UlkuGulu.Hareket-Forum.Net ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz |
|
| TÜRK ADININ ANLAMLARI VE İLK GEÇTİĞİ YERLER... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
fatoşş BalaKurt
Mesaj Sayısı : 58 Doğum Tarihi : 09/06/92 Yaş : 32 Nerden : ANTALYA\manavgat İş-Meslek : öğrenci Kayıt tarihi : 21/06/09
| Konu: TÜRK ADININ ANLAMLARI VE İLK GEÇTİĞİ YERLER... Paz 30 Ağus. 2009 - 19:29 | |
| Türkler hakkındaki en eski kayıtları Çin kaynaklarında bulmak mümkündür. Asırlar boyunca Türklerle gerek savaş gerekse ticari faaliyetlerle irtibatını sürdüren Çinliler, Türkleri çeşitli yönleri ile incelemiş, Türk tarihini Türklerden önce tesbit etmişlerdir. Çin tarihlerinde "Türk" sözünden ilk defa şu şekilde bahsedilmektedir:
"VI. asırda Kin-Şan Dağları çevresinde Juan-Juanlara tâbi iken sonra istiklalini kazanan bir Türk kavmi vardır ki kendilerine Türk adını verirler"
Yani Göktürkler'den bahsediyorlar. Ancak yapılan araştırmalar şunu açık şekilde ortaya koyuyor ki Türk adı bizlere Çinlilerin verdiği ya da VI. asırda ortaya çıkmış bir ad değildir. Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Afet İnan'ın sözlerine baktıktan sonra "Türk" adının kökeni hakkındaki değişik görüşlere yer verelim:
"Herhalde Türklere "Türk" ünvanı Çinlilerin "Tukyü" dedikleri Türk Devletinin teşekkülüyle verilmiş değildir. Mesela Etrüsklerin İtalya'ya giden kısmına M.Ö. VIII. asırda "Türski" denildiğini kaynaklarda görebilirz. Halbuki "Tukyü" devleti M.S. VI. asırdadır. Herhalde Türklerin isim babası Çinliler olamazdı. Türklerin isim almak için hiçbir millet tarafından vaftiz edilmeye ihtiyacı yoktur."
Çin tarihlerinde iki şekilde telaffuz edilen bu söz bugün "Tu-kiüe" diye telaffuz edilmektedir. Yani Türk sözünün ilk hali iki hecelidir. Zaten Orhun Abidelerinde de bu söz:
KÜ - R - Ü - Tşeklinde yazılmaktadır. Yani bu devirlerde bu söz "Türk" değil "Türük" diye yazılmış ve okunmuştur. Bundan daha öncesinde Çin kaynaklarında ilk defa M.Ö. 1328 tarihinde; "Jong" ve "Tik" adını taşıyan bir kavmin ciddi siyasi faaliyetlerinden söz edilir. Bu kavim değişik tarihlerde 2 defa Çin'in kuzey bölgelerinden Moğolistan'a kadar olan bölgeleri hakimiyeti altına almıştır. Yani tam göçebe Türklere göre bir durum Önce hakimiyet altına alıp sonra oralardan çekilip başka yerlere gitmek. Heredot'dan Zeki Velîdi Togan'a, Thomsen'a kadar birçok bilim adamı bu "Tik"lerin aslında Türkler olduğu tezini ortaya koymaktadırlar. EFSANELERE GÖRE TÜRK ADININ ASLIDoğu Mitolojisinde Nuh Tufanı'nın kökeni Sümerlere kadar dayanır. Değişik şekillerde günümüze kadar gelen bu hikayeden Tevrat'ta ve Kur'an-ı Ker'im'de de bahsedilir. Tevrat'a göre kavimler Hz. Nuh (A.S.)'un üç oğlu olan Ham, Sam ve Yafes'ten meydana gelmişlerdir. Ham'dan Hâmiler (Afrika yerlileri), Sâm'dan Sâmiler(Araplar, İbraniler ve Aramiler), Yafes'ten de Türkler ve Ari ırklar türemiştir. Buna göre Türk Yafes'in oğludur, Türk Milleti buradan türemiştir. Bu konudan değişik kaynaklarda da bahsedilmektedir. Divanü Lügat'it Türk'te "Türk" sözcüğünün karşısında şunlar yazmaktadır:
Tanrı yarlığayası Nuh'un oğlunun adıdır. Bu, Tanrı'nın, Nuh oğlu Türk'ün oğullarına verdiği bir addır.
Ebûl Gazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk adlı eserinde de bu efsaneden bahsedilmektedir.
Yafes'in; Türk, Hazer, Seklab, Rus, Menşek, Çin, Kemari, Belüç, Halih, Sedsan ve Gaz adlarında 11 oğlu vardı. Bunların en cesur ve en bilgilisi Türk'tü. Yafes'in yerine o geçti. Keçeden çadır ve otağ yapmayı, hayvan derisinden giysi yapmayı o icad etti ve diğer kardeşlerine öğretti. Yafes ve nesline Hz. Nuh (A.S.) tarafından Asya havalisi verildi. Yafes'in oğulları zamanla çoğaldılar. Doğuya ve kuzeye doğru yayıldılar. Bunlardan Çin doğu taraflarına giderken, Türk Asya topraklarının ortasında dağlarla çevrili, verimli bir bölge'de kaldı. TÜRK SÖZÜNÜN ANLAMINA VE KÖKÜNE DAİR
Bir kısım dilbilimci ilk olarak "Türük" biçiminde kullanılan "Türk" sözünün anlamı hakkında şu tezi ileri sürerler. "Törük = Türük" sözü, yörük kelimesinin yörümek fiilinden türemesi gibi "törümek" yani türemek mastarından gelmektedir. Bu görüşe göre "Türk" sözünün anlamı; türemiş varlık yani insan olarak açıklanmıştır. Bununla birlikte bazı araştırmacılar Türkçe'de güçlü anlamına gelen Türük sözüyle bu sözcüğü bağdaştırarak Türk sözünün anlamını "güçlü, kuvvetli" olarak açıklamaktadırlar. Türük sözünün "türe"ye uyan, itaat eden, disiplinli millet manasına geldiği teziyle birlikte bu iki görüş Türk sözünün anlamı hakkında öne çıkarlar. Türk tarihçileri genellikle Türk sözcüğünün manasının "kuvvetli" olduğunu kabul ederler. "Türkler bir ırk ve millet olmak haysiyetiyle yeryüzünün en şerefli insanlarıdır. Karakterleri pek asil ve yücedir. Asaletleri alınlarında ve amellerinde yazılıdır. Onların yurdu efendiler diyarıdır, kahramanlar, şehitler ülkesidir. Öyle zannediyorum ki Türklerin düşmanı olmak tüm insanlığın düşmanı olmak demektir. Tanrı beni böyle bir davranıştan uzak tutsun."
| |
| | | fatoşş BalaKurt
Mesaj Sayısı : 58 Doğum Tarihi : 09/06/92 Yaş : 32 Nerden : ANTALYA\manavgat İş-Meslek : öğrenci Kayıt tarihi : 21/06/09
| Konu: Geri: TÜRK ADININ ANLAMLARI VE İLK GEÇTİĞİ YERLER... Paz 30 Ağus. 2009 - 19:30 | |
| Türk Milleti'nin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir; Türkler binlerce yıldan beri tarih sahnesinde yer almaktadırlar. Bu durum, bilim adamlarının dikkatini çekmiş ve onları Türk kelimesinin kökenini araştırmaya yöneltmiştir. Türk adının kaynağını bulmak amacıyla yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Kimi uzmanlara göre, Türk adına ilk defa MÖ 14. yüzyılda "Tik" veya "Tikler" şeklinde rastlanılmıştır. Bazı uzmanlar ise bu adın MÖ 14. yy.dan önce de var olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Türkler'in binlerce senelik geçmişi göz önünde bulundurularak, Türk adının nereden geldiğine ilişkin birçok iddia ortaya atılmıştır. Türkler'in eski dönemlerine ilişkin bilgilerin kökeni çoğunlukla Çin tarihine dayanmaktadır. Çinli tarihçiler MÖ 2000-1000 yılları arasında ilk Türk hükümdarlarından bahsetmektedirler. Bununla birlikte, eski Çin kaynaklarındaki Türk hükümdarlarının ve devletlerinin adları Çince yazılıdır. Bunların Türkçe karşılıkları tam anlamıyla bilinmemektedir. Profesör Erol Güngör'ün deyişiyle, "Bizim atalarımız o çağda "Türk" adıyla anılmıyordu. "Türk" kelimesi bugün bir milletin adıdır ama atalarımız o zaman henüz bir millet halinde değildi. Boy ve aşiretler halinde yaşıyorlardı ve her aşiretin ayrı bir adı vardı." Türk adının tarih sahnesine çıkışı MS 6. yüzyılda kurulan Göktürk milleti ile olmuştur. Orhun kitabelerinde yer alan "Türk" adı daha çok "Türük" şeklinde gösterilmiştir. Yani, Türk kelimesini ilk defa resmi olarak kullanan siyasi teşekkül Gök-Türk İmparatorluğu olmuştur. Göktürkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, daha sonra Türk Milleti'ni ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Çin İmparatoru MS 585 yılında, Gök-Türk Kağanı İşbara'ya gönderdiği mektupta "Büyük Türk Kağanı" diye hitap etmiştir. İşbara Kağan'ın Çin İmparatoru'na cevabi mesajında da "Türk Milleti'nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti" ifadesine yer verilmiştir. Bunlar Türk adını resmileştiren olaylar olarak tarihe geçmiştir. Göktürk yazıtlarında Türk sözü daha çok "Türk Budun" şeklinde geçmektedir. Türk Budun, Türk Milleti anlamındadır. Dolayısıyla Türk adı bu dönemlerde bir topluluğun veya kavmin isminden ziyade siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak görülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir. Türk kelimesinin anlamı üzerinde de çeşitli görüşler vardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir: Çin kaynaklarında "Tu-küe (Türk)" miğfer olarak yorumlanmakta; İslam kaynaklarında ses benzeşmesine dayanarak terk edilmekte, olgunluk çağı şeklinde değerlendirilmektedir. Arminius Vambery'nin 19. yüzyılda yazdığı eserlerinde belirttiğine göre, Türk kelimesi "türemek"ten gelmektedir.
Ünlü Alman Türkolog Albert von Le Coq, Türk deyişinin "güç-kuvvet" anlamı taşıdığını ileri sürmüştür. Bu konudaki diğer çalışmalara göre, Türk kelimesi, "Altaylı (Ceyhun ötesi Turanlı)" kavimlerini tanımlamak üzere 420'li yıllardaki bir Pers metninde görülmektedir. Yine 515'de, "Türk-Hun" (Kudretli Hun) tabirinin de geçtiği bilinmektedir. İran kaynaklarında Türk kelimesinin "güzel insan" karşılığında kullanıldığı belirtilmektedir.
9. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud, "Türk adının Türkler'e Tanrı tarafından verildiğini" belirtmiş; "gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk çağı" demek olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Türk kelimesinin "güçlü-kuvvetli" anlamına geldiği, bugün neredeyse bütün tarihçiler tarafından kabul görmüştür.
Türk Yurdu Günümüzde sayıları 350 milyonu aşan ve oldukça geniş bir bölgeye yayılmış olan Türkler'in ilk ana yurdunu tespit edebilmek için geniş araştırmalar yapılmıştır. Çeşitli alanlarda, farklı uzman ve bilim adamlarınca yapılan çalışmalar sonucunda her alanda farklı iddialar gündeme gelmiştir. Böylece ortaya şöyle bir tablo çıkmıştır:
Tarihçiler, Çin kaynaklarına dayanarak Altay Dağları'nın; etnologlar, İç Asya'nın kuzey bölgelerinin; dil araştırmacıları, Altaylar'ın veya Kingan Dağları'nın doğu ve batısının; kültür tarihçileri, Altay-Kırgız Bozkırları arasının; sanat tarihçileri, Kuzeybatı Asya sahasının; antropologlar ise Kırgız Bozkırı-Tanrı Dağları arasının ilk Türk ana yurdu olduğunu iddia etmişlerdir. Bu konudaki araştırmalara göz attığımızda, Türkler'in ilk ana vatanlarının kesin sınırlarını çizmenin mümkün olmadığı görülür. Bunun asıl nedeni Türkler'in ilk zamanlardan itibaren oldukça geniş bir alana yayılmalarıdır. Son yıllarda yapılan dil araştırmaları göz önüne alındığında, ilk Türk yurdunun "Altay Dağları'ndan Urallar'a kadar uzanan, Hazar Denizi Kuzeydoğu Bozkırlarından Tanrı Dağları'nı kapsayan çok geniş bir bölge" olduğu anlaşılmaktadır.
Türkler, tarihin akışı içerisinde, ana yurtlarından çok uzak mesafelere göç ederek geniş bir coğrafi alana yayılmış; bugün Balkanlar'dan Çin Seddi'ne, Sibirya Bozkırları'ndan Horasan, Afganistan, Tibet'e kadar olan bölgeleri yurt edinmişlerdir.
Günümüzde özgürlük ve eşitliğin öncülüğünü yaptıklarını iddia edenler bilmelidir ki, insan hak ve hürriyetlerinin gerçek anlamdaki ilk uygulayıcısı Türkler olmuştur. Türkler tarafından kurulan devletlerde din, dil ve ırk ayrılığı gözetilmeksizin herkese eşit davranılmıştır. Profesör Hakkı Dursun Yıldız bu gerçeği, "Bütün tarih boyunca Türkler'de din, dil ve ırk ayrılığı sebebiyle Amerika ve Avrupa'da her zaman rastlanan bir katliama, işkenceye ve hakların elinden alınmasına kesinlikle rastlanmamaktadır" şeklinde ifade etmiştir.
Dikkat çekici bir nokta, eski Türk kavimlerinde, kadınların erkeklerle neredeyse eşit haklara sahip olmalarıydı. Türk kadınları toplum hayatının hemen her aşamasında görev alırlar; yeri geldiğinde savaşmaktan çekinmezlerdi.
| |
| |
| | | | TÜRK ADININ ANLAMLARI VE İLK GEÇTİĞİ YERLER... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|