Keşke hep çocuk kalsaydım... Herkes büyümeyi
isterken ve sürekli
değiştirirken yüzündeki saflık maskesini, ben büyümeyi
unutsaydım,
yüzümde
hep çocukluk maskesi takılı kalsaydı...
Dinlediğim her masalın ardından hayatın toz
pembeliğinde
boğulsaydım ve
inansaydım gerçekten kurdun karnının kesildiğinde
babaannenin
çıkacağına,
parmak çocuklara, öpüldüğü zaman prens olan
kurbağalara...
Keşke gerçeklerle hiç tanışmasaydım. Aklım bütün
sorulara cevap
aramasaydı, mantık denen o asabi çehreyle hiç
karşılaşmasaydım.
Büyük yaramazlıklar yapıp küçük cezalar alsaydım.
Elma
yanaklarım, badem
gözlerim olsaydı, herkes bana hizmet etseydi, bana
ninni
söyleselerdi, beni
güldürüp eğlendirselerdi...
Yüzümde hiç eksilmeyen kocaman gülücükler olsaydı,
anlattıklarımı
herkes
zor anlasaydı, beni taklit etselerdi ve herkes benimle
beraber çocuk
olsaydı. Ayakkabı numaram yirmi beşi
geçmeseydi...Ellerim minicik,
ayaklarım
küçücük, fakat hayallerim kocaman olsaydı.
Ölüm nedir bilmeseydim, acı nedir tatmasaydım,
öfke nedir
görmeseydim,
yalan nedir duymasaydım, kalbim hiç kırılmasaydı veya
bunları hiç
anlamasaydım. Keşke hep çocuk kalsaydım.
Avcuma denizi doldurabilseydim, kuşlar gibi
özgürce uçabilseydim,
hayallerle yaşasaydım, masallarda dolaşsaydım, baş
parmağımı diğerine
değdirip birdenbire tekrar çocuk olsaydım
ALINTIDIR