Yolun sonu görünüyor
18 Kasım 2009
Uçakta getirilirken “Ben Türkleri çok severim. Annem de Türk’tü… Görev verilirse yapmaya hazırım” demişti.
Yıl 1999’du…
Asmaya gücümüz yetmedi. ‘Ağırlaştırılmış’ müebbet hapis verdik.
Binlerce insanın canının bedelini ömrünün geri kalanını tek başına bir odada geçirip yapayalnız ölerek ödeyecekti.
***
“Merak etmeyin, idam edilseydi bir kere ölecekti. Bu şekilde her gün ölecek” dediler.
İnandık. ,
***
2001’de kitaplarını gönderdiler sıkılmasın diye…
2002’de her hafta avukatlarıyla görüşüyordu…
2003’te örgütün internet sitesine yazılar yazmaya başladı…
2004’te eskisinden daha güvendeydi.
2005’te avukatları aracılığıyla örgüte talimatlar veriyordu.
2006’da yazar oldu bir gazeteye…
***
2007’de İmralı’yı çalışma ofisine çevirdi.
“Kürt sorununa barışçıl bir çözüm” için çalıştığını açıkladı.
2008’de günlük gazeteler gelmeye başladı ofisine…
2009’da televizyonu oldu.
***
2 ay daha bekleseler…
“2010’da nur topu gibi 5 arkadaş gönderdiler yanına” diyecektik.
Bekleyemediler.
Belli ki 2010’da hediyesi daha büyük olacak!
***
Öcalan’ın yalnızlıktan ölmeyeceğini anladım da…
Asıl biz ne zaman kahrımızdan öleceğiz onu merak ediyorum.
candaş tolga ışık...(posta gazetesi)