UlkuGulu.Hareket-Forum.Net ÜLKÜGÜLÜ | UlkuGulu.com | facebook.com/UlkuGuluyuz |
|
| AHMeT $aFaK | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AsenA_03 BozKurt
Mesaj Sayısı : 632 Doğum Tarihi : 20/11/88 Yaş : 36 Nerden : ERGeNeKoN İş-Meslek : DaVa MiLiTaNI İsim : cCc_KIZIL_ELMA_cCc Kayıt tarihi : 03/11/09
| Konu: AHMeT $aFaK Salı 3 Kas. 2009 - 22:47 | |
| [center][color=yellow][color=red]Ahmet Şafak'ın kaleminden; İstanbul'da doğdum. Bütün öğrenim hayatımı İstanbul'da sürdürdüm.İşletme eğitimi aldım ama bitiremedim.Şu an Bakü Devlet İnce sanat( Devlet Konservatuarı) Üniversitesinde kompozitörlük bölümü öğrencisiyim. Daha önce gazeteciydim.Yayınlanmış 4 adet kitabım var.Kitaplarım sosyal-politik inceleme eserleridir.Yazmak hayatımın vazgeçilmezidir,artık gazeteci değilim,edebiyatla her gün biraz daha fazla haşır neşir durumdayım.Her tür kitap okurum,seçmem.Kitap okuyuşumda her hangi bir görüş saplantım yoktur.Öğrenme kavramını bir bütün olarak kabul ederim,ayrımı bilgim ve kriterlerim çerçevesinde yaparım. Ben bir sanatçıyım.Dünyaya sanatın geniş,duygusal,hoşgörülü,renkli ama bir o kadar da sorumluluk isteyen penceresinden bakarım.ben bu ülkenin sanatçısıyım.Türküm ve müslümanım.Elbette bu unsurlar sosyal bakışımı çerçeveler,formalaştırır.Gayem milletime hizmet etmektir.En iyi hizmet milletin kuşakları arasında kültürel bağ kurmaktır,buna amaca yakışır eserler vermektir. Şu ana kadar öyle yaptım. Altı albüm çıkardım.Şarkılar tamamiyle şahsıma aittir.Bir iki anonim esere de yer verdim. Yalnızkurt isimli eserimi bilmeyen yoktur.Bu eserin sözü de müziği de sonundaki şiiri de bana aittir. TGRT'de SÖZ-MÜZİK AHMET ŞAFAK adıyla şov programı sundum.Her perşembe akşamı renkli konuklarla değişik bir program örneğiydi.Bu programda her hefta orijinal-yeni besteler yaptım seslendirdim. Dizi filmler gerçekleştirdim.Başrolünde yer aldım.Bunlardan ilki AVCI idi.Kanal D'de gösterildi.Ahmet Şafak,Toprak Sergen,Cem Karaca,Yasemin Kozanoğlu,Nefise Karatay gibi isimler vardı.Sonra Kanal 7'deki RABİA bu dizi filmde sevgili Yeliz Şar ile başrolü paylaştık.Ardından KIYAN TEPESİ EFSANESİ adlı televizyon filmi.Bu film çok anlamlı bir anadolu efsanesini konu ediyordu.Severek oynadım,Kıyan'ı canlandırdım.Türkiyemizin pek çok yöresinde sayısız konserler verdim.Sadece Türkiyemiz 'de değil,Avrupa'da ve Türk dünyasında.. Kırgızistanda ve Azerbaycanda verdiğim konserleri unutamam.Azerbaycan'ın görkemli müzik abidesi Devlet Flormania salonunda ilk kez konser veren Anadolu Türkü olarak tarihe geçtim.Azerbaycan'da verdiğim konserlerden sonra yine bir ilki gerçekleştirerek bir sinema filmi çalışması yaptım.çeşitli sebeplerle yarıda kalan filmin çalışmalarına önümüzdeki aylarda devam edilecek. Şu an üzerinde çalıştığım biri tarihi olmak üzere iki roman var.Zannederim ikibinaltı son aylarına doğru ikisini de bitirebileceğim. Ve Kral Tv ödülü. Geçtiğimiz yıl özgün müzik dalında erkek kategorisinde Sarıkamış isimli eserimle Kral Tv ödülü aldım. Şimdide yine bir ilk Sinema filmi Senaryosu tarafımdan yazılan,müzikleri yine tarafımdan yapılacak olan Vatansever filmi.[/color][/color] [color=red][b]------------------ ----------------- ---------------------- 7 ALBÜM 5 KİTAP 2 DİZİ FİLM 1 TELEVİZYON FİLMİ 4 YAZI DİZİSİ Sanatçımız Ahmet Şafak edebiyat ve Müzik dünyası içinde yer aldığı sürede pek çok esere imza atmıştır. Bunların içinde yedi albüm,5 kitap,iki dizi film oyunculuğu,bir televizyon sineması oyunculuğu,dört uzun yazı dizisi yazarlığı ile çalışmalarını yoğun bir atmosferde sürdürmüştür.Hala da çalışmalarına devam eden sanatçımızın eserlerinin isimleri aşağıda belirtildiği gibidir. -YÜREĞİM YÜREĞİNLE -Bu Şehirde -Dur Dinle -Aygız -Nevada Semey -Sevginin Gücü -Yabangülü -Alıcı Kuşlar -Deli Gönül -Unutma Beni -YALNIZKURT -Bu aşkı öldüremezsin -Beni Ellere Sorma -Gülüm -AliOsman -Yüreğini Dinle -Kırmızı-Beyaz Yarim -Sevdalı Şehit -Gada Gözlüm -Vefasız Yar -Yalnızkurt -Turkuaz Yarim -ADAM GİBİ -Adam Gibi -Yenilgimiz Kutlu Olsun -Ah Be Yar -Gözüm Yok -Lal -Usta -Köroğlu -Olsun -Babamı Özledim -AŞK MİLİTANI -Aşk Militanı -Tamam -Unut Onu Gitsin Gönlüm -Küf Kokuyorum -İlle de Türkiyemiz -Döneriz Elbet -Nalına Mıhına -Yalnızkurt'un Mektubu -Anneme Söyle -Dağlar Yürür ŞİMDİ -Alaturka -Şimdi -Aşk Bizdedir -Karadeniz Koçaklaması -İt Gününde Kalmışsın -Sarıkamış (2005 yılı Kral Tv Video Müzik Ödülü) -Boşverdim -Kader Katibi -Habersiz Gitme -BEN HALA NÖBETLERDEYİM -Kan Uykusu -Ben Hala Nöbetlerdeyim -Edebalım -Yahu Senin Nen Ağladı -Ölürüm Sen Gidince -Hicaz -Teneffüs -Annelere Ninni - -Ve Sanatçımızın yorumunu öne çıkartan ŞAFAK TÜRKÜLERİ isimli eser. -KİTAPLAR -Türk Asrına Giderken -Kavramlara Dokunmak -Yükselen Milliyetçilik ve Liberal İhanet -Kan Meclisi:1915 -Yedi Uyuyanlar Efsanesi ( hazırlanıyor ) -Sanat,Siyaset,Şöhret ( hazırlanıyor ) -DİZİ FİLMLER VE TV FİLMLERİ -Avcı -Rabia -Kıyan Tepesi ( TV Filmi ) YAZI DİZİLERİ -MHP'NİN YENİ VİZYONU -ADİL DÜZENİN ANALİZİ -TARİHE NOT DÜŞMEK -TARİHİ BARIŞTIRMAK...[/b][/color] [color=red][url=http://www.ahmetsafakyalnizkurt.net/][size=9][color=#ff0000] http://www.ahmetsafakyalnizkurt.net/[/color][/size][/url][/color][/center]
En son AsenA_03 tarafından Salı 3 Kas. 2009 - 22:51 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | AsenA_03 BozKurt
Mesaj Sayısı : 632 Doğum Tarihi : 20/11/88 Yaş : 36 Nerden : ERGeNeKoN İş-Meslek : DaVa MiLiTaNI İsim : cCc_KIZIL_ELMA_cCc Kayıt tarihi : 03/11/09
| Konu: Geri: AHMeT $aFaK Salı 3 Kas. 2009 - 22:50 | |
| ESERLERI:
YÜREĞİM YÜREĞİNLE(1999) Bu Şehirde Dur Dinle Aygız Nevada Semey Sevginin Gücü Yabangülü Alıcı Kuşlar Deli Gönül Unutma Beni -------------------------------------------------------------------------------- YALNIZKURT (2000) Bu aşkı öldüremezsin Beni Ellere Sorma Gülüm AliOsman Yüreğini Dinle Kırmızı Beyaz Yarim Sevdalı Şehit Gada Gözlüm Vefasız Yar Yalnızkurt Turkuaz -------------------------------------------------------------------------------- AŞK MİLİTANI (2001) Aşk Militanı Tamam Unut Onu Küf Kokuyorum İlle de Türkiyemiz Döneriz Elbet Nalına Mıhına Yalnızkurt'un Mektubu Anneme Söyle Dağlar Yürür Dağlara Taşlara -------------------------------------------------------------------------------- ADAM GİBİ (2004) Adam Gibi Yenilgimiz Kutlu Olsun Ah Be Yar Gözüm Yok Lal Usta Köroğlu Olsun Babamı Özledim -------------------------------------------------------------------------------- ŞİMDİ (2005) Alaturka Şimdi Aşk Bizdedir Karadeniz Koçaklaması İt Gününde Kalmışsın Sarıkamış (2005 yılı Kral Tv Video Müzik Ödülü) Boşverdim Kader Katibi Habersiz Gitme -------------------------------------------------------------------------------- BEN HALA NÖBETLERDEYİM (2007) Kan Uykusu Ben Hala Nöbetlerdeyim Edebalım Yahu Senin Nen Ağladı Ölürüm Sen Gidince Hicaz Teneffüs Annelere Ninni Sen Yoksun Diye Nerdeydin Kozan Dagi -------------------------------------------------------------------------------- ŞAFAK TÜRKÜLERİ isimli eser.(2007) Cevizin Yapragi Ben Yururum Yane Yane Sari Gelin Kiziroglu Hey Onbesli Canakkale Turkusu Bir Of Ceksem Yozgat Surmelisi Kalenin Icinde Bir Tas Olaydim Kucelere Su Serpmisem Cokertme Bagimda Uzum Kaldi -------------------------------------------------------------------------------- Aranıyor Albümü: (18.11.2008) Pusu Gözlüm Sahte Patlıcan Memleket Meselesi Adam Gibi Vay Delikanlı Gönlüm Bizanslı Dilber Karagül Muska Çanakkale Yüreğinle Gel Yalnızkurt Sevdalı Şehit Karabağ Varmısın -------------------------------------------------------------------- KİTAPLAR Türk Asrına Giderken Kavramlara Dokunmak Yükselen Milliyetçilik ve Liberal İhanet (1995) Kan Meclisi:1915 (2007) Kurt (2008) -------------------------------------------------------------------------------- DİZİ FİLMLER VE TV FİLMLERİ Avcı Rabia Kıyan Tepesi ( TV Filmi ) -------------------------------------------------------------------------------- YAZI DİZİLERİ GERÇEKLİK DÜNYASINDA DOKUZ IŞIK ADİL DÜZENİN ANALİZİ TARİHE NOT DÜŞMEK TARİHİ BARIŞTIRMAK -------------------------------------------------------------------------------- Albüm Dışı Olan 2 Eser Yüreğinle Gel(2008) Çanakkale'de Açan Güldük Biz(2008) | |
| | | AsenA_03 BozKurt
Mesaj Sayısı : 632 Doğum Tarihi : 20/11/88 Yaş : 36 Nerden : ERGeNeKoN İş-Meslek : DaVa MiLiTaNI İsim : cCc_KIZIL_ELMA_cCc Kayıt tarihi : 03/11/09
| Konu: Geri: AHMeT $aFaK Salı 3 Kas. 2009 - 22:51 | |
| Ahmet Şafak'a Ait Kitaplar Sanatçımıza Ait Toplam 5 adet Kitap bulunmaktadır.En son yayınlanan Kitap ise Kurt Eseridir.Detaylı Bilgiler aşağıda yer almaktadır. Ahmet Şafak - Kurt Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcut! Ahmet Şafak KARAKUTU YAYINLARI
Faili meçhul cinayetlerin ortasında, "kurt" misali, kimi zaman yırtıcı ve acımasız, kimi zaman karmaşık ve kurnaz ama daima rakipsiz ve yalnız Kemal’in heyecan verici öyküsü... Kurtarmak zorunda olduğu hayatlar, korumak zorunda olduğu vatanı, başında beklemek zorunda olduğu hasta oğlu, aşkından başı dönen ve fakat bu aşk için kendine izin vermediği kadın Meltem...
Katiller, sahtekârlar, karanlık güçler, Ermeni meselesi, Milliyetçi hareket, aşk ve entrika... Matruşka bebekler gibi iç içe geçmiş ilişkiler, hayata arka kapıdan girmeye çalışan karakterler ve onların başucundan ayrılmayan tehlikeler...
Çok satan roman ‘Kan Meclisi 1915’in yazarı Ahmet Şafak’tan yine akıllara durgunluk verecek bir polisiye daha. Yan yana hayatlarda uzak mı uzak bağlara sahip; Türk, Ermeni, çocuk, yaşlı, acımasız, merhametli ve kesinlikle yaşamın içinden, bir çırpıda okuyacağınız bir kitap; Kurt. Satışa çıkınca haberim olsun %30 indirimli Yayın Yılı: 2008 280 sayfa İthal Kağıt 13,5x21 cm Karton Kapak ISBN:9944714488 Dili: TÜRKÇE Ahmet Şafak Kan Meclisi 1915 : KAN MECLİSİ 1915 Ahmet Şafak ...Tüccar Levon öldürüldü!
Adli Tıp Hekimi Ahmet Kemal'in, Teşkılat-ı Mahsusa'nın korkusuz doktoru Bahatin Şakir'in, düşünür Ziya Gökalp'in ve gazeteci Helga'nın yolları bu cinayette kesişti? Yıl 1915'ti. Harbiye Nazırı Enver Paşa doğu demiryolunun hayalindeydi. Zaman, aşka ve ihanete gebeydi.
Hayali ve gerçek kişilerin birbirine karıştığı muhteşem bir kurmaca olan Kan Meclisi: 1915, günümüze kadar ulaşan etnik sorunların yumaklaştığı 1915 yılına indirilen hassas bir neşter.
İstanbul'un orta yerinde müthiş bir kovalamacaya sebep olan Ermeni teröristlerce Berlin'de şehit edilen Bahaattin Şakir'le Adli Tıp Hekimi Ahmet Kemal'in hafiyelikleri, İstanbul Üniversitesi?nin ağırbaşlı sosyologu Ziya Gökalp'in genç bir polise atılan iftirayı araştırmak için verdiği amansız mücadele, Harbiye Nazırı Enver Paşa'yı Ermeni tehcir yasasına ***üren sebepler ve Doğu Demiryolu Projesi'ni gerçekleştirme hayalleri Kan Meclisi: 1915'te!
Kan Meclisi:1915, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini de etkileyen olaylar zincirine projeksiyon çevirerek sadece edebiyat alanında değil tarihi gerçekliklere de sadık kalarak farklı bir bakış açısı sunuyor. Aynı zamanda Türkiye'deki Adli Tıp hekimliğinin başlangıcına da ışık tutuyor.
Kan Meclisi:1915 aşkı ve ölümü, tehcir tartışmalarını, İstanbul'u, savaşı, ihaneti, ama en önemlisi bir trajik direnişin öyküsünü anlatıyor.
Ahmet Şafak'ın şu ana kadar yayınlanmış 3 politik inceleme eseri ve 6 albümü var."Kan Meclisi:1915" yazarın ilk romanıdır. Sanatçımıza ait diğer Kitaplar ise şu şekildedir.: Türk Asrına Giderken Kavramlara Dokunmak Yükselen Milliyetçilik ve Liberal İhanet Detaylı bilgileri www.ahmetsafakyalnikurt.net sitesinden bulabilirsiniz. | |
| | | AsenA_03 BozKurt
Mesaj Sayısı : 632 Doğum Tarihi : 20/11/88 Yaş : 36 Nerden : ERGeNeKoN İş-Meslek : DaVa MiLiTaNI İsim : cCc_KIZIL_ELMA_cCc Kayıt tarihi : 03/11/09
| Konu: Geri: AHMeT $aFaK Salı 3 Kas. 2009 - 22:52 | |
| AHMET $AFAK’TAN MEKTUP VAR
" OKUYORUM YAZIYORUM SÖYLÜYORUM MİLLETİME ARMAĞAN OLSUN " Sanatçımız Ahmet Şafak'la bu defa yazarlığı çerçevesinde insana bakışını konuştuk. -Ahmet Bey,yeni kitabınız KURT çıktı.Konserler,kitap,senaryo yazarlığı ve diğer çalışmalar..Nereden fırsat bulupta yazıyorsunuz? -Yazmak için fırsat aramıyorum.Bu durum benim için bir ihtiyaç..Yemek,içmek ve nefes almak gibi..Ben aydın olma sorumluluğumu yerine getirirken eser üretmiş de oluyorum. -Senaryo yazarlığınızı biraz açabilirmisiniz?Şu an üzerinde çalıştığınız bir senaryo var mı?En son Hasan Tahsin üzerine bir senaryo yazmaya başlamıştınız? -Hasan Tahsin ile ilgili senaryoyu bitirdim ve Kültür Bakanlığına verdim.Biliyorsunuz bu çalışma çok orijinal,ayrıcalıklı bir çalışma.Türk sinema tarihinde bir ilki gerçekleştiriyoruz.Hasan Tahsin'le ilgili bir çalışma özellikle basın dünyasında oldukça alaka topladı.Ama çu yoğunlaşma esnasında şunu öğrendim ki Türk milleti için bir değer meydana getirmeye çalışanlar unutma tepkisiyle karşılaşmışlar.Hasan Tahsin,Sorbon'da eğitim alan,milliyetçi bir aydın.Gazeteci ..Ve hayatının baharında intihar gibi bir vatansever eylem yapıyor.Yunan işgali konusunda halkı aydınlatmaya çalışıyor sonunda da Türk direniş kıvılcımını atıyor ancakr kendisi hakkında bilgi yok.Bu çok üzücü bir durum. Şimdi bir dizi üzerine taslak çalışması yapıyorum.1919-22 arası işgal İstanbul'un da futbolcu gençlerin Anadoluya silah sevkiyatı mücadelesini yazıyorum.Bu çalışma da TRT için. -Konu ilginç,o dönemde futbol kuvayi milliye ile bu kadar iç içemi? -Futbol popüler kültürün en yoğfn yaşandığı bir alan.Dışardan bakıldığında fuftbol taraftarları ve futbol dünyası ulusal-milli meselelere karşı çok duyarlı olduğu izlenimi vermez.Ama gerçekler bunun tam tersidir.Futbol bizde önceleri yazaklı bir oyun.Türk gençlerinin oynamalı yasak.Türkiyede yabancılar ve azınlıklar oynayabiliyorlar.Daha sonra Türk takımları kuruluyor.Özellikle Jöntürk'lerin Abdülhamit'e karşı başarılarından sonra.Ve bu gençler milli meselelere duyarsız kalmıyorlar.Beşiktaş balkan harbinde,Galatasaray Çanakkale harbinde Fenerbahçe ise daha çok Kurtuluş Savaşında yararlılıklar gösteriyor.Pek çok şehitleri var. -Yeni kitabınız KURT hakkında bilgi verebilirmisiniz? -Kurt,2015'te geçiyor.Yine polisiye bir politik eser.Ama tarihin dokusuna uygun hareket ediyor.Yine bazı bilinmeyenlerin kapısını aralıyor.Yine okuyucuya maceralı bir fikir atlası sunuyor.Okunması kolay,zevkli bir eser oldu.Kendi içinde mesajları elbettde var,ama bunu edebiyatın çerçevesi içinde yapıyor. -Kurt'un alt başlığı dikkatimi çekti.Muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcut!Bu ne anlama geliyor? -Aslında yıllardır kamuoyunda var olan bizi gerçekçi düşünmekten alıkoyan derin devlet saplantısına karşı cevap niteliğinde bir söz.******'ün gençliğe hitabetinde vurguladğı bu husus meselelere karşı nasıl tavır alınacağına dair reçete gibi.Ben romanda bunu kurgusal bir metin olarak kullandım.Efsane ile bu cümleyi buluşturdum.Bir tür modern bir efsane oluşturdum. SUR'DA BİR GEDİK AÇTIK... 27.10.2007 12 Eylül tarihi itibariyle başladığımız Süperstar Serüveni 26 Ekim itibariyle sona ermiştir.Öncelikle bu program çerçevesinde şahsıma gösterilen destek,katkı,sevgi ve anlayış noktasındaki alakaya çok teşekkür ederim. Bir düşüncenin,bir fikrin enerjiye dönüşmesi konusunda bu programın önemli vasat olduğu fikrimi yineliyorum.Zira bizim açımızdan başmbaşka bir tecrübe olmuştur.Ve bu tecrübe etrafında buluşma kararlılığı göstermişizdir.Bu tecrübeyi birlikte oluşturduk.Çünkü biliyorum pek çoğumuz bu tecrübeyi baştan yaşamak istemedik.Bize göre değildi.Bizim için değildi.Bu tecrübeye başlarken kendimi rahatsız hissettiğimi itiraf etmeliyim.Orada bulunan sanatçı arkadaşlarla he anlamda farklı bir duruş arzediyorduk.Dünyaya bakışımız,çizgimiz,ideolojimiz, insana bakışımız her anlamda farklıydı.Ama ortada bir gerçek vardı.Televizyon ekranı ve biz. Ahmet Şafak'ı şöhretini pekiştirme,kişilik haklarını koruma ya da Yalnızkurt imajını muhafaza etme önceliği varlığımı armağan ettiğim çizgime potansiyel bir ihanet anlamı taşıyordu.İtiraf etmeliyim bu psikolojiyi bir süre taşıdım.Yani Ben Ahmet Şafak'tım ve imajım orada zedelenebilirdi.Ama Ahmet Şafak aynı zamanda bir büyük anlayışın Türk Milletini yaşama ve yaşatma ülküsünün de fedaisiydi.Bu fedainin millet davasını anlatmak için fırsat olabilecek bir tanıtım imkanını reddetmesi bencil bir davranış olacaktı. Bu fırsatı kaçıramazdım.Süperstarda olma gerekçem tamamen budur.Başından beri bilgim,kapasitem ve konuşma yeteneğim ölçüsünde buna hizmet etmeye çalıştım.Ne söylediysem hakikat penceresinden bakarak söyledim.Hakikatin,gerçeğin dilini konuşmaya çalıştım.En önemlisi o ekranlara başmbaşka bir dil getirmeye,televizyondan bambaşka bir anlatımın kelimelerini duyurmaya çalıştım.Bir müzik-eğlence programında tarihin,kültürün,şiirin konuşulması bir ilktir.ATV gibi bir kanalda KÜRŞAT atamızın telaffuzu bir ilktir.Bir ülkücünün başkaları yerine kendisini feda etmesi gerektiğini açıklılıkla,sistem bozarak,format değiştirerek yüksek sesle ifadesi bir ilktir.ATV ekranlarında Türkiye'de var olan rezil sisteme karşı olunduğunu deklare etmek bir ilktir.Müzik-Eğlence programında Necip Fazıl'ın,Ahmet Arvasi'nin adlarının geçmesi bir ilktir.Sanatın siyasetle ilişkisinin açıklanması ve bunun magazin gazetecilerince de itirafı bir ilktir.Gerçek sanatçının halkın halkın değer yargılarının yanında olması gerektiğini belirtmesi,bilgiyle mücehhez olması lazım geldiğini söylemesi bir ilktir.Binr sanatçının günümüz toplum yapısının mabetine dönüştürülen televizyonlarda bu yol çıkmaz sokak diye mabedin sakinlerinin yüzüne bakarak konuşması da bir ilktir.Bu ilkleri uzatabiliriz.Ama bir ilk daha var ki işte onu dile getirmek gerekir.Bir ülkücü sanatçının yukarda saydığım ilkleri gerçekleştirmesi gibi ilk defa aslanların önüne atılan bir gladyatör gibi başka iklimde temsiliyette bulunması.Evet bu ilkin altını çizmek gerekir.Ben Ahmet Şafak olarak burada kesinlikle öz güvenin öne çıkması gerektiği konusunda bir duruş sergilediğimi gördüm.Katıldığımız tv programlarında program sunucularının önünde iki büklüm eğilen bazı arkadaşların görüşlerinin aksine bu arenada bulunmak gerekirdi.Bulunuş bizim çizgimize ,duruşumuza,adamlığımıza ve ideolojik doluluğumuza tekabül eden bir öz güven hücum hareketidir.Ve en fazla da buyüzden yüce Rabbime hamd-ü sena ediyorum:Yüzümü kara çıkarmadığı için. Değerli Gönüldaşlarım. Bütün mesajlarınızı okudum,okuyorum,kimisine yanıt veriyorum.Bugün geldiğimiz noktada tek yürek oluşumuzu görmekten dolayı mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.Kimileriniz programın başlangıcında saygı dolu ifadelerle serzenişte bulunup programda yer almamamı bazen kelimelerle bazende metinarkası duygularla dile getirdiniz. İyiniyetinizi,sevginizi,sebebinizi biliyordum,anlıyordum.Ama ne yapacağıma olan inancım bana yol gösterdi.Aklıma Allahın Sevgilisi Resül'ü Ekrem'in HUDEYBİYE ANLAŞMASI geldi.O anlaşma çerçevesinde İslam ileri gelenlerinin geçirdiği sarsıntı geldi.Müşriklerin Peygamberimizin Allah'ın elçisi olmadığı yönündeki iddiaları anlaşma metnine girmiş,Peygamberimiz de bu maddeyi kabul etmişti.Hz.Ali bu metni yazmadı.Üzüldü,Peygamberimize yalvardı,"kabul etme" diye Peygamberimiz Divit'i Hz Ali'nin elinden alıp kendi yazdı. Allahın Habibi bizim Yolbaşçımız Hz Muhammed(Ona salat ve selam olsun)biliyordu.Zaman bizim içindi,şartlar Allahın indindeki rüzgardı ve bizim için esecekti ve en önemlisi müşrik'in eşyaya tutkusu karşısında İslamın ülküye bağlılığıydı esası değiştirecek güç.Peygamberimiz bir ülkü etrafında Allaha bağlanan gücün galebe çalacağını biliyordu. Anlaşmaya imzasını koydu.Hudeybiye Anlaşması incelendiğinde İslam için son derece zararlı maddeler içeriyordu.Ama özgüven,inanç,bilgi ve atılacak her adımın Allah rızasına matuf olması zamanın haritasını değiştirecek bir gerçekti. İşte dostlarım,gönüldaşlarım ben bu gerçeğin izinde orada oldum.Kendimi değil görüşlerimi aktardım.Duruşumun millet evladı olmaklığımın tabi sonucu sanatımın milletin hizmetinde olmaklığının açılımı olarak ifade ettim.Ülkücü Dünya görüşü medya dünyasında kabul edilebilir,telaffuz edilebilir bir bir şey değilken bunu en kaypak ve en kaygan zemin olan müzik-eğlence alanında ifade ettim ve sonucun olumlu olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.Bundan sonra millet davasını yaptığı sanatıyla zirveye çıkaracak olan sanatçı arkadaşlarımın medyada kendilerini ifade etmekten kaçınmamalarını,ifade ederken kameranın gözüne gözüne bakmalarını,ben değil biz demelerini,derken de göz ışıklarının da ha da parlamasını dilerim. Sizlere de çok teşekkür ederken bir hususta duygularınıza dokunmak isterim.Programdan ayrılış biçimimi yorumlarken şahsıma karşı haksızlık yaplıdığı anlayışını savunan bazı arkadaşlarıma şu gerçeği hasseten belirket isterim.Orada bize karşı haksızlık yapılmamıştır.Orada herkes kendisi gibi davranmıştır.Sanatçı arkadaşlarda,jüri de ve yapımcıda.Biz kimseden hakkımızı teslim etmeyi beklemeyiz.Biz kimseden o yarışmada kalma doğrultusunda görüş beyan etmesini beklemeyiz.Bu duruşumuza ters bir durum arzeder.O zaman bu arkadaşlarımın beni hala anlamadığına hükmederim.Bu program bizim için fikirlerimizi anlatma zeminiydi.Bu zemin artık bulunamaz duruma gelmişti ve ayrılmak tıpkı başlamak gibi doğay ve doğru bir davranış olacaktı.Aksine şu noktaya kadar dileklerimizi.isteklerimizi söyleyebilme fırsatı bulduğumuz için herkese teşekkür ediyoruz.Bence konuşulması gereken şey bu olmalıdır.Soru şu:Ahmet Şafak yaklaşık bir buçuk ay süren bu yarışmada üzerine düşeni yapmışmıdır?Meramımızı anlatmışmıdır?Televizyonlarda farklı ve ölçülü davranmışmıdır.Vatansever duruşunu bozmuşmudur?Türkçe anlatım kurallarına aykırı davranmışmıdır?Bilgi anlayışımızı,görgü anlayışımızı iyi ifade etmişmidir?Eğilmiş,bükülmüşmüdür?Nezaket kurallarına uymuşmudur?Bir lider,ağabey sanatçı çizgisine uygun hareket etmişmidir?Bunları konuşalım ya da cevabını arayalım. Sizleri seviyorum.Hakkınızı helal edin.Ama yolumuz bitmedi.Yola devam.Hayat bir mücadeledir ve bizim söyleyecek çok sözümüz,türkülerimiz var. Allaha Emanet olun.
BENİM CUMHURBAŞKANIM! Cumhurbaşkanlığı seçimi milletvekili seçimine benzemez.Çünkü miletvekilleri parlementoyu oluşturur ve bölgelerini temsil ederler.Ama Cumhurbaşkanı milleti,devleti temsil eder. Seçim öncesinde başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci aradan bir de genel seçim geçtikten sonra devam etmekte ve tartışma artarak sürmektedir.Abdullah Gül'ün AKP tarafından aday gösterilmesi 22.dönem parlamentosunu kilitlemiş,Genelkurmay başkanlığından yazıldığı varsayılan bir internet bildirisi ile mesele krize dönüşmüş ve AKP seçim meydanlarında bu krizi kullanarak vatandaştan oy istemiştir.Çünkü bu kriz AKP'yi mağdura dönüştürmüştür.Çünkü AKP vatandaşa "bakın görüyormusunuz eşi başörtülü olduğu için bir insanı Cumhurbaşkanı yapmadılar" propagandası yapmış ve başarılı olmuştur.Nihai olarak ortaya çıkan gerçek Genel Kurmay e-bildirisine kadar yüzde yirmilerde olan AKP oyu bir anda kırklara fırlamıştır.Çünkü Türk Milleti başörtüsü meselesini kendi meselesi olarak görmüş ve bunu kendisine yönelik bir baskı olarak kabul etmiştir. Seçimin itici faktörü cumhurbaşkanlığı seçimi ve Abdullah Gül'ün eşinin başörtüsü olmuştur.Türkiyenin istikbalini,vatanın selametini,milletin sosyal-ekonomik-kültürel-idari-psikolojik sağlığı geleceği bir tartışmanın ışığında tecelli etmiştir.Bir seçimin fırsat eşitliği içinde değerlendirilmesi açısından çok fena bir tablodur bu.Çünkü hiç bir partinin elinde bu denli güçlü bir koz bulunmamıştır. Türkiye'nin Cumhurbaşkanının eşi başörtülü olamaz mı?Olmamalı mı? Olursa ne olur? TÜrkiyenin Cumhurbaşkanının eşi başörtülü olabilir. Başörtü bir inanç sorunudur ve biz insanlarımızın,yöneticilerimizin inançlı olmasını bekleriz.Başörtü bir gereksinim değildir.Bireysel inanç sorunudur.Türkiyemiz açısından da toplumsaldır,gelenekseldir ve folkloriktir. Her anlamda başörtüsü bizim gerçeğimizdir. Başörtüsü kullanmayanlara nasıl saygımız varsa kullananlara da saygımız olmalıdır.Başörtüsü takan bir hanımefendinin Cumhurbaşkanı eşi olduğu vakit sanki o makam işgal ediliyormuş gibi bir komplo teorisi ile yaklaşmayı da gereksiz,zavallı bir duygusal tepki olarak görürüm.Ancak Abdullah Gül'ün ve Sayın eşinin bireysel anlamda incelenmesi gerektiği kanaatimi belirtmek durumundayım.Çünkü problem şekli değil ideolojiktir. İddiamız şudur ki Abdullah Gül'de Sayın eşi de Türkiye Cumhuriyetinin temsil makamını deruhte edecek bir ideolojik saflıktan yoksundurlar. Öylesine yoksundurlar ki,Sayın eş Başötüsü meselesini uluslararası hukuka taşımış ve Türkiye Cumhuriyetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet etmiştir. Burada sayın eş acaba kişisel ve anayasal hakkını kullanmıştır deyip kenara geçemezmiyiz. Geçemeyiz.Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal ******'ün belirttiği gibi Yüksek TÜrk kültürünün ve kahramanlığının ürünüdür ve bu kahramanlığa ayırdedici olan bu kültüre ve ulusal sorumluluğa sahip olan bir insanın milli mensubiyet duyarlılığı gösterip derdini,tasasını içerde halletme yoluna gitmesi beklenirdi.Çağımızın insanı sadece bireysel arzularını öne çıkaran değil aynı zamanda milli de olan insandır.Heleki temsil makamı milli makamdır. Cumhurbaşkanlığı gibi bir devleti ve milleti en üst seviyede temsil edecek olan şahısların milli varlıkları,ulusal resimleri en üst seviyede olmalıdır. Vatan duygusunun imandan olduğunu belirten peygamberimizin ümmeti olmak da milli davranmayı gerektirir.Türkiye dört tarafı tehlikeler ve tehditler denizi olan bir ülkedir.Böyle bir ülkenin Cumhurbaşkanının eşinın karşılaştığı sorunları gayrimilli zeminlere taşıması ve Cumhurbaşkanı olan bir koca'nın gölgesi altında bunu gerçekleştirmeye hamle etmesi kişisel kaldığı vakit ayıplanacak ama milli temsiliyet noktasında ise eş açısından sorgulanacak bir istifa sebebidir.Sorunlarını Avrupa kapılarında halletmeye meyyal bir davranış biçimi militan bir tavrın tezürüdür.Ve Abdullah Gül 'ün temsil ettiği zihniyetin açığa çıkması anlamında turnusol kağıdıdır. AKP'nin siyasal duruşu budur. Milli olan değil küresel olan daha değerlidir. AKP anadolunun partisi,yerli olanın sosyal profili gözükerek uluslararası hedeflere yol almaktadır.Gelenekleri kullanarak kuralsızlığı hedeflemektedir. Kesinlikle liberaldir.Çizgisi yoktur.Ve AKP gayri milli muşta kullarak cumhuriyetin değerlerini yıkmaya çalışmaktadır.Avrupa Birliğinin saçma sapan kurallarını Cumhuriletin kurallarına tercih etmektedir.AKP bu tartışmada Gül'dür. Bu yüzden Abdullah Gül benim ve Milliyetçi Cumhuriyetçilerin Cumhurbaşkanı olamayacaktır.Sayın eşinin Avrupa kapılarında aradığı hukuksal başvuru bile bu kutsal makamda yerlerinin olamayacağının açık,kesin nedenidir. Başörtüsü ile baş örtülür ama bu ayıp örtülemez. Bu yazı www.ahmetsafakyalnizkurt.com sitesinden alınmıştır. | |
| | | | AHMeT $aFaK | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|