip, ülkemize tehdit olarak öngörülen konular karşısındaki duruşu takdirle ve heyecanla karşılanılan Milliyetçi Hareket'in önüne set kurmak istenilerek, aziz milletimize karşı yapılmak istenilen düşmanlıkların önünü açmak derdindedirler. Bu niyette olanlar geçmişte de başka isimler üzerinden, MHP Liderine karşı düşmanlıklarını, hainliklerini ve ihanetlerini yapmış ve hiçbir sonuç elde edememiştir. Bugünde MHP Genel Başkanlığı için aday olacağını 'masum olmayan ve kirli' amaçlarla ilan edenler şu gerçeğin farkına varmalıdırlar…
Kaynağını ve gücünü yüce Türk Milleti'nden alıp, sevdası da yine Türk Milleti için olan Ülkücü Hareket'in, yıllardan bu yana süregelen zaman içerisinde derelerden nehirlere oradan da çağlayanlara dönüşen azim ve kararlığı ile "büyük ülküsüne" ulaşmak amacıyla kat ettiği yola hangi şahıs ve kirli emelliler bent kurabilir yâda bu kararlığının ve bu büyük sevdanın önünü kesebilir?
Bunca gerçek ortadayken, yanılgıya yada yılgınlığa ve hatta ihanete düşmüş olanlar ihtiras ve hasetten beslenen kinin, asla sevdayı yenemeyeceğini hiç düşünmüyorlar mı?
O sevdanın adı Türk Milleti'dir, ülküsü de bölgesine ve dünyada lider ülke olabilmektir.

İsmail ÖZDEMİR
ORTADOĞU

Paylaşımın için teşekürler Avşar Beyi,
Bu memlekette iyiki Gönlü Vatan aşkı ile yanan Bozkurt'lar var.

_Başımızda bugünkü G_n_ysu dünkü POTAMYA'lı bir Nemrut bulunmaktadır.
_Potamya'nın bir kısmı sonradan Müslüman olmuş Rum'dur.
_2003 yılında Nemrut burayı ziyaret ettiğinde G_n_ysu'ya hoş geldin pankartı yerine Potamya'ya hoş geldin pankartı açılmıştır.
_İlk Şeyh sait isyanı burada başlamıştır. Mustafa Kemal ******, Hamidiye zırhlısı ile Potamya sahillerinden gönderdiği 3 - 5 kuru sıkı mermi ile altlarına etmişler ve sahile gelerek Hamidiye zırhlısına secde durmuşlardır.
_Vatanı satma projeleride 1923'te başlamış olup günümüzde bu seviyelere gelmiştir. Proje Yahudi - Ermeni yapımı, uşaklarıda maalesef ki madde uğruna maneviyatı amaç yerine araç gibi kullanan Deccal zihniyetidir.

Şundan asla şüphe etmiyoruz, "Cenabı Hak, sonuçta zafer inananlarındır" diyor inanıyor ve bugünkü olumsuzlukların Yüce Mevla'nın bu milletin Sabır imtihanına tabi tuttuğunu inanıyoruz...

Bu Millet geçmişte Şeyh Edebalı, Fatih, Kanuni, Yavuz, Mustafa Kemal'ler çıkardığı gibi gelecektede çıkacağından asla şüphe etmiyoruz.

Milliyetçi Hareketin Bilge liderine karşı yapılan saldırıların temelinde Türk milliyetçiliği hareketinin bizatihi kendisi vardır.

Belli merkezlerin talimatları ile Ülkücü tabanın yönlendirilmesi ve lidere karşı isyan hareketlerinin başlatılması için oldukça çirkin ve haksız bir şekilde yılmadan usanmadan gayret gösteriyorlar.

Onlar çirkefliklerini sürdüre dursunlar, bilge liderin gösterdiği çabalarla memleket ve millet büyük ihanetlerden korunmaktadır.

Ülkücü duruş ve adap, dava adamlığı lidere bağlılığı gerektirir. Milliyetçi hareketin liderine ve onun kişiliğine yapılan saldırı bu harekete yapılan saldırılardır.

Birileri sloganlarla gönül eğlendirip, belli merkezlerin gönlünü hoş ederken, birileride dava adamlığını gösterip davasına, teşkilatına ve liderine sahip çıkmaktadır.

Milliyetçi hareketin liderine laf edenin dilini kökünden sökmek gerektir.

sevgili gazi..ne yazıkki iceride adam gibi tartışmamız gereken konuları iki küfürbazın ( önkibar -yıldıray ) üzerinden yürütmeye calıştığımız icin dir ki kimse kimseyi anlamıyor kimse kimseyi dinlemiyor..
fikri hareketlerde ,ideolojik hareketlerde en fazla konuşması gerekenler ;, ülkücü fikriyetı kavrayan ,anlayan ,onu bir hayat tarzı olarak benimseyen ,islam ahlakından nasibini almış ,türklük gururunu icine sindirmiş ,ülkücülüğün sloganlar ve küfürlerden öte bir şeyler olduğunu idrak etmiş..ülküdaşlık hukukunun ne olduğunu ,dava adamlığının ne olduğunu , lider ve genel başkan arasındaki farkı anlayabilen..bu hareketi en yüksek noktada temsil yetkizsine haiz olan kişinin ( ister lider ister genel başkan ) saygıya değer oldunu unutmayan, aynı şekilde ( genel başkanda olsa ) ; her ülkücünün bu davanın selameti acısından fikir üretmeye ,kaygı duymaya ,yeri gelincede (kongrelerde) fikrini safını acıkca belli etme hakkına saygı duyan...insanlardır diye düşünüyorum..

Fikrin bittiği yerde kavganın ,nizahın .küfürün ve basit kahramanlık gösterilerinin devreye gireceği aşikardır ,
bu günlerde oldığu gibi..
demokratik bir hakkı kullanan insanlara hic bir ayırım yapmaksızın HAİN deme..bayağılığına düşenlerin sayısı coğalır..
bugünlerde olduğu gibi..
vatan ve millet düşmanlarına göstermesi gereken enerjisini, yiğitliğini ,bilgisini ,becerisini sırf bir konuda ( genel başkanlık ) kendisi gibi düşünmediği icin dilinin zembereğini cözerek tüm ahlaki değerleri bir yana yiterek, gözünü karartarak ,tüm köprüleri yıkarak allah ne verdi bildiği cirkinlikleri sergiler
bu günlerde olduğu gibi..
böyle dönemlerde en fazla küfür edenlerin,yenilgi anında en cabuk cark edenler olduğu kesindir..
gecmişte olduğu gibi...
böyle dönemlerde şah veye vezir olma sevdasına kapılanların sonucta nasıl rezil oldukları unutulmamalıdır..
böyle dönemlerde küfür etmeyenlerin sanmayınki küfür hazneleri boş ...
böyle dönemlerde diline hakim olmaya calışanları sanmayınki hergelene dilini okşatır..
uzatmayayım..
gazi kardeşim senin yorumunun üzerinden senin gibi düşünen arkadaşlarıma bi sesleneyim dedim...yukarıya baktım hemşerimmissin..hemşerilik hukukuda önemli bir hukuk...demi...?

TEBRIK EDERIM BASALARINIZIN DEVAMINI DILERIM A E OLUN

» 3 Mayıs bir duruşun Bayramıdır.
» Ihanet açılımında yol haritası
» ASALET-CEHALET-İHANET
» Bende Merhamet,Sende İhanet...
» Bizde Merhamet,Sizde İhanet!....